11. Bölüm

863 30 24
                                    

Medya ; Ceren

"Ceren?" diye seslendim onun yanına ilerlerken. Az önce abimlerle olan konuşma bitmiş, ardından Ceren'i alıp eve geçme konusunda anlaşmıştık. "Ne oldu?" dedi telefondan kafasını kaldırıp bana bakmasıyla. "Eve geçiyoruz, hadi." dedim başımı hızlı hızlı sallayarak. Telefonun kilidini kapattıktan sonra bana bakarak sırıttı. Keskin bakışlarımı fark etmiş ve ondan korkmuştu belli ki.

"Aa Beyza bugün çok güzelsin." dedi ve beni baştan aşağı süzdü. "Fıstık gibi, fıstık! Sizce de güzel değil mi?" demesiyle kolunu cimcikledim. İnledi. "Sustum." dedi sırıtarak. Hepimiz arabaya doğru ilerlerken abimin arkadaşlarını görmemizle duraksadık. "Selam," dedi hepsiyle el sıkışırken, Ahmet.

Bunu tanıyordum. Aynı zamanda Emre'nin de arkadaşı olurdu kendileri. En sonunda bana sıra gelmesiyle Emre'ye baktı önce. Sanki ondan izin alır gibi bir hali vardı. Emre abi çaktırmadan boğazını temizleyip başını salladı. Bu durumla birlikte kaşlarım çatıldı. Neler oluyordu burada?

"Ahmet ben yen-işte. Emre'nin doğum gününde tanışmıştık." demesiyle kaşlarım iyice çatıldı. Sanki yenge diyecek gibiydi. Sırıttım. "Beyza bende, biliyorsun." dedim ve elini tutup sıktım. "Ee arabaya binelim." dedi abim. Başımı sallamamla abim benim ön tarafa geçmemi işaret etti. Gözlerim Ceren'i buldu. "Ceren, öne geçmek ister misin?" dedim sırıtarak.

"Yok ben arka tarafta oturmayı tercih ederim." dedi. Yüzümü buruşturdum ve öne geçerek oturdum. Kapıyı kapatmamla Ahmet, abim ve Ceren arka tarafa geçerken göz devirmemle yanıma oturan kişiye baktım: Emre. Anahtarı yerine takmasıyla arabayı çalıştırdı. Yan yana oturuyorduk. Utançla kendimi gömmek istiyordum.

Yaşadığımız şeyler aklıma geldikçe sırıtıyordum. "Ee," dedi Ahmet benle, Emre'ye bakarak. Kaşlarım çatıldı ve fark etmemişim gibi davrandım.

"Ne ee?" dedi abim haklı olarak. "Nasıl gidiyor hayatınız kızlar? Sizi biliyorum zaten. Aşk acısı falan," demesiyle kaşlarım çatıldı ve Emre'yle göz göze geldik. Dikiz aynasından Ahmet'e tehditle bakışlar gönderdi. "Aşk acısı demek.." dedim başımı hızlı hızlı sallayarak. "Ee Beyzacım şimdi şöyle ki," dedi Ahmet.

Emre abi hızı arttırırken, sırıttım. "Neymiş dinliyorum?" dedim ve tüm dikkatimi Ahmet'e verdim. "Ben lafı gelişi söyledim. Abin tek aşk acısı çekiyor. Malum Aylin'den ayrıldı falan filan." demesiyle Cerenle göz göze geldik. Yüzünde sadece gülümseme vardı. Sanki üzülmüş gibi geliyordu. Gözlerim kısıldı. Bunların arasında bir şey mi yaşanmıştı? Kesinlikle evde Ceren'in ağzını aramam lazımdı.

"Neyse.." diye mırıldandım. "Ben seni anladım gayet. İyi anlattın, sağ ol." dedim gözlerimi kırparak Ahmet'e. Emre abinin bakışları beni bulurken, hiç oralı olmadan camı açtım. O kapattı, ben açtım. En sonunda ona bakmamla sırıtıp önüne döndü. Çok minnoş biriydi. Evin önünde herkes inmesiyle bende indim. Kapıyı sertçe çarpmamla Emreyle göz göze geldik.

Ona bakmadan önden yürüdüm. Yanımda Ceren varken, yanıma nah gelirdi. Asansörü tercih ediyordum yürümek yerine. Ahmet ve abim yürürken, ben ve Ceren birde abisi asansördeydik. Aynadan saçlarımı düzeltirken, Emre abinin beni izlediğini fark ettim. "O lavuğa mı süsleniyorsun?" diye sordu.

"Ne alaka şimdi?" dedim.

"Alakası var da neyse." diye mırıldandı kendi kendine. Ona aldırış etmeden çantamdan rujumu çıkardım ve asansörün aynasına bakarak sürmeye başladım. "Ya kızım ne diye süsleniyorsun şu çocuğa anlamıyorum ki?" dedi. Kaşlarım çatıldı ve ruju sürdükten sonra dudaklarımı birbirine bastırarak rujun dağılmasını sağladım. "Ne alaka harbi, ne alaka!?" dedim ve oflayarak çantama attım ruju.

KALP AĞRISI | Ara VerildiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin