16. Bölüm

587 24 11
                                    

Önceki bölüme gelmeyen oylarımız ve yorumlarımız yüzünden moralim bozuldu ve grev yaptım..

Bomba gibi geri döneriz inşşallahh

OY VE YORUM BOMBARDIMANI OLSUN LÜTFENNN

7 bin sekiz yüz kelimeyi geçtik, uzun zamanın ardından iyi bir miktar oldu kendileriii

Yıldızımızı sönük bırakmayalım🌚

Her bir satıra yorum olsun nolurr ben yorum çok severim

~~

''Kaybetmek için bazen sevmek yeterliydi.''

Stefan Zweig

Kaçan kovalanmazdı. Kovalayan kovaladığıyla, kaçan da kaçtığıyla kalırdı. O yüzden su yolunu bulur sözünü hayat felsefem yapmış biriydim. Hatta bu söz ve aynı ana fikri paylaşan bütün cümleler hayatımın felsefesini tanımlayan cümlelerdi. Mesela daha önce bir şeyi hiç her şeyimle istememiştim. Eğer kaderimde varsa, o benim olurdu zaten.

İstediğim şeyi elde edemeyince yaşayabileceğim hayal kırıklığından korkardım. Kendimi hep güvenli bölgemde tutmak, risk almamak isterdim. Bu yüzden de Giray'dan tamamen farklı bir insandım.

Giray'ın, yaptığı iş zaten, tamamiyle risk ve sorumluluk üzerine kuruluydu. Biraz kafasında uçukluk olmayanın, tuttuğunu koparan biri olmayanın ayakta durabileceği bir sektör pek değildi.

Ben tamamen huzur ve monoton insanıydım Giray'ın tam aksine. Tamamen riskten ve sorumluluktan uzak bir geleceğim olsun isterdim. Sahile yakın minik 1+1 evimde, sabah sekizde işe gidip, beşte eve geldiğim, kendime güzel bir yemek hazırlayıp akşam sahilde yürüyüş yapmaktı benim bir zamanlar hayalini kurduğum monoton, sakin ve huzurlu geleceğim.

Ya da İstanbul'da hiç olmazdım. Ankara'da bir iş bulur, annem, babam ve diğer üç kardeşimle sonsuza kadar huzurlu ve yine monoton bir hayat yaşamak isterdim.

Hatta psikoloji okumak da hiç aklımda yoktu pek. 14 yaşımda hiç anne olamayacağımı öğrendiğim zaman, aklımdaki buruk çocuk hevesiyle, kendimi okul öncesi öğretmenliği isterken bulmuştum. Ama son dakika bütün tercihlerimi değiştiren annemle, onun değişiyle puanıma değen bir yeri tutturmuştum. Çünkü o puanla tıp kazanmakken, kümes hayvanı bakıcılığı kazanıyor gibi bir şey kazanmış oluyordum annemin gözünde.

Kötü de yaptı diyemezdim açıkçası. Hatta iyi ki yapmıştı. Doğduğum topraklardan, ailemin uzağında olmak belli bir zamana kadar beni zorlamıştı haliyle. Her moralim bozulduğunda otobüs garına gittiğimi hatırlarım mesela.

Ama buraya beni bağlayan Giray efendi ile, otobüs garı seferlerim bitmişti. Artık Ankara'ya giden otobüslere kaçak girmek gibi bir hayal kurmayı bırakmıştım mesela.

Hayallerim değişmişti. Hayallerimi biriyle paylaşmıştım. Hayallerimi onunla beraber kurmuştuk. Hayallerime o adamı da ortak etmiştim. Benim hayallerimde o adam, onun hayallerinde de ben vardım. Ama benle beraber bir ya da birden fazla bizden olacak küçük bebekler de vardı o adamın hayallerinde.

Benim, bebek hayalim yoktu. Çünkü ben olmayacak hayalleri, kurmazdım.

Ve ben bir zamanlar kurduğum kabuk bağlamaya yüz tutmuş yaralı eski hayallerim, başka birinin gelecek hayaliyken ben o hayale ortak olmak istemedim.

Her Şeyde SenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin