"Zey, gelebilir miyim?" diyerek kapıyı çaldı Fatih. Kız kardeşini kırdığını farketmişti ve onun gönlünü almak için odasına gelmişti. Ailesinden ona kalan emanetti kardeşleri. Onları üzmek asla istemezdi.
"Gel, Fatih abi." dedi Zeynep. Kırgındı. Abileri ona karşı genellikle böyle kaba olmazdı. Ama bazı zamanlar kaba davrandıklarında Zeynep hemen kırılırdı.
"Kırıldın mı bana?" diye sordu Fatih. Zeynep'in kırıldığını itiraf etmeyeceğini biliyordu ama yine de sormak istedi. Ve beklediği cevap geldi.
"Hayır."
"O zaman neden durgunsun, abiciğim?" diye sordu Fatih. Elbette kardeşinin neden durgun olduğunu biliyordu ama yine de sormak istiyordu.
"Üniversite de sınavlarımız başlayacak. İlk dönemin sınavlarına şimdiden hazırlanıyorum. O yüzden durgunum." dedi Zeynep. Fatih buna tabii ki de inanmadı. Kardeşi ders masasında bilgisayar ile uğraşıyordu. Bilgisayar mühendisliğini kazanmıştı. Aynı Fatih gibi bilgisayar mühendisliği istiyordu. Üniversiteyi kazandığında en güzel şansı abileriyle ayrı kalmaması olmuştu. Abileri ile beraber aynı şehirde kalıyor, yaşadıkları şehirde olan üniversiteye gidiyordu.
"Gelebilir miyim?" Enes'in sesini duyduğu an Zeynep'in dudakları kıvrıldı. Gülümsemek istedi ama hemen ciddi yüz ifadesine döndü. Abilerinin onun gönlünü almak için geldiğini biliyordu.
"Gel." Zeynep'in sesini duyduğu an kapıyı açtı Enes. Kız kardeşinin odasına girdiğinde abisinin de burada olduğunu gördü. İki abinin de neden geldiği aşikardı.
"Konuşalım mı, Zeyno?"
"Ne konuşacağız ki?" diyerek bakışlarını bilgisayardan çekti Zeynep. Bakışlarını abilerine döndürdü.
"Az önce öyle davrandığımız için özür dileriz. İkimiz de sinirli olduğumuz için sana patladık." dedi Fatih. Kız kardeşinin ona küs kalması en nefret ettiği olaylardan biriydi. Küsmek diye bir şey neden vardı ki zaten?
"Evet, özür dileriz, Zeyno. Vallahi bilmeden oldu. Yoksa senin düşüncelerini hiç önemsemez miyiz biz? Değil mi, Fatih abi?" diyerek Enes kolunu abisinin omzuna attı ve gülümsedi.
"Öyle. Gerçekten, Zey, seninle küs kalmaktan nefret ettiğimizi biliyorsun. Hem çok uzun sürüyor benim canım sıkılır."
"Uzun olmasa sıkıntı yok yani, Fatih abi?"
"Yok canım, sıkıntı olur tabi ki ama uzun olunca daha da sıkıntı oluyor." dedi Fatih. Daha barışmadan kardeşi daha fena küsecekti.
"Bi' düzgün konuşamadın kızla. Bak şimdi, abiciğim, böyle diyince de kendimi çok yaşlı hissediyorum ama neyse. Zeyno, ben gerçekten bugün aşırı doldum. Kime gitsem herkes sen bu işi yapamazsın, bu parayı nereden bulacaksın, kredi çeksen nasıl ödeyeceksin diyor. Belki haklılar ama biraz da destek görmek istedim. Hiç kimse destek olmadı. Fatih abi de gelip öyle konuşunca daha da sinirlendim. Babam gibi olan abim bile bana güvenmiyorsa diğerleri nasıl güvensin değil mi? Senin sakin konuşacağını biliyordum. Haklı konuşacağını da biliyordum ama korktum. Sende destek çıkmazsın diye korktum. O lafları duymaktansa hiç kimseyi duymamak daha iyi düşündüm ama seni kırdığımı farkedemedim. Özür dilerim. Affedersen sana tatlı ısmarlarım. Bak bu teklif her gün gelmez sana iyi düşün." dedi ve sol gözünü kırptı Enes. Zeynep abisine bakıp gülümsedi.
"İzin verseydin konuşacaktım zaten. İzin vermedin ki destek olayım. Ama sorun değil. Özrünü ve teklifini kabul ediyorum. Ayrıca kredi çeksen sana ilk yardım edenlerden birisi ben olurum. Biriktirdiğim paralar ne güne duruyor?" Zeynep'in dedikleri ile gülümsedi Enes.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mahperi
SpiritualAnnesinin doğma vatanına yaşamak için gelen Azer Memmedov, veteriner olan Ahsen Özçivit ile tanışır. ~~~ "Annemin vatanına geldiğimde nasibim ile karşılaşacağım aklıma gelmezdi. Bu hayatta sevdiğim tek kadın annemdi. Ama artık sevdiğim iki kadın va...