20.bölüm - Veda

858 61 435
                                    

Ahsen Memmedova

Azer hamile olduğumu duyduğu andan beri bana öyle davranıyordu ki, sanki dokuz aylık hamileydim. Hastaneden çıktığımız an beni kucağına almış arabaya bindirmişti. Mutluluktan hiçbir şey söyleyememiştim. Anne oluyordum. Azer baba oluyordu. Bu o kadar mutlu hissettiriyordu ki...

Arabadan indiğimizde bile Azer beni kucağına almış öyle eve getirmişti. Kapıyı açarak içeri girdiğimizde Azer direkt salona doğru yürümüştü. Beni koltuğa bıraktığında gülmüştüm. Azer yere oturdu. Koltukta uzanan benim karnıma doğru başını yasladı. Ağlamaya başladığında benimde gözlerim dolmuştu.

"Neden ağlıyorsun, bir tanem?" diye sordum. Azer ağlamaya devam etti.

"Ben baba oluyorum, Mahperi. Baba olmaktan korkuyordum, ben aile olmaktan korkuyordum. Ama sen benim tüm korkularımı yenmeme sebep oldun. Ben baba oldum, Mahperi. Babama benzemekten korkan ben baba oldum ama söz verdim. Anneme, Allah'a, sana ve," Karnıma öpücük kondurdu. "Bebeğimize söz verdim. Babam gibi olmayacağım." dediğinde bende ağlamaya başlamıştım. Tüm gözyaşlarım mutluluktan, sevinçtendi.

"Sen çok güzel baba olacaksın, Azer. Sen en iyi baba olacaksın. Çocuğumuz senin gibi babası olduğu için çok şanslı olacak. Sen çok iyi eş oldun, çok iyi baba olacaksın." dediğimde Azer başını karnımdan kaldırdı. Gülümseyerek beni öptü.

"Seni o kadar seviyorum ki, o kadar fazla seviyorum ki, Mahperi, sen benim hayatım, sen benim her şeyim, sen benim ikinci annem, sen benim güzelim. Sen benim çocuklarımın annesi." diyerek yanaklarımı öpmeye başladı. "Sana öyle bakacağım ki, elin sıcak sudan soğuk suya girmeyecek. Hamile kadın gibi değil, kendini kraliçe gibi hissedeceksin. Seni öyle seveceğim ki, sevgim sana fazla bile gelecek. Sen ki benim canımsın, sen bizden olan parçayı karnında taşıyan kadınsın, ben nasıl sana kıyarım? Nasıl bir iş yapmana izin veririm?" diye sordu. Hâlâ öpmeye devam ediyordu.

"Çok güzel seviyorsun, Azer. Bu kadar güzel sevgi nasıl sığıyor kalbine?"

"Kalbimde senin gibi güzellik varken senin sevgin nasıl sığmasın, bebeğim? Benim güzel bebeğim, benim güzel sevgilim. Benim." diyerek tesettürüme öpücük kondurdu.

"Şükür namazı kılacağım, ben baba oldum. Şükür namazı kılmak gerek." diyerek yanımdan ayrıldığında koltukta oturur pozisyona geldim. Ayağa kalkan Azer'in kolundan tutarak kendime çektim.

"Sakin ol, Azer. Daha bir kaç haftalık hamileyim." dediğimde Azer gülümsedi.

"Hamilesin. Benim çocuğuma, bizim çocuğumuza hamilesin." diyerek karnımı okşamaya başladı.

"İlk önce elimizi yüzümüzü yıkalım, canımın içi. Sonra kıyafetlerimizi değişelim. Zaten ikindi namazı olacak bunları yapana kadar. İkindi namazından sonra da şükür namazı kılarız. Tamam mı?" diye sorduğumda Azer başını aşağı yukarı salladı.

"Tamam, güzel bebeğim. Sen nasıl istersen." diyerek beni kucağına aldı.

"Azer, ben yürüyebiliyorum. Daha üç haftalık hamileyim. Bu kadar telaş biraz erken değil mi?" diye sorduğumda Azer başını iki yana salladı.

"Doktor ne dedi? Çok fazla üzülmek, stres yapmak, sinirlenmek, çok fazla iş yapmak yok. Senin iyi hissetmen gerek."

"Böylede kilo alacağım." diyerek dudağımı büzdüm. Azer gülerek beni öptü. Bu sırada banyoya gelmiştik.

"İstediğin kadar kilo alabilirsin. Her halinle çok güzelsin." dediğinde gülümsedim. Beni kucağından indirdiğinde suyu açtım. Ellerimi yıkamama izin vermedi.

Mahperi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin