37. Bölüm | Final

2.5K 170 15
                                    

Günün beşinci bölümü, karıştırmayın..

Haftalar, aylar geçmiş kan kokusu sarayın duvarlarından temizlenmişti..

Çok fazla insan ölmüş, Ayna zehri denilen illet resmen bir hanedanı yok etmişti.

Hayatım boyunca hiç bu kadar yorulmamıştım, hiç bu kadar yıpranmamıştım.

Ortada tek bir hata vardı ve bu hata dört hatunun sırasıyla ölümüyle sonuçlanmıştı.

Ancak her türlü keder ve derin sonunda bir kurtuluş hüzmesi -ışık hüzmesi- vardır.

Kader Hatice kendini sarayın surlarından aşağı attığı zaman ölmüştü,
Sadık bendesi Elmas ise Hatice dairesinde zehirlenmiş olarak bulundu.

Her ne kadar bu olaylar bize ufak bir zaman zarfında cehennemi yaşatsa da Mestan Han ile kendimi tekrardan toparlabilmiştim.

Ne kadar o istemese de onu bir şekilde ikna edip, hemen yan tarafındaki daireyi kendime hazırlatmıştım.

Kayıplarım olmuştu ancak yerini de dolduranlar olmuştu.

Önceden birbirine iki düşman olan Macide Hatun ile Yıldız Kalfa şimdi aynı amaca hizmet etmek için çalışıyorlardı.

Karşımda duran iki hatuna karşın "Bugün hünkarımızı görmek istiyorum." Dedim neşeyle.

Macide Hatun hemen selam dururken "Sultanım, bugün günlerden perşembe. Zaten halvete gireceksiniz." Dedi.

Perşembe olduğunu unutmam ile yüzümde kendime kası alaylı bir gülümseme oluştu.

"Peki, o zaman hamam gidelim de hazırlanayım." Dememle ayağı kalktım.

"Sultanım, bilmenizi gerektiren bir husus daha var." Diye Yıldız Kalfanın konuşması ile bakışlarım ona döndü.

"Nedir o Yıldız?" Diye sormamla "Sanırım hünkarımız veliyahtını Topkapı sarayına getirmeyi düşünüyorlar." Dedi.

"Şehzade geliyor yani.." Dememle "Size herhangi bir sorun çıkaracağını düşünmüyorum sultanım, zaten küçücük bir çocuk." Diye ekledi Macide Hatun.

O an aklıma gelen şey ile hemen Macide Hatuna döndüm ve "Validesi de mi geliyor yoksa?" Dedim korkuyla.

"Hayır, sultanım bu mümkün değil. Validesi şehzademizi dünyaya getirirken hayatını yitirdi.." Demesiyle yüreğimde bir acı oluştu sanki..

Bakışlarım Yıldız Kalfaya dönerken "Evet sultanım, doğumda bizzat oradaydım. Merhum çok fazla kan kaybetmişti.." Dedi.

"Gelirse bir Firuze Sultan gelir." Demesiyle korkuyla ona döndüm.

"O kim?" Diye sormamla "Hünkarımızın kız kardeşi lâkin endişelenmeyin rahmetli Afife ve Hatice sultanlar gibi değildirler." Dedi.

Kafamı yavaşça sallamam ile "Hadi, gidelim o zaman. Daha fazla vakit kaybetmeyelim." Dedim.

~~~~

Has odanın önünde dururken derin bir nefes verdim. Daha sonra kapılar benim için açılırken odaya doğru adımladım.

Mestan Han hızla arkasını dönüp, parıldayan gözleri ile bana bakarken "Mestan.." Dedim içimdeki aşkla.

Hızla gelip, beni sarıp sarmalası ile derin bir nefes aldım ve tanıdık güzel kokusunu içime çektim.

Daha sonra ayrılmamız ile "Hadi, gel yemeğimizi yiyelim. Hem en güzel tatılardan da yaptırdım." Dedi gülümseyerek.

Elimi tutması ile ilerledi ve yerde kurulan sofraya geldik.

Altın YolHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin