evermore, hyunhosung ✓

2.6

200 yorumm

***

Akşam yemeği için herkes dev salonda toplanırken içeri önce Minho girmiş, Jisung onunla göz göze geldiğinde Minho 'yapma' anlamında kaşlarını kaldırmış, bunu anlamayan hizmetkâr ise sadece saniyeler sonra Minho'nun arkasından içeri giren iki prensesi görmüştü.

Gözleri direkt onları bulurken Hyunjin de salona girmiş, yerine ilerlemişti ki Prenseslerden biri "Prens Hwang?" diyerek ayakta durmuştu. "Müstakbel eşinin sandalyesini çekmeyecek misin, hiç senin gibi bir prense yakıştıramadım."

Hyunjin duraksayıp sakin kalmak için derin bir nefes vermiş ve masanın etrafında geri dolanıp sandalyesini çekmişti. "Buyrun," dedikten sonra sandalyeyi sertçe itmiş ve yerine geçmişti.

Onun hangi prenses ile evleneceğini öğrenen Jisung yanağının içini ısırarak alnını ovaladı, suçluyken üste çıkmaya çalışması bir de Hyunjin'den sözde intikamını böyle olması onu aşağılama ihtiyacı hissettirmişti.

Hepsi masaya yerleştiğinde "Tüm askerleriniz burada mı?" dedi Prenses, biri sürekli konuşurken diğeri daha pasif kalıyordu. Minho kafa salladı. "Evet, bir sorun mu vardı?"

İçeriye birkaç asker girdi. "Evet, tüm askerlerinizin üstü ve odası aranacak, malum size güven olmaz."

Bunu duymaları ile beraber birbirine bakan Minho ve Hyunjin aynı anda kafasını çevirerek gözlerini Jisung'a çevirdiğinde hizmetkâr onların aksine panik olmuş gibi durmuyordu.

Minho direkt "Bu nereden çıktı?" diye sorduğunda Prenses ona baktı. "Önlem." Ardından da göz kırptı. "Anlarsın ya."

Cümleleri Jisung'da gülme ihtiyacı yarattı, Prenses gerçekten zeki biriydi fakat apaçık bir diğer gerçek vardı ki O, Prenses'ten daha zekiydi. Karşısına gelen askerle ellerini kaldırırken Hyunjin herhangi bir olası duruma karşı tetikteydi.

Minho da aynı onun gibi tetikte bekliyordu fakat asker, Jisung'u kontrol etmiş ardından da hemen yanındaki kişiye geçmişti. Jisung göz göze geldiği prenslere sorun yok anlamında gözlerini kırptı ardından da işine döndü.

Hiçbirinin üstünden ve odasından bir şey çıkmaması ile Prenses bozulurken diğerlerinin keyfi katlanmıştı. Gergin bir yemekten sonra Jisung sarayın bahçesinde oturuyordu ki çok geçmedi, Minho yanından geçip gitti hızla.

"Beni takip et."

Hizmetkâr onu dinledi, direkt peşine takılırken ağaçların arasına karışmışlar ve birbirlerine dönmüşlerdi. "Sende bir şey yok, değil mi Jisung?" dedi Minho emin olmak istercesine.

Jisung ona baktı, attığı tek bakış ile de Prens "Jisung..." diye söylendi. "Seni öldürürler üstüne bizi de. Tanrı aşkına bugün o aramadan nasıl kurtuldun?"

"Ben seni kandırmış insanım Minho, sence o prensesi mi kandıramayacağım?"

"Nereye sakladın?"

"Sanırım ben buldum."

Aralarına Hyunjin'in sesi daldığında gözler ona dönmüş, Hyunjin ise topuz yaptığı saçlarını tutturmak için kullandığı sivri metali çıkarmış ve uzatmıştı.

Jisung ondan alarak metali çevirdi ve içindeki zehri gösterip kapattı. "Eğer bu evlilikten Hyunjin'i alamıyorsam ben de Prenses'i yok ederim."

Hyunjin derin bir nefes aldı, Jisung bugün saçını tutturması için ona verince sorgulamadan almıştı ama çok değil, arama yapıldıktan sadece bir süre sonra asıl gerçeği fark etmişti, sevgilisi cidden çok tehlikeydi.