Günün dördüncü bölümü, karıştırmayın.
Haremdeki ve Topkapı Sarayındaki yas ve kederin birinci haftasıydı..
Herkes yavaşça kendini toparlamaya başlasa da bu sarayın duvarları hâlâ Afife Sultan'ın adını aykırıyor gibiydi.
Bu bir hafta boyunca Mestan Handan bir adım bile geriye ayrılmamıştım.
Onu tekrar toparlamak, eski hâline getirmek çok zor olsa da ona olan aşkım sayesinde bir nebze olsun daha iyi olmuştu.
Şimdi oturduğum yerde karşıdaki has oda başına emir vermesini izliyordum.
"Kader Hatice Sultan bu sarayda fazla bile kaldı, artık onu eski saraya gönderme vakti." Dedi has oda başına.
Has oda başı yavaş yavaş kafasını sallarken "En sağlıklısı bu olacaktır hünkarım çünkü baya bir metanetlerini kaybettiler." Diye karşılık verdi.
"Git haber sal kalfalara da dairesini toparlamaya başlasınlar. En iyisi uzaklarda olması." Dedi Mestan Han.
Has oda başı selam dururken yavaşça çekildi.
Mestan Hanın yakışlıklı suratı bana dönerken yerimden kalktım ve yanına doğru adımladım.
Ellerimi ellerine atmamla hemen ellerimi sıktı.
"Bugün yemeği has bahçede yiyelim mi, hava çok güzel." Dedim.
Gözleri gözlerimin içindeyken "Fatinim nasıl istiyorsa öyle olsun." Dedi ve beni kendine çekip sarıp, sarmaladı.
"En sevdiğin yemeği yaptıralım, beraber yiyelim." Dememle saçlarımı öptü.
"Sen yanımda ol, yeter." Dediğinde ona sımsıkı sarıldım.
~~~~
~yazarın ağzından.~
"Sultanım, eşyalarınızı toparlamaya geldik. Hünkarımızın emri ile eski saraya gönderileceksiniz." Dediğinde harem kalfası Hatice Sultan'ın yüzden memnun bir gülümseme oluştu.
"Bugün zaten yola çıkmayız, akşama gelin toparlanmama yardım edin." Dediğinde kalfa diğer cariyelere baktı.
"Siz nasıl isterseniz sultanım.." Dediğinde selam durdu ve yanındaki cariyelerle daireden çıktı.
Elmas Hatunun kaşları çatılırken bakışları Kader Hatice Sultana döndü.
"Sultanım, bu saraydan eski saraya mı gidiyoruz?" Diye sorması ile Kader Haticenin bakışları ona döndü.
Derin bir nefes alırken ayağı kalktı ve ona doğru adımladı.
Kızıl saçlı Elmas Hatunun bakışları Hatice Sultan'ın gözlerinin içindeyken Hatice Sultan konuştu.
"Elmas, bana sadakatin sonsuz mu?"
Elmas Hatun gözlerinin içi adeta parlarken yüzüne şaşkınlık dolu bir gülümseme oluştu.
"Şüpheniz mi var sultanım?" Diye sorduğu zaman Kader Hatice Sultan'ın yüzünde buruk bir gülümseme oluştu.
"Ben bugün çok uzaklara gideceğim Elmas, benim yolum eski saray değildir." Dediğinde Elmas Hatunun kaşları çatıldı.
"Sultanım.." Demişti ki gözleri doldu her şeyi anlayınca..
"Yapmayın, lütfen.." Demesiyle Hatice Sultan başını yukarı doğru kaldırdı.
"Bende sizinle geleceğim.." Dediği zaman Hatice Sultan'ın bakışları derinleşti.
"Ben sizsiz ne yaparım bu cihanda?" Diye sorması ile Hatice Sultan bakışlarını kaçırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Altın Yol
Fiksi Sejarah"Senin canını almaya gücüm yetse de yüreğim yetmez." Fransız bir tüccarın oğlu olan Antonie, harem ağalarını hadım olduğuna ikna eder ve hareme girer. Ancak padişahın ilgisini kısa zamanda üzerine çekince bu sefer padişahın kız kardeşi olan Afife Su...