13. Bölüm

6.2K 428 129
                                    

Kalçamdaki sızı ile has odadan dışarı çıkarken derin bir nefes aldım.

Sanırım bu acıyla alışmam gerekecekti, çünkü ne kadar acısa da verdiği zevk daha doğrusu Mestan Hanın zevki paha biçilmezdi.

Bütün bu düşünceleri aklımdan silip ilerlemeye başladım.

Harem taslağına girdiğim anda az ileride yorganları taşıyan cariyeleri denetleyen kalfayı gördüm.

O beni fark eder fark etmez bana doğru döndü. Ben bakışlarımı kaçırıp, hafifçe selam durmamla bana doğru adımladı.

"Artık selam durmana gerek yoktur Fatin." Dediği zaman bakışlarım ona döndü.

"Fatin değil mi? Hünkarımızın sana verdiği isim?" Diye sorduğu zaman kafamı yavaşça salladım.

Yıldız Kalfa bakışlarını yukarı çevirerek "Neyse, bende seni beklerdim zaten. Bundan böyle gözde cariyesin, Afife Sultanın emrinden seni alıp gözdeler koğuşuna yerleştirmemiz gerekir." Dediği zaman kaşlarım çatıldı.

"Gözdeler koğuşu mu?" Diye sorduğum zaman Yıldız Kalfa bakışlarını yukardan bana çevirdi.

"Artık resmen hünkarımızın haremisin ağa, kimse senin kılına dâhi dokunamaz. Bu sebeple elbette ki hizmet etmeyecek ve normal ağaların kaldığı yerde kalmayacaksın." Dedi bir açıklama yaparak.

"Gerçi zaten ağaların kaldığı koğuşta kalmıyordun, Afife Sultan'ın hizmetinde kalıyordun." Dediği zaman bakışlarımı kaçırdım.

Tam o sırada bir adım atacakken sultanlar haremi merdiveninde bir bedenin berilmesi ile yutkundum.

Letafet Sultan ağır adımlar ile aşağı inerken Yıldız Kalfada onu görür görmez "Destur Letafet Sultan hazretleri." Dedi stresle.

O da streslenmişti, bu normaldi. Çünkü şuan onun baş düşmanı bendim.

Letafet Sultan tamda tahmin ettiğim gibi bizim olduğumuz tarafa doğru adımlarken bende mecburen selam durmak zorunda kaldım.

Derin bir nefes alırken tam önümüzde durduğu zaman derin bir nefes alma sesi duydum.

"Yıldız Kalfa." Dediği zaman Yıldız Kalfa anında başını kaldırdı.

Ben zar zor gördüğüm yüzüne odaklanırken kaşları ile beni işaret etti ve "Nereye gidiyor bu pis oğlan?" Diye sordu.

Tam o an kafamı kaldırmam ile selam durdum.

Bana meraklı gözlerle bakarken "Sultanım." Dedim derin bir nefes alıp.

Yıldız Kalfa bana şaşkınlıkla bakarken, Letafet Sultana doğru bir adım attım.

"Acınızı anlıyorum." Dediğim zaman gözlerimin içine bakıyordu.

"Acınız büyük, kederiniz katlanılmaz." Diye ardına eklemem ile derin bir nefes aldım.

"Ancak bu size hünkarımızın haremine hakaret etme hakkını vermez." Dediğim zaman kafamı yavaşça yukarı kaldırdım.

Letafetin gözlerindeki merak yavaşça kaybolurken yerini şaşkınlığa bıraktı.

Gözlerimin içine dehşet içinde bakarken "Sen kim oluyorsunda beni ikaz ediyorsun, kırk yıllık harem kurallarını senden mi öğrenirim?" Dedi sinirle.

"Haşa ne haddime, ben sadece hatırlattım sultanım." Dediğim zaman bende onun sesini yükseltmesi ile biraz sesimi yükselttim.

"Ancak illa ki ikaz duymak isterseniz, bir daha bana hareket ederseniz kendimi müdafaa etmek mecburiyetinde kalacağım." Diye ardına eklemem ile bir kaç saniye gözlerimin içine baktı.

Altın YolHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin