19.bölüm - Anne ve Baba

687 64 234
                                    

Yasir ailesi

Karnında daha bezelye tanesi kadar olan bebeğiyle birlikte yatağında uzanıyordu Ecrin. Annelik duygusunu daha tam olarak hissetmese de karnında çocuğu olduğunu bilmek onu duygulandırıyordu. Anne olmuştu resmen! Çocuğunun babası sevdiği adamdı, Fatih Yasir'di. Bu şans herkese nasip olmuyordu.

"Şekerim," diyerek odaya girdi Fatih. İşten geldiği an elini yüzünü yıkamış ve eşiyle birlikte, daha doğrusu eşi ve çocuğuyla birlikte kaldığı odaya gelmişti. Çocuğunun olduğunu bilmek onu daha da mutlu ediyordu çünkü artık babaydı. Çocuğu olacaktı, Efla'sı doğacaktı. Kız mı olacaktı erkek mi olacaktı çocuğu bilmiyordu ama kız olacak gibi hissediyordu. Kız babası olmayı o kadar istiyordu ki, en büyük hayaliydi. Kız kardeşi küçükken babası kız kardeşiyle oynar, onun saçlarını okşayarak uyutur, kızının yanından ayrılmazdı. Fatih babasından böyle görmüştü ve kendi kızıyla da öyle olmak istiyordu. Annesiyle babasını trafik kazasında kaybetmişlerdi ama ailesi vefat ettikten sonra Fatih kendinden küçük kardeşlerine yeri geldiğinde anne, yeri geldiğinde baba olmuştu.

"Benim güzellerim nasılmış?" diyerek üzerindeki ceketi çıkarmıştı. Dolaptan kendine rahat kıyafetler çıkarırken çok sevdiği eşini, Ecrin'i izliyordu.

"İyiyiz, canım. Sen nasılsın? Günün nasıl geçti? Yoruldun mu?" diye sordu Ecrin. Gülümsediğinde Fatih derin nefes aldı. Sanki saatlerdir nefes almıyor gibiydi. Sevdiği kadının yüzünü görmek, onun gülümsemesine kendi gözleriyle şahit olmak en büyük huzuruydu. Ecrin'i gördüğünde tekrar nefes alıyor gibiydi. Allah'a bu duyguları sevdiği kadında yaşamasına izin verdiği için şükür ediyordu. Şükür ki, Ecrin onun eşi olmuştu. Şükür ki, çocukları olmuştu. Şükür ki, eşiyle bir birlerine karşı bu kadar büyük ve güzel sevgileri olmuştu.

"Günüm iyi geçti ama özledim. Çok fazla özledim sizi. Bu yüzden günüm pek iyi geçmedi ama yine de elhamdülillah." dedi Fatih. Ecrin gülümseyerek yattığı yerden ayağa kalkmaya çalıştı. Bu sırada Fatih üzerine rahat kıyafetler giymiş ve Ecrin'e dönmüştü.

"Neden kalkıyorsun, şekerim? Dinlenmeye devam et." dedi Fatih. Ecrin gülümseyerek başını iki yana salladı. Fatih'in yanına ulaştığında kollarını onun boynuna doladı. Kocasına sımsıkı sarıldığında eşinin kokusunu içine çekti. Kocası gibi o da özlemişti. Hem de çok özlemişti. Fatih yanından ayrıldığı an sanki bir daha onu göremeyecek gibi endişeleniyor, ona bir daha sarılamayacak diye korkuyordu. Fatih'i kaybetmek onun en korkulu rüyası olabilirdi ama bu sadece rüyalarında kalsın, gerçekleşmesin diye hep dua ediyordu. Her akşam ona sarılmak, nefes aldığına şahit olmak, kokusunu içine çekebilmek Ecrin için şükür sebebiydi.

"Bende seni çok özledim, çok fazla." dediğinde Fatih gülümseyerek kollarını eşinin beline doladı.

"Çok fazla kustuğun için zayıflamışsın, güzelim. Yemek yemen gerekli ama miden bulanıyor. Ne yapsak?" diye sordu Fatih endişeli sesiyle. Kaşlarını çatarak Ecrin'e sarılmayı bıraktığında Ecrin gülümsedi.

"Sorun değil, iştahım yok zaten. Ama doktor demişti ki, bir kaç aya çok yemek yiyebilirsin. Kilo alacağım, Fatih." diyerek dudak büzdü Ecrin. Fatih iç çekti.

"Bunları sen yapmak istemiyorsun ki, çocuğumuz istiyor. O yüzden hiç sorun etme. Her şey çocuğumuz için. Ayrıca ben seni her hâlinde seviyorum. Aksine sağlıklı şekilde kilo almanı istiyorum, çok zayıf olman sağlığına zarar, güzelim." dediğinde Ecrin gülümseyerek başını salladı.

"Teşekkür ederim, Fatih. Bu kadar güzel eş ve bu kadar güzel baba olduğun için. Hem ben, hem de çocuğumuz seninle olduğumuz için çok şanslıyız. Allah'a şükürler olsun." dedi Ecrin. Fatih gözleri dolu hâlde gülümsedi. Baba olduğunu elbette biliyordu ama bunu eşi tarafından duymak onu duygulandırmıştı.

Mahperi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin