Telefonu elime alıp Ecrin'i aradım. Hemen onunla konuşmam lazımdı.
"Alo."
"Alo, Ecrin. Merhaba, nasılsın?" diye sordum odada dört dönerken.
"Ben iyiyim de, sana ne oldu? Sesin tedirgin gibi."
"Bir konu hakkında konuşmamız lazım."
"Merhaba, Ahsen abla!" Ecrin'in yanından bağıran Zeynep'in sesini duyduğumda gülümsedim.
"Merhaba, Zeynep. Nasılsın?"
"İyiyim, sen nasılsın?"
"İyiyim bende, teşekkürler. Aramayı hoparlöre al, Ecrin. Zeynep de duysun. Bana düşüncelerinizi söylemeniz lazım."
"Tamam, anlat bakalım."
"Ben dün size Azer Bey diye birisinden bahsettim."
"Evet, hoşlandığını söylemiştin. Ne oldu? Yine mi gördün onu?" Ecrin'in sorusuyla içimdeki tedirginlik daha da büyüdü.
"Bana evlenme teklifi etti." dedim bir anda.
"Ne?!" Ecrin ve Zeynep'in bağırışını duyduğum an telefonu kulağımdan uzaklaştırdım.
"Ne bağırıyorsunuz ya?"
"Ne demek evlenme teklifi etti? Hangi ara? Ailenin haberi var mı?"
"Bi' sakin ol, Ecrin. Ailemin haberi yok bir tek size söyledim. Hem sanırım o da beni seviyormuş."
"Sen ne söyledin peki? Teklifini kabul ettin mi?" Zeynep'in sorusuyla başımı 'hayır' anlamında salladım.
"Hayır. Düşüneceğim, ailemle konuşacağım dedim."
"O ne dedi?"
"Bir şey demedi, Ecrin. Tamam diyerek Siyah'ı aldı ve gitti."
"Siyah kim?"
"Azer Bey'in arkadaşının kedisi."
"O zaman neden arkadaşı getirmiyor kendi kedisini?" diye sordu Zeynep. Haklıydı.
"Bunu hiç sormadım." dedim.
"Neden olacak Ahsen'i görmek için tabii ki de." dedi Ecrin. Yanaklarımın kızardığını hissettim.
"O yüzden değildir bence." Aslında Mete Bey eskiden Siyah'ın doktoruydu. Ondan Siyah'ın sahibine ne olduğunu sorabilirdim ama son olanlardan sonra Mete Bey ile aynı ortamda bile bulunmak istemiyordum.
"Ailene nasıl söyleyeceksin? Yani, ne diyeceksin?" diye sordu Ecrin. Gerçekten aileme nasıl anlatacaktım durumu?
"Bilmiyorum. Nasıl anlatayım ki? Ne diyeceğim?"
"Bence gerçekleri söyle. Baban da anlayışlı birisi. Sinirle karşılamaz. Hem kötü bir şey yapmadın ki sen. Zaten Azer Bey ailesiyle gelir senin ailenle konuşur."
"Haklısın, Zeynep. Öyle yapacağım artık. Bakalım babam ne diyor."
"İnşAllah iyi olacak, Ahsen. Endişelenme."
"Teşekkür ederim, Ecrin. Ve teşekkür ederim, Zeynep. Fatih abiye, Enes ve Ulaş abiye benden selam söylersiniz."
"Aleyküm selam. Sende evdekilere bizden selam söyle."
"Aleyküm selam. Hadi görüşürüz, Ecrin. Ben gidip ailemle konuşayım. Babam da zaten yemeğini yemiştir. Hoşçakal, Zeynep. Allah'a emanetsiniz."
"Sende Allah'a emanetsin, Ahsen abla." dedi Zeynep ve aramayı kapattım. Ailemle konuşmam gerekiyordu. Anneme bile anlatamamıştım Azer Bey'i.
Odamdan çıkarak salona ilerledim. Babam televizyonun karşısındaki uzun koltukta oturmuştu. Annem de onun sol tarafında oturmuştu. Muhtemelen abim ve kardeşim odasında olmalıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mahperi
SpiritualAnnesinin doğma vatanına yaşamak için gelen Azer Memmedov, veteriner olan Ahsen Özçivit ile tanışır. ~~~ "Annemin vatanına geldiğimde nasibim ile karşılaşacağım aklıma gelmezdi. Bu hayatta sevdiğim tek kadın annemdi. Ama artık sevdiğim iki kadın va...