Bölüm 15: Öğretilmiş Sevgi

23 1 0
                                    

Yıl 2004-2010

'Lise Yılları'

Öykü

Zaman akıp geçerken yeni şanslar kapıma dayanmıştı. Evin içindeki tüm kaosa ve şiddete rağmen, ben kendime mutlu anlar yaratabiliyordum. En önemlisi de başarılarımdı. Anneme ve Cem'e rağmen başarmıştım. Barış ile tanışmamızın üzerinden geçen kısa zaman sonra lise sınavının sonuçları açıklanmıştı. Ankara'nın en iyi okullarına kayıt yaptırabilecektim. Özellikle de özel okullar tarafından eve kabul mektubu gelir olmuştu. Cem bana belli etmese de gururluydu. Başarılarımı kıskanıyordu ama zekama hayrandı. Nimet hanım ise umursamaz tavırlarıyla el alem takıntısına kaldığı yerden devam etmekteydi. Evin telefonu her çaldığında arayanın özel okullardan birinin müdürü olduğunu biliyorduk. Her defasında randevu veriyorlardı o muhteşem okullarını ziyaret etmemiz için. Gidiyorduk ama sonuç hep aynıydı. Cem ya okuldaki tiplere uyuz oluyordu ya da ortamın zenginlik kokusu midesini bulandırıyordu. Her eve dönüşte aynı konuşma yaşanıyordu 'Mahalledeki lisenin suyu mu çıktı?'

Benim için önemli değildi hangi okul olduğu ama eğitimin iyi olduğunu Süheyla abla defalarca anlatmıştı. O yaz okul işine son noktayı Tuğrul amca koymuştu.

"Öykü kaydını yaptırdın mı?" dedi sahaftaki kitapların tozunu alırken. Annemin tüm sinir krizlerine rağmen Cem'i ikna eden Tuğrul amca harçlığımı çıkartmam için beni yanında işe almıştı. İş yaptığım yoktu, daha çok ders çalışıyorduk. Özellikle Fizik bir numaralı dostumuz olmuştu. Tuğrul amca her seferinde aynı şaşkınlıkla beni izler olmuştu. Sohbetlerimiz hep bilim üzerine idi. Süheyla abla ile yapılan kısa telefon konuşmalarında o da hayretler içinde kalıyordu. Yüksek ihtisasını yaptığı konu da fizik üzerine bir araştırmaya dayanıyordu ve bir gün ondan daha iyi yerlerde olacağım konusundaki inancıyla beni de yüreklendirmişti. İşte o gün bu cesaret ile Tuğrul amca ile okuluma karar vermiştim.

"Bu sabah bir okul daha aradı, hafta sonu oraya da gideriz."

"İstemiyor gibisin."

"Cem ile sürtüşmek istemiyorum."

"Abinden korktuğunun farkındayım. Konuşmamı ister misin?"

"Korkuyorum evet ama gerek yok. Fikri değişmez biliyorsun."

"Aslında haksız sayılmaz. Özel okul olmadan da başarı mümkün. Tek güzel tarafı dil bilmen olur. Bizim lise de fena değil biliyorsun. Öğretmenleri daha başarılı ve disiplin her şeyin başı. Özel okulda bunlar yok. Ömründe yolda geçecek."

"Aslında ben de mahalleden, arkadaşlarımdan ayrılmak istemiyorum. Kocatepe Lisesi hayalimdeki okul olabilir." Dedim gülerek. Haklıydı. Huzurlu olmak benim için yeterli olacaktı ve beni ikna etmek işte bu kadar kolaydı. Direnmemeyi öğrenmiştim farkında olmadan.

"İşte bu, ben Cem'i çağırıyorum." Dedi sahafın telefonundan kahvenin telefonunu çevirirken. Kısa süre sonra elleri cebinde çatık kaşlarıyla beni süzerek kapıdan içeri Cem girmişti.

"Oğlum hoş geldin. Gel bakalım." Dedi Tuğrul amca yanındaki sandalyeyi göstererek.

"Tuğrul amca çok vaktim yok Barış yalnız dükkânda gitmem lazım."

"Tamam tamam şu okul işini bir konuşalım da gidersin. Bu arada sen de şu sınav işini sallama sakın. Mesleği olmayana kız yok artık." Dedi Tuğrul amca sırtına vurarak

"Diploma olmadan da kapıda kuyruk olur merak etme Tuğrul amcam sen." Dedi gülerek. Haklıydı. Mahallede parmakla gösterilmeye başlamışlardı. Barış ile birlikte kahvenin önüne çıktıklarında tüm kızlar yola dökülmeye başlamıştı. Delikanlılık trendi bizim tayfadan soruluyordu.

KIZ-KardeşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin