Azer kapıyı açıp benim içeri geçmemi beklediğinde gülümsedim. Evini görmeye gelmiştim. İçeri geçtiğimiz an Siyah koşarak yanıma geldi. Sanırım ayaklarıma kendini sürterek mutlu olduğunu belirtmeye çalışıyordu. Tabii birde çok hızlı sallanan kuyruğu ile beni ne kadar özlediğini de söylüyordu.
"Bende seni özledim, miniğim." diyerek Siyah'ı kucağıma aldım. Hemen başını çeneme yasladığında gülümsedim ve başını okşadım.
"Siyah kadar sevilmedim." Azer'in göz süzerek dediği cümleye gülmüştüm.
"Oğlumu daha çok seviyorum. Sende beni seviyorsun değil mi, Siyah?" diyerek Siyah'a baktığımda Siyah mırıldandı. Azer arabanın ve evin anahtarını anahtarlığa bırakarak bize döndü.
"Beni mi seviyorsun yoksa anneni mi?" diye sorduğunda bakışlarım Azer'de kitli kaldı.
"Mrrr." Mırıldanarak başını çeneme yasladı Siyah. Azer bu görüntüye başını geriye yatırarak gülümsedi. Ben ise bakışlarımı hâlâ Azer'den çekmemiş vaziyetteydim.
"En çok seni seviyor." diyerek bakışlarını bana döndürdü Azer. Zaten ona baktığımı farkettiğinde bir kaç saniye boş boş baktı. Ardından gülümsedi. Öyle gülümsedi ki, gözlerinin içi bile gülümsüyor gibiydi.
"Bende onu çok seviyorum." dedim ama kime veya neye dediğimi hatırlamıyordum. Sadece sevdiğimi itiraf etmek istemiştim.
"Hmhm." dedi Azer sırıtarak ve Siyah'ı kucağımdan aldı. Salon diye tahmin ettiğim odaya doğru gittiğinde bende ayakkabılarımı çıkarıp Azer gibi kapının önüne koydum. Hemen Azer'in peşinden gittiğimde tahminimin doğru olduğunu gördüm. Burası salondu.
"Çok güzel." dedim salona bakarken. Kapıdan içeri girdiğimizde sol tarafta 6 kişilik masa vardı. Gri bir L koltuk ve onun önünde televizyon vardı. Televizyonun altında beyaz bir dolap, koltuğun olduğu duvarda ise iki tane tablo vardı. Biri küçük, diğeri ise biraz daha büyüktü. Beyaz renkte sade bir perde takılmıştı. Salon sade ama güzeldi. Sadece bir kaç şey eksikti.
"Sence buraya bir şey eklememiz gerekiyor mu? Bence her şey var." diyerek salona göz gezdiren Azer'e baktım.
"Bence bir tane sehpa gerekli. Beyaz bir sehpa olsa iyi olur. Gri renkte tekli koltukta alabilirsek çok iyi olur. L koltukta oturmak istemeyen olabilir." dediğimde Azer salona tekrar baktı ve başını salladı.
"Yakışır bence de. Tamamdır bir sehpa ve tekli koltuk alacağız. Salonda başka eklemek istediğin bir şey var mı?" diye sordu Azer bana bakarak. Tekrar salona baktım. Çok fazla eşya olmasını da istemiyordum. O yüzden bu kadarı yeterliydi. Tekrar Azer'e döndüm ve başımı iki yana salladım.
"O zaman salondan çıkalım." dediğinde ilk ben çıktım. Benim ardımdan Azer salondan çıkmış ve kapalı olan beyaz kapıya doğru ilerlemişti. Kapıyı açtığında mutfakla karşılaşmıştım. Siyah rengin daha çok hakim olduğu mutfağa baktığımda pek eksik görmemiştim. Dört kişilik masa, küçük su bidonu ve siyah mutfak tezgahı vardı. Mutfağın balkonlu olması daha da güzeldi. Mutfağa da beyaz perde takılmıştı ve az önce salondaki beyaz halının aksine gri halı vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mahperi
SpiritualAnnesinin doğma vatanına yaşamak için gelen Azer Memmedov, veteriner olan Ahsen Özçivit ile tanışır. ~~~ "Annemin vatanına geldiğimde nasibim ile karşılaşacağım aklıma gelmezdi. Bu hayatta sevdiğim tek kadın annemdi. Ama artık sevdiğim iki kadın va...