⋆"Korkmuyorum senden hyung. Bana dokunmandan korkmuyorum, feromonlarından korkmuyorum, sikeceksen sik işte."
"Hay çocuk diye, yemin ederim sikeceğim."
Artık Minho'yu durdurabilecek hiçbir şey yoktu. Patlayacak bir volkan gibi hissediyordu, patlamasını engelleyemezdi. Yayılan keskin feromon kokusu, Han'ın boğazını yakıyordu ama çok memnundu.
Elinden geldiğince, Minho'nun aletini kavradı. Çok büyüktü, küçük elleriyle zar zor sardı. Biraz dokundu, sıvazladı. Minho, resmen altında inliyordu. Bu durumdan çok memnundu. Gözleri devriliyor, dudaklarını ısırıyordu. Derin derin nefes alıp veriyorlardı, oda ısılarından yanıyordu adeta.
Minho, ani bir hareketle Han'ın pantolonunun düğmesini koparırcasına açtı. "Yeter." Dedi boğuk bir ses tonuyla. Bir hayvan gibi atlıyordu üzerine. Han'ı aynı hayal ettiği gibi yatağın üzerine resmen fırlattı. Pantolonu belinden öyle bir sıyırdı ki, sanki derisini soyuyordu.
Han'ın iç çamaşırını da kalça kısmından tutup yırtarcasına çekti. Üzerine doğru uzandı. Bir yandan Han'ı dudaklarından öpüyor, bir yandan da Han'ın deliğini okşuyordu. Han şimdiden sırılsıklamdı. Durduğu yerde kıvranıyor, Minho'ya sarılıyordu.
Minho, bir bacağı olmayan bir adamdı. Dizinin altından sadece bir kumaş parçası sallanıyordu. Dizini yere dayayıp güç alabiliyordu ama yine de bu onu zorluyordu. Birkaç kere dengesini kaybetmiş gibi olsa da, var gücüyle dayanıyordu.
Han, bilinci gittikçe kapanmasına rağmen bunu fark etmişti. Minho'nun elinden tutup onu durdurdu. "Uzanır mısın?"
Minho, hiç tereddüt etmedi. Han'ın kalkmasını izledikten sonra ona tutunarak, aynı şekilde Han'ın kalktığı yere yattı. Bu sefer Han üzerine çıktı. Bir süre Minho'nun aletine sürtündükten sonra, aleti yavaşça kavradı ve deliğine doğru ittirdi.
En son 16 yaşında... Tecavüze uğradığı zaman bir şey girmişti bu deliğe. Çok fazla alet görmemişti ama Minho'nunkinin gereğinden büyük olduğuna emindi. İçine alıp alamayacağını bile bilmiyordu ama çok azmıştı ve yapacak başka bir şey yoktu. Yavaşça Minho'nun aletini içine alarak oturmaya başladı.
Çok zorlandığı yüzünden belli oluyordu. Minho, elleriyle onu belinden kavradı ve destek oldu. "Zorlanıyorsan sorun de-"
"Kes sesini."
Han, yatakta ne istediğini bilen, sert bir adamdı. Bunu kendisi de yeni öğreniyordu. Minho bu durumdan çok memnundu. Kendisi de sert bir adamdı ve şimdiye kadar kimsenin onu domine etmesine izin vermemişti, birilerinin altında çalışırken bile. Kendi istediği gibi davranmıştı ama o an anlamıştı ki Han, onu domine edebilir, istediği her şeyi ona yaptırabilirdi.
Zar zor da olsa birazını almayı başardı. Yanan canıyla karışık bir zevk hissediyordu. Bir süre öyle kaldıktan sonra, hareket etmesi gerekiyordu. Bu onu daha da zorladı ama yine bir şekilde hareket etmeye başladı.
Minho, onunla beraber kalçasını hareket ettirmeye başladı. Bir yandan Han ileri geri gidip gelirken, Minho da onun aletini kavradı. Bir omega için biraz büyük bir penisi vardı. Küçük vücudu, ince beli, pembe meme uçlarıyla kimsenin hayır diyemeyeceği bir şeydi Han.
Minho'nun sabrı gittikçe taşıyordu. Daha ileriye, daha derine ulaşmak istiyordu. Tamamını alması belki imkansızdı ama daha fazlasını istemekten kendini alamadı. İttirmek istedi, penisini derinlerine kadar ulaştırmak...
Başaramadı. Diziyle yerden kuvvet almaya çalışsa da, alt tarafının olmaması onu yetersiz kıldı. Tek bacağın gücü yetmedi. Han'ın fark edip etmediğini bilmiyordu ama kendini çok aciz, kötü hissediyordu. "Sikeyim" dedi içinden. Han'ın fark etmesinden, onu eksik görmesinden korktu. Sevişmeyi bile beceremeyen, eksik bir adamdı işte.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dark Man & The Sunshine | Hyunlix [Omegaverse] ✓
Fanfiction"Aslında, senin hayatın hakkında hiçbir şey bilmiyorum." "Oysa aynaya baksan, tüm hayatımı görürsün." Hyunjin, Felix'i gördüğü gece intihar etmişti aslında, tüm geçmişini geride bırakarak. Ama öyle boktandı ki geçmişi, kolay kolay kurtulamazdı. Yine...