5. Bölüm

1K 35 1
                                    

Uzun bir bölüm oldu şükür.

Okuyanlar şöyle bri güzel yorum yapıp ve oy kullanirlarsa mutlu olurum = bölüm yazarım

bölümü okuyalım mucukus 🤍❤️

~

Yüzüne bir an bakakaldım. Ne diyor, ne yapıyordu bu? Sessizliğimi uzun bir süre devam ettirdim ve yüzüne de aynı şekilde bakmaya devam ettim. O da bütün sakinliğiyle, soğukkanlılığıyla ve ciddiyetiyle bana bakıyordu. Bu kadar uzun süre beklemem umarım onda teklifini geri çevirmeyecekmişim gibi bir imaj oluşturmuyordur.

"Defolur musun çabucak buradan Giray?"

Dişlerimin arasından bağırmamak için kendimi sıkarak konuşmuştum neredeyse. O ise bu duruma hiç aldırış etmemiş halde geride, çaprazında olan camın önündeki tekli koltuğa geçip oturmuştu.

Sakinliğine bakakaldım.

"Ev benim, bu evden de defolup olamayacağım da benim kararım bence."

Delirmemek elde değildi. Sinir bozucu olmakta da sınır tanımıyordu ve evet, bu adam bir zamanlar benim kocamdı.

"Şu an senden rahatsız oluyorum ve bir insanlık yaparak odadan en azından ben giyinene kadar çıkabilirsin."

"Rahatsızlık?"

Gözlerinde bir hayal kırıklığı görür görmez bakışlarımı bir süreliğine yere indirdim.

"Evet rahatsızlık." Derince bir ofladım. Sesimi biraz yumuşaklaştırdım. "Hâlime bakarsan neden rahatsız olduğumu anlayabilirsin belki."

Öyle bir kurulmuştu ki koltuğa bir daha hiç kalkmayacak gibiydi sanki. Ne olurdu beni bir başıma bıraksa? Ona gram yarar sağlamayacak bir evi neden bu kadar istiyordu? Bu sorum ne kadar sinir bozucu ve hırslarıyla hareket eden bir adam olmasıyla cevaplanıyordu bence.

Ellerimi göğsümde birleştirerek birbirine doladım.

"En azından kapının dışında iki dakika bekleyecek kadar anlayış bekliyorum senden. Sonra istediğini konuşur, gidebilirsin."

Cümlemi bitirdiğim an ayağa kalktı.

Demek ki birilerinin iteklemesi gerekiyormuş doğru olanı yapman için Giray Kaplan.

Son model bir rahatlıkla benden gözlerini almadan sorgulayıcı, ne yaptığını anlamaz bakışlarımın içine içine bakarken öylece durmaya devam etti.

Ardından kolundaki saati çıkardı. Sonra onu da, bu sefer koltuğun üzerine tabiri caizse fırlattı. Ben de o sırada büyük ihtimalle şaşkın bir halde ne yaptığını pür dikkat izliyordum.

Ardından hiç beklemeyeceğim, aklımın ucundan dahi ancak geçecek olan şey gerçekleşmeye başladı.

Tam şu an, Giray Kaplan, önümde, eski karısının tam önünde gömleğinin geride kalan bütün düğmelerini açıyordu.

Fakat asıl şaşırdığım şey bu değildi. En üstteki iki düğmeyi açtığı an boynunda asılı olan ince sayılabilecek zincir bir kolye belirmişti. Daha önce hiç boynunda bir şey olduğunu görmemiştim.

Teker teker hepsini özene bözene açtı. Böylelikle artık tam olarak belirebilen kolyenin ucundaki iki çembere uzun uzun baktım.

Nişan yüzüklerimizdi.

Boynunda asılıydı.

Benimki de oradaydı. Boşanmadan önceki gün verdiğim nişan yüzüğüm ve onun da nişan yüzüğü boynunda asılıydı. Belki de sekiz aydır, taşıyordu.

Her Şeyde SenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin