24. Bölüm

3K 277 16
                                    

"Destur Kader Sultan Hazretleri.."

Bende dahil olmak üzere haremdeki herkesin bakışları büyük harem kapısı önündeki kadına döndü.

Dik duruşu, şık elbisesi ve sarı saçları ile adeta parlıyor, sanki önemli biri olduğunu aykırıyordu.

Yanında duran kızıl saçlı orta yaşlı kadında sanki onun gücü ile güçlenmiş gibi gururla duruyordu.

Saniyeler sonra "Kader!" Diye yanımdaki Afife Sultan'ın heyecanla konuşması ile hızla beni geçti ve merdivenlere doğru yöneldi.

Merdivenleri de hızla inerken adının Kader olduğunu öğrendiğim ve büyük ihtimalle bir sultan olan kadın kollarını kendine doğru koşan Afife Sultana açtı.

Bende merakımdan merdivenlere yönelip aşağı doğru inerken görüş alanıma birbirine sımsıkı sarılan iki sultan girdi.

Saniyeler sonra yanlarına vardığım zaman birbirinden ayrıldılar.

Tam bu anda sarı saçlı kadının bakışları bana dönerken benimde bakışlarım Afife Sultana döndü.

Afife Sultanda bana bakarken "Sen tanımadın tabii." Dedi heyecanla.

Ardından bakışlarını sarışın kadına döndürken "Kader Hatice, benim ve hünkarımızın en küçük kız kardeşi." Dediği zaman ağzım heyecanla açıldı.

Bakışlarım kısaca Kader denen Sultana dönerken yavaşça selam durdum ve "Bağışlayın sultanım, sizi tanıyamadım. Evella suretinizle tanışmak bu güne kısmetmiş." Dediğim zaman bakışlarım gözlerinde bitti.

"Hiç sorun değil, adın Fatindi değil mi?" Diye sorduğu zaman gülümsedim ve "Evet, sultanım Fatin." Dedim.

"Hayırlı olsun Fatinciğim, zaten düğününüz için geldim. Hünkar abim evlenirken ben durur muyum?" Diye keyifle sorması ile bakışları Afife Sultana döndü.

Afife Sultan'ın bakışları bu sefer kızıl saçlı kadına dönerken "Elmas, yoksa bu sen misin?" Diye sordu.

Elmas denilen hatun yavaşça selam dururken "Doğru bildiniz sultanım, rabbimize şükürler olsun yıllar sonra tekrar cemalinizi dünya gözlüyle gördüm." Dedi mütevazi bir sesle.

Kader Sultan, mütevazi bir şekilde konuşan Elmasa bir bakış attı ve Afife ve bana dönüp "Elmas yıllardır en sadık bendem, sağ kolum. En büyük dostum." Dedi.

"Lakin böyle destursuz gelmek yaraştı mı sana Kader? En azından bir daire hazırlatırdık. Neyse bugünlük bana yarenlik et evvela yarın dairen hazırlanır." Dediği zaman Kader Sultan genişçe gülümsedi.

"Atlarım da tıpkı benim ki kanatlı, resmen uçarak geldik. Normalde hünkarımızın evvelden geleceğimden haberi vardı." Diye yanıtladı gülümsemesini bozmadan Kader Sultan.

"Pekala, hadi o zaman benim daireme geçelim. Yol yorgunusundur, istirahat et." Diye Afife Sultan konuştuğu zaman Kader Sultan kafasını olumsuz anlamda salladı.

