Ahsen Memmedova
Yaklaşık on haftadır olduğu gibi, yine Azer'in kucağındaydım. Hamile olduğumu öğrendiğinden beri hiçbir işi yapmama izin vermiyor, yanımdan ayrılmıyordu. Her işimi kendisi yapıyordu veya yardım ediyordu, yanlız kalmama ise asla izin vermiyordu.
Bazı günler restorana gitmek zorunda kaldığında annemler yanıma geliyordu. Onlarla birlikte vakit geçiriyordum. Hepsi öyle güzel ilgileniyordu ki benimle hamile olduğum için kendimi çok şanslı hissediyordum. Hatta Azer'in haftalar önce dedigi gibi, sanki hamile değilde kraliçe gibiydim.
"Azer."
"Efendim, Mahperi'm?" diye sordu hemen. Arabanın kapısını açtığımda beni sağ koltuğa oturttu.
"Sence çocuğumuzun cinsiyeti kız mı yoksa erkek mi? Ne hissediyorsun?" diye sorduğumda Azer gülümsedi. Emniyet kemerimi takarak geriye çekildi. Arabanın kapısını kapatıp şoför koltuğuna geçti.
"Kız olacak gibi hissediyorum... Beyza isimli kızımız olur. Güzel olmaz mı? Olur. Çok güzel olur hem de. Güzel bebeğimden güzel kızım olur." dediğinde kıkırdadım.
"Bende kız olacak gibi hissediyorum. Ama normal hamile kadınlara göre benim karnım daha büyükmüş. Yani üç ay olacak neredeyse hamile olalı ve karnım beş aylık hamileymişim gibi duruyor. Öyle diyorlar kadınlar..." dediğimde Azer kaşlarını çattı.
"Öyle mi? Ben hiç farketmedim. Pek bilmiyorum." dediğinde arabayı kullanmaya başlamıştı. Cinsiyeti öğrenmemize iki hafta kalmıştı, şimdi ise kontrole gidiyorduk.
"İkiz olabilirler mi?" diye sordum.
"Olabilir, bebeğim. Doktora sorarız." dediğinde başımı salladım.
"Şimdiden belli olur mu ki?" diye sorduğumda Azer omuzlarını indirip kaldırdı.
"Bilmiyorum ki, bebeğim. Böyle şeyleri hiç araştırmadım." dediğinde yine başımı salladım.
"Ne çabuk geldik!" diye tepki verdiğimde Azer gülümsedi. Arabadan inerek hemen kapımı açtı.
"Konuştuğumuz için yolun uzunluğunu farketmedin, güzel bebeğim." dediğinde başımı salladım. Yine beni kucağına aldığında gözlerimi devirdim.
"Azer... Gerçekten ben yürüyebiliyorum. Herkes bize bakıyor, utanıyorum." dediğimde Azer umrunda değilmiş gibi kucağında beni taşıyarak yürümeye devam etti.
"Utanma, bebeğim. Sen hamilesin, seni taşımak benim görevim. Sen çocuğumuzu taşıyorsun, bende seni taşıyorum. Ne var bunda?" dediğinde gülümsedim. Başımı boynuna gömdüm.
"Yine de utanıyorum." dediğimde Azer'in gülümsediğini hissettim. Her zaman ki doktorumuzun yanına gitmek için rezervasyon yaptırmıştık.
"Hoş geldiniz, çocuklarım." dedi Şevval Hanım. Çok tatlı bir teyzeydi.
Azer beni kucağından indirerek koltuğa oturttu. Şevval Hanım bu durumumuza alıştığı için sadece gülümsemişti.
"Size bir şey sormak istiyoruz, Şevval Hanım." dedim.
"Buyurun, sorun."
"Bizim ikiz çocuğumuz olabilir mi? Bunu şimdi öğrenebilir miyiz?" diye sorduğumda Şevval Hanım başını salladı.
"Öğrenebilirsiniz tabi ki. İkiz bebekler kendilerini 5. veya 6.haftadan sonra belli ederler. Siz bir aydır kontrole gelmediğiniz için bunun ihtimalini vermemiştim ama biraz belliydi." dedi Şevval Hanım. "Buyurun, ultrason kısmına geçelim." dediğinde başımı sallayarak ultrason kısmına geçtim. Sedyeye yatarak kazağımı biraz yukarı kaldırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mahperi
SpiritualAnnesinin doğma vatanına yaşamak için gelen Azer Memmedov, veteriner olan Ahsen Özçivit ile tanışır. ~~~ "Annemin vatanına geldiğimde nasibim ile karşılaşacağım aklıma gelmezdi. Bu hayatta sevdiğim tek kadın annemdi. Ama artık sevdiğim iki kadın va...