Okul koridoru boşalmıştı. Artık biz bizeydik. Adını dakikalar önce öğrendiğim Barış ise ilk konumuna geri dönmüştü. Duvara yaslanmış yanağındaki şişliğe buz koyuyordu. Korku ve merak içinde onun hareketlerini takip ediyordum. Cem müdürün ikazı ile birlikte okul dışına çıkmış olsa da beni bir yerlerden izlediği düşüncesi tüm bedeni korkuyla kaplamaya yetiyordu. O sırada önümde bir karartı belirdi. Bu meraklı arkadaşım Leyla'dan başkası değildi.
"Ne var Leyla?" dedim gözlerimi tepemde dikilen esmer kıza çevirdiğimde. Yüzümdeki sıkılmış ifade ile derin bir nefes alıp vermiştim.
"Yanına gidip iyi olup olmadığını sormalısın, uzaktan bakmakla olmaz."
"Kime?"
"Arkamdaki esmer çocuğa"
"Ahmet"
"Ne!" dedi sırıtarak Leyla
"Adı Barış, Barış'mış yani- "dedim kekeleyerek
"Oo! kızım sen hastalanmışsın bak alev alev ortalık." Dedi gülerek.
"Sus Leyla! Yok öyle bir şey."
"Tabi kesin öyledir. Kızım ben bu bakışları anlamayacak kadar saf mıyım?"
"Tamam sus işte utandırma, etkilendim çocuktan."
"Yakışıklı ama hakkın var. Ayrıca kavganın tam ortasına atlayışı neydi öyle? Büyük cesaret. Seninle Yiğit'in arasına girmesi de pek etkileyici idi. Olur olur bu iş."
"Tabii canım Cem de şu an kapıda bunu düşünüyordur kesin." Dedim başımı Leyla'ya çevirirken
"Tamam kolay olmayacak belki ama bir yolunu buluruz. Sen şu an ile ilgilen ve tadını çıkar. Hadi git bir teşekkür et çocuğa."
"Yapamam. Cem gelir görür, birileri söyler olmaz. Akşam yeterince sorunla boğuşacağım zaten bu eksik kalsın. Şu sonuçları öğrenip eve gitmek istiyorum." Dediğimde ellerimi tutup bana döndü.
"Şu akşamı unut artık, hiçbir şey olmayacak. Ben sizdeyim bu akşam gerekirse Semih'i de getireceğim. Sana elini bile süremeyecek." Dedi fısıltılarla. Sanki her gece beni bu şekilde koruyabileceğini düşünüyordu. İçinde kopan fırtınanın farkındaydım. Tıpkı benim gibi Cem'in değişebileceğine inandırıyordu kendini umutsuzca. Babasına benzeyen bir siluetti Cem. Bilinç altı hiç farkında olmadan onu annesinin kaderine çekiyordu. Cem hiç kuşkusuz Salim amcanın kopyası gibi büyüyordu ve Leyla evde gördüğü sevginin aynısını Cem'in bakışlarında bulmuştu çaresizce.
"Siz ikiniz ne fısıldaşıyorsunuz yine" dedi Uluç
"Öykü'ye, Barış' a teşekkür etmesini söylüyordum." Dedi Leyla
"Ne alakası var ya, o nereden çıktı şimdi?" dedi Uluç Leyla'ya bakarken
"Nezaket kuralları var ya hani, o alaka işte. Hem ne var bunda? Çocuk o kadar korudu kızı, şimdi tek başına elinde buz kala kaldı garibim." Dedi Leyla. İçim bir tuhaf olmuştu o sözden sonra. Leyla haklıydı.
"Haklısın ben gidip bir teşekkür edeyim." Dedim ve ayağa kalktım. Uluç tam önümde bitti.
"Haklısınız ama Cem abi duyarsa- aman neyse gel beraber gidelim, Leyla sen de." Dedi Uluç onu kolundan tutarken. Hızla koridorun karşısına yürüdük. Uluç önde giderken ilk diyaloğu kurmuştu.
"Birader iyi misin?" dedi omzuna dokunduğunda.
"İyiyim sağ ol. Uluç'tu öyle değil mi?"
"Evet. Bu da Leyla az önce kavgada seni Yiğit'in elinden alan Semih'in kız kardeşi." Dedi Uluç Leyla elini uzatırken. Bense bir adım arkada Uluç'un hemen yanında sessizce duruyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIZ-Kardeş
Literatura FemininaHayat tüm beklentileri karşılayabilir, eğer siz kendinize güvenirseniz. Her şey sizsiniz ve sizin eliniz ışığın tek var oluş kaynağı. Güvenin. Kendinize ve başarabileceklerinize güvenin. Sizi görmezden gelmelerine müsaade edin ki, kendilerini görünü...