"Yolculuk bir hayli yordu lakin önce hünkarımızın huzuruna çıkmak isterim." Diye yanıtladığı zaman Afife Sultan hafifçe kafasını salladı.

~~~~

~yazarın ağzından.~

"Düğün yarın değil mi?" Diye daireden içeri girerken sordu Kader Sultan.

"Evet, lakin hazırlıklar bugünden başladı." Diye yanındaki Afife Sultan yanıtladı.

"Hoş, güzel huylu bir çocuğa benziyor. Hünkar abimi üzmez." Diye Kader Sultan yanıtladığı zaman Afife Sultan'ın bakışları ona döndü.

"Çok saygılı ve terbiyeli. En sonunda da hak ettiği mertebeyi aldı." Dediği zaman kanepeye doğru oturdu.

Kader Sultanda yanına otururken kafasını ağır ağır salladı.

"Bir ışık gibi parlıyordu, sultanlık çok yaraşmış." Dedi gözünün önüne gelen görüntü ile.

"Neyse, sen onu boşverde." Dediği zaman bakışları Kaderin gözlerinin içinde bitti Afife Sultan'ın.

"Düğün işi bahane, neden payitahta döndün?" Diye sordu.

Arından bakışları hemen ayakta selam duran Elmas Hatun'a döndüğü zaman Elmas tam geri çekilecekti ki Kader Sultan elini kaldırıp onu durdurdu.

"Düğün işi bahane değil abla, ancak tek sebepte değil." Dediği zaman Kader de Afife'nin gözlere baktı.

"Şehzade ile bu yaşına kadar yeterince ilgilendim. Firuze de zaten sarayda tek kalmak istediğini söyledi." Dediği zaman Afife Sultan ağır ağır başını salladı.

"Mustafa Paşa da gerçekten çok sıkılmıştı, zaten Firuze evlenmediği içinde halk tarafından laf söz oluyordu."  Diye ardından ekledi.

"O niye gelmedi?" Diye sorduğu zaman "Şehzade artık sancağa bakacak kadar büyüdü, onun yanında kalacağını söyledi." Diye yanıtladı Kader Sultan.

~~~~

~Fatin'in ağzından.~

Gözlerindeki ve ellerimdeki heyecan ile karşımdaki kaftana bakıyordum.

Mor bir kadifeden yapılmaydı. Her tarafı elmaslar ve zümrütler ile süslenmişti.

Desenleri altın tozları ile çizilmiş, bilek ve etek bölgeleri aslan kürkünden yapılmıştı.

Hayatım boyunca gördüğüm en pahalı ve şık kaftandı.

Başımdaki Haseki tacı, daha bugün taşındığım Haseki Sultan dairesi ve yarın olacak olan düğün.

Hepsi bir rüya mıydı, yoksa gözlerimi açamayacağım kadar güzel bir hayal miydi?

Bütün bu düşünceler bir ses duymama kadar devam etti, sonrasını ise yüksek bir heyecana bıraktı.

"Destur Sultan Mestan Han Hazretleri."

Arkamı heyecan ve aşkla dönmem ile kapılar açıldı ve içeri o girdi.

Dariedeki herkes yavaşça selam durup, odayı terk ederken gözlerindeki heyecan ve mutluluk ile hızla yanıma doğru adımladı.

Yanıma vardığı anda gözleri doldu. Yakışlıklı suratı aşk ve özlemle bana bakarken kolların açıp hızla dudaklarıma kapandı.

Dairenin kapısını arkamızdan kapanırken tanıdık ve güven veren koksu burnuma doldu, sıcak ve aşk dolu nefesi yüzüme vurdu.

Bende kendimi ona doğru bastırdığım zaman elini belime attı ve yavaşça okşadı.

Saniyeler sonra dudaklarımızı ayrılırken bakışları gözlerimdeydi.

"Bir düğünümüz olacağını duydum." Dediğim zaman yüzünde bir gülümseme oluştu ve elimi tutup öptü.

"Senin kadar güzel olmasa da herkesin senelerce konuşacağı kadar güzel olacak Fatin'im." Dedi.

Karnıma bir ağrı girerken "Bugün ömrümdeki en güzel gündür, senin baş tacın olarak aşkınla haremde yükseldim." Dediği zaman yüzünde bir gülümseme oluştu.

"Sen benim gönlümün sultanı olarak en zirvedesin." Dediği zaman yüzümde bir gülümseme oluştu.

Saniyeler sonra bakışlarım kıyafetlerine dönerken onu baştan aşağı süzdüm.

Şuana kadar gördüğüm en güzel kaftanını giymişti.

"Yarın bu odadan seninle berber çıkıp, düğünümüze gideceğiz. El ele, kalp kalbe." Dediği zaman elini yüzüm atıp okşadı.

Altın YolHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin