"Sen bence çok ileri gitmeye başladın artık!" diye bağırdım artık.
"Şu Yusuf meselesini fazlasıyla abartıyorsun!" dedim. Güldü alayla. Şuan çok sinirliydi ve gözü hiçbir şey görmüyordu.
Bana doğru yaklaşmaya başladı ve duvarla arasına aldı. "Kıskanı...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Erkin Koray - Seni Her Gördüğümde
"İn bakalım." dedi Emre abi kapımı açarak. "Teşekkür ederim." dedikten sonra arabadan inmemle kapının önüne doğru gitmeye başladık. Çantamın içinden anahtarı çıkardıktan sonra yuvasına soktum ve iki defa çevirdikten sonra kapı açılmıştı. İçeriye girmemizle kapıyı kapattım ve kabanımı çıkartıp askıya astım. Emre abide aynısını yapmıştı.
"Ee tamam beni bıraktın. Gidebilirsin," dedim ona dönerek. "Yardıma geldim güzelim." dedi göz kırparak. Güldüm alayla. "Sen mi yardım edeceksin bana?" dedim gülerek. Gözleri kısıldı. "Beni çok hafife alıyorsun." dedi ve yanağımdan bir makas aldı. Bu hareketi beni heyecanlandırırken belli etmedim.
"Ee neyden başlıyoruz?" dedi. Dudaklarımı birbirine bastırdım. Emre abi ile temizlik yapmak..
"Gel benimle." dedikten sonra merdivenlerden yukarı çıkmaya başladım. Bir odaya girmemizle kovayı alarak içini su doldurmaya başladım. Paspası aldıktan sonra kovanın içine bıraktım. İçine sabun ekledikten sonra paspası sıktım. "Yerleri silmek ister misin?" dedim. Kaşları çatıldı. "Ben mi?" dedi şaşkınlıkla.
Güldüm. "Başkası var mı sence burada?" dedim.
"Beyza.." dedi. Kaşlarım çatıldı. "Anlaşıldı sen yapamayacak..-" dememle eli elime değerken aldı paspası elimden. "Yaparız gülüm." dedi göz kırparak. Dudaklarımı birbirine bastırdım. "Çok yakıştı eline." dedim ardından güldüm. "Bana bazı şeylerde çok yakışıyor ama neyse." diye mırıldandı kendi kendine. Kaşlarım çatıldı. Anlayamamıştım ne söylediğini.
Pek de anlamak için kendimi yormak istemiyordum. "Sen yerleri sil o zaman bende tozları alacağım." dedim. Başını sallamasıyla bir kova daha alarak aynı işlemi ona uyguladım. Saçlarımı toplayacağım sırada duraksadım. Ellerim hep deterjan olmuştu ve saçlarıma sürmek istemiyordum. "Ellerimi yıkasam iyi olacak." dedim. Başını sallamasıyla odadan çıktım. Lavaboya gitmemle ellerimi köpüklemeye başlamıştım. Havluya sürüp kurutmamla bileğimde tokamı göremedim. Ofladım. Belli ki salonda bırakmıştım.
Emre abinin yanına gitmemle bıraktığım yere göz attım. Ama yoktu tokam. "Tokamı gördün mü?" diye sormamla başını iki yana salladı. "Görmedim. Başka bir tane al bence, aramakla uğraşma. Bir yere girmiştir," dedi. Başımı sallamamla odama çıkarak çekmeceleri karıştırdım ve bir toka alarak saçlarımı üstten topuz yaptım.
Tekrar Emre abinin yanına gitmemle birlikte bezi elime alarak suyunu sıktım ve eşyaların üstüne vurmaya başladım. Yerlerin ıslak olmasıyla ayağım kaydı ve kalça üstü yere düşmüştüm. Acıyla inlememle Emre abinin bakışları beni buldu. Ardından gülmeye başladı. "Ah acıdı." dedim ve yüzümü buruşturdum.
"Gel buraya." dedi yanıma gelerek ve elini uzattı. Göz devirdim. "İyi eğlendin he sende." dememle göz devirdi ve birden bileğimden tuttuğu gibi kaldırdı beni yerden. "Sinir etme insanı." dedi sertçe.
