"Bismillahirrahmanirrahim." diyerek eve ilk adımımı atmıştım. Benden sonra Azer besmele çekerek eve girdi. Eve girdiğimiz an Siyah yanıma koştu.
"Mrr." diye mırıldandığında gülümsedim. Uzun süredir Siyah'ı görmüyordum. Onu çok özlemiştim. Gelinliğime rağmen yere eğildim ve Siyah'ı kucağıma aldım.
"Çok özledim seni, miniğim." diyerek başına öpücük kondurdum. Siyah bunu sevmiş gibi daha da yanaştı bana.
"Bari evlendiğimiz ilk gün bana ilgi göster!" diye kızdı Azer. Kaşlarını çatmış tatlı tatlı Siyah ile bana bakiyordu. Bu tatlı görüntüsüne gülümsemeden edemedim.
"Baba seni kıskanıyor, miniğim." diyerek kıkırdadım.
"Onu değil, seni kıskanıyorum. Benimle ilgilen." dediğinde ciddi olduğunu farkettim. Bu daha da komiğime gitti. Bu sefer kahkaha attım.
"Gülmesene, güzelim, diyeceğim ama senin gülmek için her şey yaparım." dediğinde son kez Siyah'ın başını öptüm ve yere bıraktım. Benden ayrıldığı gibi salona koştu.
"İlgileneceğim kişi zaten sensin, Azer. Siyah'tan kıskanman çok tatlıydı. Bebek gibisin." dediğimde bakışları değişti.
"Bebek gibiyim?" diye sorduğunda başımı salladım. Odamıza doğru ilerlemeye başladım. Makyaj masasının önüne gelip sandalyemi çektim. Tesettürümü çıkaracaktım ve Azer saçlarımı ilk kez görecekti.
"Görürüz bebek olup olmadığımı." diye mırıldandı ama ne demek istediğini anlamadım. Tesettürümü çıkartırken Azer kıyafetleriyle konuşuyordu. Ya da kendi kendine konuşuyordu. Pek emin değildim ama asla bana taraf dönmedi. Bu yüzden rahat rahat tesettürümü açtım ve saçlarımı taradım. Gelinliğimi çıkartmak için kıyafetlerimizin olduğu kısma geçecektim ki, hayran olmuş bakışlarıyla beni izleyen Azer'i gördüm. Daha doğrusu simsiyah olan saçlarımı izliyordu.
"Ahsen..." dedi. Bir kaç saniye sustu. Gözleri tekrar saçlarımda gezindi. Sonra ise bakışları bakışlarımı buldu.
"Sen, nasıl?" diye bir soru sordu. Ne dediğini anlamamış gibi kaşlarımı çattım. Ama bu hâli çok hoşuma gitmişti. Yanaklarım kızarmıştı.
"Sen nasıl bu kadar güzel olmayı başarıyorsun? Şimdi karşımdaki bu güzel kadın, benim eşim öyle mi?" diye sorduğunda tüm yüzümün kızardığını hissettim. Bakışlarımı kaçırdım. Azer bir kaç adım yaklaştı. Sonra bu yakınlık yetmemiş gibi bir kaç adım daha yaklaştı ve tam dibimde durdu. Bakışlarım göğsüne denk geliyordu. Çenemden tutarak bakışlarımı tekrar bakışlarına kitledi.
"Benim Mahperi güzelim, senin gibi eşim olduğu için şükür secdesi yapmam gerekiyor. Bu kadar güzel, saçlarını gelecekteki eşine saklayan -yani bana- sen bu kadar kadar güzel olmayı nasıl başarıyorsun? Şimdi ben gözlerimi senden nasıl alacağım?" diye sorduğunda kıkırdadım.
"Abartıyorsun, Azer." dediğimde kaşları çatıldı.
"Ne abartması? Asıl sen kendini abartmalısın. Bu kadar güzel olman benim kıskançlığımın da uyanmasına sebep oluyor."
"Saçlarımı senden başkası görmüyor, Azer." diyerek güldüğümde bakışları ciddileşti.
"Görmesin zaten." dediğinde kollarımı boynuna doladım.
"Çok mu güzelim?" diye sordum.
"Çok güzelsin. Mahperi güzelimsin." diyerek alnını alnıma yasladı.
"Gözlerinin güzelliğinden bahsetmiyorum bile. Aylarca bekledim. Bu gözlere doya doya bakmak için, sana sarılmak için aylarca bekledim." dediğinde gülümsedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mahperi
SpiritualAnnesinin doğma vatanına yaşamak için gelen Azer Memmedov, veteriner olan Ahsen Özçivit ile tanışır. ~~~ "Annemin vatanına geldiğimde nasibim ile karşılaşacağım aklıma gelmezdi. Bu hayatta sevdiğim tek kadın annemdi. Ama artık sevdiğim iki kadın va...