10. Bölüm

822 31 10
                                    

Yazmak ne dertli iş yav. Yazdığın hoşuna gitmiyor möl möl bakıyosun ekrana. O durum izah edilemiyo işte.

Neyse bölümü yazana kadar eridim yani demek istediğim

Bir oyu hor görmezsiniz di miii

Sınır koycam

Sınır: 12 oy 50 yorum 🌚

~ 🐅🦌~

Ona doğru uzattığım tatlı kaşıklarını alıp sertçe kaselerin içindeki muhallebilere saplarken sert bir tonda da konuştu.

"Güzel olduğumuzun geçmişte kalmasının sebebi ne yazık ki sensin Hande."

Göğsüme kaseyi itekleyişiyle kalakalıp elinden kaseyi aldım. Aurası bir anda değişmiş, mutlu seslerimizin olduğu mutfakta soğuk yeller esiyordu şu an. Söyledikleriyle beraber kendini sütten çıkmış ak kaşık sandığını anlarken beliren sinirlerim beynime nüksederken acı şekilde gülümsedim.

"O kadar emin olma istersen.?"

Yüzüme o çok manidar bir şey anlamaz bakışlarını attı ve loş ışıkların aydınlattığı salondaki bir koltuğa oturdu.

"Dediğimi duydun. Ana sebep sen olmasan da, bardağı dolduran sebeplerin içinde sen ve senin davranışların da vardı."

Ya sabır dercesine sesli bir nefes aldı. Acılı ve yüklü olan bu sese bir grup küfür de eklendi.

"Hiç hayatımı siktirttin bana diye naralar atma Giray."

Yılmışlık ve tiksinti ile arkasına yaslandı. Başkasından ettiği küfür yumağını duymak pek de iyi olmuyormuş demek Giraycım. Başını geriye doğru attı. Neydi bu havalar hakikaten? Tavana bakarken konuşmaya başladı.

"Bir söylesen mi diyorum artık şu sebepleri?! Hazır her şey geçmişken. Biz boşanmışken. Geriye alınabilecek her şeyi ortadan silmişken."

İronik ses tonu ve samimiyetsiz gülümsemesiyle beraber konuşmanın hararetlendiğini hissedebiliyordum.

Konuşmayı kesip mutfaktan çıktım ve salonun ortasında durup karşısına geçtim. Muhallebimden koca bir dolu kaşık aldım ve bu tata sadece dilimi damağıma vurarak tepki verdim. Lezizdi. Ağzımda muhallebiyi çevirirken bir yandan da konuştum.

"Sen de dedin ya, her şey geçti. Geride konuşup da birbirimizin keyfini kaçıracak bir durum yok."

Sakinliğim, sinirini ciddi anlamda bozmuş olacak ki koltukta geriye yaslanıp sakinleşmeye çalıştı. Gözlerini kapadı, çok geçmeden açtı, başını çevirip camların arkasındaki siyah boşluğa doğru bakmaya başladı ve karşımda az önceye nazaran daha sakin bir Kaplan vardı. Bakışları tekrar beni bulduğunda kinli bir bakışla gözlerini gözlerime kenetledi. Bu bakışların esiri olmaktan nefret ediyordum.

Ağzını araladı. Tam bir şey söyleyecekken bundan vazgeçti, kalktı ve yavaş adımlarla tam önümde durdu. Hatta durmakla yetinmedi ve dibime kadar girdi ve eğildi. Tam bir şey diyecekken vazgeçip sessiz kalmayı sürdürmeyi seçtim ve yapacaklarını seyrettim. Muhtemelen görünen sakinliğimden dolayı ciddi derecede kırgınlığını ve kızgınlığını kusacak şeyler söyleyecekti.

"Kaçacak bir keyif kalmadı bende Hande."

Bakışları tenimde hızla kaydı ve dudaklarına gözlerimi odaklandığım an dudakları tekrar araladı. Acıklı ve duygusal, alttan öfkeli bir tonda konuşmaya başladı.

Her Şeyde SenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin