"Sultanım.."
Gözleri şimdi kan canağına dönmeye hazırlanıyordu.
Bedeni yavaşça titremeye başlıyor ve kanlanmış gözleri yavaşça doldu.
Tam ağızımı açacağım esnada "Ben suçsuzum!" Dedi direkt.
Laf ağzıma adeta tıkanırken "Nasıl?" Dedim derin bir nefes alıp.
Yüreğim adeta çarpıyor, zar zor soluk alıp veriyordum.
Bakışlarım yatak üzerindeki kanlı elbiseye geri dönerken birden ayaklarımın dibinde hissettiğim hareketle bakışlarım alta döndü.
Hale ayaklarıma kapanmış bir şekilde "Mustafa Paşa.." Dedi titryen sesiyle.
Eteğimi elimle çekip bir adım geriye attığım zaman kafasını kaldırıp yaşlı gözleri ile bana baktı.
"Ne diyorsun sen hatun!?" Dediğim zaman "Sultanım ben.. ben istemedim.." Diye eklerken kafasını sallıyordu genç cariye.
"O yaptı.." Diye eklerken kafasını adeta yere gömdü.
O hıçkıra hıçkıra ağlarken yutkundum ve yavaşça eğildim.
Kafasını kaldırıp gözlerimin içine tekrar baktı.
Gözlerimin içine korku ile bakarken ağzımdan tek bir kelime çıktı.
"Anlat."
~~~~
~Dün gece, yazarın ağzından.~
"Hale."
Yıldız Kalfa masayı silen cariyeye karşı konuştu.
"Ben Fatin Sultanı beklemeye gideceğim. Sen dairede kal." Dediği zaman Halenin bakışları ona döndü.
"Tek mi kalacağım Yıldız Kalfa?" Diye sorduğu zaman Yıldız Kalfa derin bir nefes aldı.
"Mutfak ağasını çağırayım da sana yarenlik etsin bari. Hale biraz aklını kullan." Diye uyardı Yıldız Kalfa.
Çıkışa doğru yönelirken "Aman daireye kimseyi alma!" Diye uyardı arkasını dönüp.
"İçeri bir hadım ağa dahi girse biri görürse kellen gider." Dediği zaman Hale korkuyla kafasını salladı.
"Zina olur." Diye Yıldız Kalfa arkasına eklerken tekrar çıkışa yöneldi.
"Hadi iyi geceler." Derken çıkıştan çıkıp daireyi terk etti.
Bakışları daire önünde gezinirken derin bir nefes aldı. Fatin halvette olduğu için kapı önündeki ağalar has oda önünde onu bekliyordu.
Daha sonra direkt altın yola doğru sürat aldı.
Tam bu esnada da az ötede bekleyen birinin varlığından habersizdi..
~~~~
"Bırakın beni.."
Genç kız titreyerek Fatin Sultan'ın dairesinden çıktı.
Derin derin nefes almaya çalışırken aynı zamanda da burnunu çekmeye çalışıyordu.
Dışarıdaki öldürücü soğuk bedenine etki ediyor ve soğuktan ya da yaşadıklarından dolayı titriyordu.
Hale'nin arkasından hemen Mustafa Paşa çıktı.
"Hatun.. buraya gel!" Diye sessiz bir şekilde sesini sert çıkarmaya çalıştı.
Hale dağılmış saçları, yırtılmış elbiseleri ile kafasını olumsuz anlamda salladı.
"Herkese.. herkese anlatacağım.." Diye titryen sesiyle konuşup koşmaya başlarken paşada hızla arkasından koşmaya başladı.
Koridorda kaftanının düğmelerini iliklerken hızı ile Hale'ye kavuştu ve kızı bileğinden tuttu.
Haleyi kendinde doğru çekerken kız korku ve endişe ile onu ittirmeye çalıştı.
"Kes sesini." Diye konuştuğu zaman Hale'nin gözleri meşalelerin aydınlattığı Paşa'nın yüzüne döndü.
"Siz.." Derken içini çekti. Berbat bir durumdaydı.
"İğrenç bir adamsınız.." Dediği zaman "Sana kimse inanmaz." Dedi direkt.
Halenin gözleri onu bulurken "Herkes bir ağa ile zina ettiğini düşünür. Herkes bana inanır." Diye ekledi.
"Eğer uslu durursan seni evlendiririm." Dediği zaman Hale korkuyla kafasını olumsuz anlamda salladı.
"Bırak beni.." Diye ittirmeye çalışırken paşa daha fazla dayanamayıp Hale'ye karşı sert bir tokat attı.
Hale süratle duvara doğru savrulup çarparken yere doğru düştü.
"Kimse sana inanmaz." Diye arından eklerken adımlamaya başladı.
Hale korkuyla geriye doğru gitmeye çalışırken "Mustafa Paşa?" Diye bir ses geldi.
Mustafa Paşa hızla korkuyla arkasını dönerken Ayşe Kalfa giydiği gecelikle olup biteni izliyordu.
"Ay..şe kalfa!" Diye Hale korku ve ümit karışımı bir tonla yalvarırcasına konuştu.
"Yardım et.."
Tam o sırada Ayşe Kalfa belindeki hançeri çıkarıp paşaya doğrulttu.
"Sakın bir milim dahi beri gelme paşa. Kellen gidecek bu sabah." Derken Haleyi arkasına aldı.
Ayşe Kalfa tam 'ağalar!' diye bağıracaktı ki hızla üzerine gelen paşaya karşılık koyamadı.
Ayşe Kalfanın hançeri hızla yere düşüp savrulurken Ayşe Kalfa ve Mustafa Paşa yere düştü.
Ayşe Kalfa kurtulmaya çalışırken Mustafa Paşa hızla sert bir tokat attı.
Tokat etkisiyle sersemleyen hatunun üzerinden çekilirken Ayşe Kalfa arkasını dönüp yerde sürünmeye çalıştı.
Hale olanları korku ile izlerken Mustafa Paşa hızla yerde duran taşı aldı.
Sonrasında da yerde sürünmeye çalışan hatunun kafasına doğru fırlattı.
Hale korkuyla titrerken gözleri irileşti. Paşa'nın gözleri hızla ona dönerken ona doğru adımladı ve ağzını eli ile kapattı.
Hale korkuyla tirtir titrerken paşa Halenin gözlerinin içine bakıyordu.
"Elimi çektiğimde bağırırsan eğer herkese senin yaptığını söylerim." Dedi uyararak.
Halenin dolu gözlerinden korkuyla yaş akarken "Yarın seni daireme çağıracağım, bu ise haremde bir cinayet olarak kalacak. Eğer en ufak bir şey dahi belli edersen yanarsın hatun!" Dedi uyaran bir sesle.
~~~~
~Şimdiki zaman, Fatinin ağzından.~
Dehşet içinde karşımdaki ağlayan kıza bakarken Hale kafasını olumsuz anlamda salladı.
"Sultanım.. çok korkuyorum..." Dediği zaman ayağı kalktım.
Duyduğum adeta dehşet verici şeylerle avuç içimi sıkmaya başladım.
"Mestan.." Dediğim zaman "Hayır Sultanım!" Dedi korkuyla yerdeki kız.
Bakışlarım ona dönerken"Eğer hünkarımızın kulağına giderse kellem gider." Dedi korkuyla.
"Zina ettim ben, istemesemde." Dediği zaman dişlerimi sıktım. Haklıydı..
"Yıldız Kalfa!" Diye bağırdım anda kapılar açıldı ve kapı önündeki kadın hızla içeri girdi.
"Sultanım!?" Diye korkuyla konuşurken bakışları daire içerisinde gezindi.
Muhtemelen bana bir şey olduğunu sanmıştı.
"Tez ulak yolla, Kader Sultanı görmek isterim." Dediğim zaman bakışlarım ona döndü.
Yıldız Kalfa gözlerimin içine olayı anlamak istercesine bakarken "Ne durursun daha, hadi çabuk!" Diye sonlara doğru bağırarak konuştum.
Yıldız Kalfa hızla selam durmaya çalışırken daireyi terk etti.
Bakışların yerdeki kıza dönerken "Mustafa Paşa ettiğinin diyetini çekecek." Dedim net bir sesle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Altın Yol
Fiksi Sejarah"Senin canını almaya gücüm yetse de yüreğim yetmez." Fransız bir tüccarın oğlu olan Antonie, harem ağalarını hadım olduğuna ikna eder ve hareme girer. Ancak padişahın ilgisini kısa zamanda üzerine çekince bu sefer padişahın kız kardeşi olan Afife Su...