26.Bölüm

268 13 28
                                    

Yalın - Keyfi Yolunda Aşkı Sonunda

"Gelirim sıkıntı yok." dedi Emre. Abim var diye sarılamıyordum fakat sarılmak çok istiyordum. "Buyurun." dedi Polislerden biri arabanın kapısını açarken. Emre'nin bakışları bana dönmesiyle gözlerini kırpıştırdı sakin olmam için. Arabaya binerken, toz olup gitmişlerdi. Abim arabasına doğru giderken, yanına koştum.

"Hayırdır Beyza?" dedi bana dönerek. "Hayır abi. Ben de geleceğim." dedim kapıyı açıp bir şey demesine fırsat vermeden binerek. Sabır dilenerek binmesiyle, Ceren de arka koltuğa binmişti. "Bir şey olmaz değil mi? Salarlar." dedi Ceren.

"Umarım öyle olur." dedim.

"Sizde güya Emre'yi durdurmak için çıktınız. Baya durdurdunuz vallahi hayran kaldım." diyerek alay etti abim. "Kes be. Bunu yerinden bile kalkmayıp hakkıdır diyen çocuk mu söylüyor?" dedim. Omuz silkip arabayı sürmeye devam etti. "Vallahi Beyza haklı. Kendin yerinden kalkmadın Ali abi." dedi.

Abim ani frenle arabayı durdurmasıyla öne doğru savruldum. "Ananı-" dedi Ceren. "Eee Ceren?" dedi abim.

"Hiç." dedi şirince sırıtarak. "Bu ani korku sebebini öğrenebilir miyim abi?" dememle bakışları Ceren'i buldu. "Öğrenemezsin abicim." dedi ve arabayı karakolun önünde durdurdu.

Abim önden inmesiyle Ceren'in sesini duydum, "Net abi dedim diye böyle oldu şapşal ya." diye konuştu abimin indiği yere bakarken. "Tamam anladık aşıksın da, şuan bi' sevgilimi çıkartabilir miyiz lütfen?" dedim. Başını sallamasıyla arabadan indik.

Adımlarımızı karakola yönlendirmemizle, karakola girmiştik. "Emre Özkan." dedi abim.

"Şuan nezarethanede tutuluyor." demesiyle dudaklarımı birbirine bastırdım. "Ah abi bu hallere düşecek adam mıydın?" diye mırıldandı Ceren.

"Ceren!" diye konuştu abim. Ceren omuz silkerken, ben karakoldan ani hareketle çıkmıştım. Taksi çağırıp binmemle, mahalleye sürmesini istedim. Mahallede inmemle, bir teyze görüp yanına gittim. "Serkan vardı ya ablacım, ev adresini biliyor musun?" diye sordum.

"He kızım. Şu aşağıdan dön oradan." dedi. Başımı sallayıp teşekkür etmemle adımlarımı teyzenin tarif ettiği bölgeye yönlendirdim. Binanın içine girmemle birkaç kat çıkıp zili çaldım. Kapıyı Serkan açmasıyla, beni beklemiyor gibi şaşırdı. Gözünün bir yarısı morarmış, yanakları hep kızarmıştı.

Emre onu iyi benzetmişti. "Ne vardı?" diye sordu. Yüzümü buruşturup içeri geçtim. "Emre seni iyi benzetmiş yalnız." diye konuştum. 

"Anlamadım?" dedi.

"Şikayetini geri alman gereken konulardayız bence." diye konuştum. Güldü. "Abine Emre ile olan ilişkini bir an önce anlatman gereken konulardayız bence." diyerek laf sokmasıyla sırıtan yüzüm donakaldı. Bu nereden biliyordu?

"Sen.." diye konuştum ne diyeceğimi bilemeyerek. "Sizi kaç defa sarılırken, sen onu öperken gördüm. Hiç inkar etme. Bence çık git kendini kurtar. Yoksa aksi takdirde senin başın yanar." dedi.

"Gitmezsem ne olacak?" diye sordum.

"Abinin kulağına gider belki. Sen bilirsin tabi," dedi gülerek. Gözlerim kısıldı. Bu beni tehdit mi ediyordu? "Ha eğer gitmesini istemezsen, benimle yemeğe çık. Ceren'le aramı düzeltirsen hem Emre'nin şikayetini geri çekerim, hem de abinin kulağına bu gitmez." dedi sırıtmaya devam ederek.

"Yemek?" dedim alayla gülerek. Ellerimi saçlarımdan geçirip bakışlarım etrafta dolanırken, masada duran vazoya doğru ilerledim. Avuçlarım arasına alıp, Serkan'ın kafasında patlatmamla, "Al sana yemek! Abimden de korkmuyorum aptal herif. Git kime anlatıyorsan anlat." demiştim.

KALP AĞRISI | Ara VerildiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin