Günün üçüncü bölümü, karıştırmayın.
~Geçen bölümde anlatılmayan kısımlar, yazarın ağzından.~
Macide Hatun elindeki zehirle derin bir nefes aldı.
Bakışları taçları çıkaran görevli cariyeye dönerken "Bu taçları kim takacak?" Diye sordu.
"Yeşil olan Afife Sultanımızın, Sarı olan Kader Sultanımızın ve Beyaz olanda Fatin Sultanımızın Macide Hatun." Dedi saf saf.
Macide Hatun ise "Tamam, sen hadi git işine bak. Ben taçları simyacıya götüreyim de parlatsın, baya bir eskimiş bu taçlar." Dedi.
Cariye kafasını sallarken zindan hızlıca çıktı.
Macide Hatun ona dönüp gitmesini bekledi.
Gittiği an elini zehir dolu şişeye attı ve şişenin kapağını açtı.
Derin bir nefes alırken Fatinin tadına doğru yönelmesi ile durdu..
Gözlerinin önüne Fatinin ilk hareme gelişi geldi. O çaresizliği, Afife Sultan ne isterse yapması ve ölümden korkması..
Gözleri yavaşça dolarken tekrar taca döndü. Mestan Hanı düşündü...
Dolu olan gözlerinden yavaşça yaşlar sekerken derin bir nefes aldı.
"Affedin sultanım ancak bunlar doğru değil.." Dedi ve zehri hızla Afife Sultan'ın tacına doğru dökmeye başladı.
Zehir taca bulaşıp, tacı adeta esir alırken hızla ile ağzını ve burnunu zehri solumamak için kapattı.
Tam bu anda da çığlık çığlığa ağlamaya başladı, ne kadar doğru olanı yapsa da..
Daha sonra şişede kalan yarıdan fazla zehir ile şişenin ağzını kapattı.
Bundan sonra hayatı için iki ihtimal vardı.
Ya Fatin Sultanla yoluna devam edecekti ya da ölecekti..
~~~~
~Şimdiki zaman, Fatinin ağzından.~
Anlattığı şeylerin arından gözlerim fal taşı gibi açılmış Macide Hatuna bakıyordum.
Herkesten uzakta, şifahanenin arkanda bana anlattığı şeyler bir masalın bölümü gibiydi, ancak şuan nefes almam kadar gerçekti.
Dizlerinin üzerine çökmesi ile gözlerinden yaşlar düştü..
"Sultanım, Afife Sultan benim her şeyimdi ancak sizde masumdunuz.." Demesiyle kahrolan bir ses tonu ile konuşmuştu eteğimi tutarak.
"Ben bundan sonra birtek sizi tanır, sizlere biat ederim. Ne olur beni Kader Sultanın şerrinden koruyun.." Diye yalvardı.
Macide Hatun.. Özünde iyi olan ancak Afife Sultan'ın şeytani emellerine kurban giden harem kalfası..
Ellerimi çenesine attığım zaman yavaşça onu kaldırdım.
Bakışları gözlerimin içindeyken "Bundan böyle benim hizmetimde çalışacaksın, bana sadık bir bende olacaksın hatun." Dedim.
"Sadakatimden adınıza güveniniz kadar güvenebilirsiniz sultanım. Sizlerin yüzünü kara çıkarmayacağım.." Dediğinde ellerimi çenesinden geçtim.
"Macide!"
Elmas Hatunun sesini duymamla Macide Hatun hızla arkama doğru çekildi.
Elmas Hatun beni görmesi ile önce selam durdu daha sonra "Sultanım, Hatice Sultanım Macide Hatunu görmek ister." Dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Altın Yol
Historical Fiction"Senin canını almaya gücüm yetse de yüreğim yetmez." Fransız bir tüccarın oğlu olan Antonie, harem ağalarını hadım olduğuna ikna eder ve hareme girer. Ancak padişahın ilgisini kısa zamanda üzerine çekince bu sefer padişahın kız kardeşi olan Afife Su...