Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Joseon Krallığında o gün herkes erkenden uyanırken sarayda ve halkta hafif bir gerginlik, bir telaş vardı. İnsanların uzun zamandır beklediği, yıllarca hep dinledikleri fakat bir kez dahi görmedikleri Prens saraya gelecekti.
Yanlarından geçen hizmetkârlara eşlik ederek ellerini özel işlemeli kıyafetinin altına koyup adımlamaya başladı Prens Hwang'ın biricik hizmetkârı. Tüm herkesin aksine gerilmeyen tek kişinin o olduğunu biliyordu Jisung, gerçi... Prens Hwang'a rakip birini tanımamıştı daha önce fakat ilk kez biri aklını böylesine karıştırıyor, delicesine bir merak sarıyordu bedenini.
Ezbere adımları sonunda odanın önüne geldiğinde kapılar onun için açılmış, bu odaya sadece yasağın dışında kalan tek kişi, Jisung, içeri girmişti. Odada, ona arkası dönük olan Prens'i görürken hafifçe eğildi.
"Prens'im," diye konuştu. "Uyanmışsınız, günaydın."
Prens ona dönene kadar da doğrulmadı, yapması gerekenin bilincinde hareket ederken Prens yavaşça ona doğru döndü ardından da adımları yavaşça kendisine yaklaştı.
"Günaydın," lafını işittiğinde kafasını kaldırmış, ondan uzun olan adama bakmıştı. Kısa, tüm sarayın aksine kıpkısa olan saçlarında dolaştırdı bakışlarını. Sarıya yakın kahve saçlarından çekildiği zaman kendisini izleyen gözlerine gitti.
Ciğerlerine derin bir nefes bahşettiğinde "Geldi mi o Prens?" diye konuştu Hyunjin. Jisung'u görmek dahi yutkunmasını sağlamış, derin bakışlarını hizmetkârın üzerinde dolaştırmıştı.
"Hayır efendim," dedi Jisung. Bir adım daha atarak aralarındaki mesafeyi azalttı. "Yaklaşmak üzerelermiş, hazırlanmanız lazım. Kırmızı," diye konuştu. "İşlemeli elbisenize ne dersiniz?"
"Sen ne dersen," diye bir cevap verdi Prens yapmaması gerekeni yapıp fakat bunları ne o ne de hizmetkâr sorgulardı. Jisung'un adımları ondan uzaklaştı, hazırlattığı özel işlemeli, elbiseyi getirip kenara bıraktı.
Karşısında duran Prens'in omuzlarına değdi parmakları, tenine dahi ondan başka kimsenin dokunması yasakken Prens'in sıcaklığını her defasında hissederdi. İnce kıyafeti tuttu ve yavaşça omuzlarından sıyırıp gövdesini çıplak bıraktı.
Hyunjin, içine kesik bir nefes çekerken Jisung bu sefer özel işlemeli kıyafeti almış, Prens'in üstüne geçirmişti. Şimdi karşısında, kıyafetin düğmelerini iliklerken parmak uçları tenine değiyor, aşık olduğu mücevherlerle süslü düğmelerin aksine Prens'in teni daha çok ilgisini çekiyordu.
