⋆Aradan, tam bir hafta geçmişti...
Felix hem Hyunjin'in yanında kalmak istediğinden, hem de diğerlerinin onun güvende olmasını dilediğinden hastanede yatmayı kabul etti. Bu bir hafta boyunca, zamanının çoğunu Hyunjin'in yanına geçiriyordu. İlk zamanlarda bedenini görmek çok zoruna gidiyordu ama zamanla ne yazık ki alışmıştı. Artık onun yaralarını temizliyor, vücudunu siliyor, saatlerce onunla konuşuyordu.
Han ve Chan, genel olarak hastanede, Felix ve Hyunjin'in yanında duruyordu. Minho, nezarette yargılanmayı bekliyordu. Changbin Minho'nun kurtarılması için yollar ararken, Chan da ona yardım ediyordu. Jeongin de çoğunlukla onlarla beraberdi.
Başkan, kapalı tip bir cezaevinde, delirmek üzereydi. Kimsenin umrunda değildi pek tabi. Çete tamamen dağılmış, herkes kendi yollarına gitmişti. Biraz olsun, rahatlamışlardı artık. Bazı sorunları da sonunda çözdüklerinde, onları üzecek hiçbir şey kalmayacaktı.
Chan, her fırsatta Minho yerine içeride olması gerekenin o olduğunu söylese de, Changbin ona asla izin vermedi. Belki Minho'nun içeri girmesini engelleyemezdi ama Hyunjin'in kaçırılma ve işkence görmesi, durumu biraz hafifletebilirdi. Emniyet müdürü de bu konuda onlara yardımcı olmayı kabul etmişti. Bu yüzden, o güne bir toplantı ayarlamışlardı.
Jeongin, Chan ve Changbin, karakola girdiler. Minho'yu görüp halini hatrını sorduktan sonra, emniyet müdürünün odasına gittiler. Müdür, onları içeride bekliyordu. Onlar için ayrılmış olan yerlere oturduktan sonra, Jeongin konuşmaması için uyarı niteliğinde elini Chan'ın bacağına koydu, müdür söze girdi.
"Bay Hwang tarafında bir gelişme var mı?"
"Hayır." Dedi Changbin. "Durumu hala stabil."
"Olay yeri inceleme sonuçları elimize ulaştı." Bir dosyanın iki kopyasını Changbin ve Chan'a uzattı, ardından devam etti. "Altı adamın üçü, birer kurşunla öldürülmüş. Biri alnından, biri kalbinden, biri de başının arkasından vurulmuş. Üçü de olay yerinde bulunan silaha ait. Silah kaçak, ruhsatsız ve üzerinde hiçbir parmak izi yok. Diğer adamlardan birisinin boynu kırılmış. Birisi kafasına aldığı darbe sonucu beyin kanaması geçirerek hayatını kaybetmiş, öbürünün ölüm sebebi ise hala meçhul. Sağlık ekipleri bildirdiğinde bir tanesini tanık olarak bulup ifadesini aldılar. Adam, bay Minho'nun onlarla beraber olay yerine geldiklerini söylemiş."
Chan, kafasını kaldırıp müdüre baktı. Bu, Minho'yu aklayabilirdi. Müdür bir Chan'a, bir de Changbin'e baktı. "Ekipler geldiğinde olay yerinde Bay Seo, Bay Bang ve Bay Hwang varmış. Bay Hwang'ın durumundan dolayı zaten suçlu olamayacağı düşünülüyor. Yani, ikinizden birisi gerçek suçlu..."
Changbin ve Chan birbirine baktılar. Chan tam söze girecekti ki Changbin onu bastırdı. "Adamın ifadesinin üstü kapatılabilir mi?"
Müdür, gülümseyerek Chan'a döndü. "Minho geçmişi karanlık bir adam. Cezasını hafifletsek bile yine de alacağı ceza çok fazla olur. Doktorluktan istifa etmiş, tertemiz bir sabıka kaydı... Nasıl bu işin içine düştüğünüzü merak ediyorum doğrusu bay Chan."
"Hyunjin benim kardeşim."
"Tabi, hepiniz böyle düşünüyorsunuz. Orada hanginiz olsa aynısını yapardı, değil mi?"
Changbin ve Jeongin'in bakışları çoktan değişmişti. Chan'la Hyunjin'in manevi olarak böyle bir bağı olmadığından, hatta birbirlerinden pek haz etmediklerinden eminlerdi. Neden böyle bir şey demişti ki şimdi?"
"Öz kardeşim..." Chan başını öne eğdi. "Bu yaşına kadar ona ağabeyi gibi davranamadım, ama bu sefer duramazdım. Hiçbirini öldürmek istemedim, daha önce hayatımda hiç böyle bir şey yapmadım. Hyunjin'in bile bundan haberi yok ama o benim öz kardeşim ve ben onu orada bırakamazdım. Sadece gözlerimi kapattım ve kardeşim için yapmam gerekeni yaptım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dark Man & The Sunshine | Hyunlix [Omegaverse] ✓
Fanfiction"Aslında, senin hayatın hakkında hiçbir şey bilmiyorum." "Oysa aynaya baksan, tüm hayatımı görürsün." Hyunjin, Felix'i gördüğü gece intihar etmişti aslında, tüm geçmişini geride bırakarak. Ama öyle boktandı ki geçmişi, kolay kolay kurtulamazdı. Yine...