42.Bölüm

2.7K 106 6
                                    

Merhaba millet. Nasılsınız?

Nasıl gidiyor hayatınız?

Bugün bir arkadaşım bana dedi ki, “Ya sen kitap yazmaktan hiç yorulmuyor musun? Ne zaman vazgeçeceksin?”

Yorulmuyorum, aksine ben kitap yazarken dinleniyorum. Huzur buluyorum. İnsanların hiçbirinde bulamadığım bir şey bu. Kitaplar, bana bu dünyada en iyi gelen şeyler.

O yüzden bilin ki, benim kitap yazmayı bıraktığım gün, öldüğüm gündür.

Herkese iyi okumalar :)

Ateş’le birlikte bugün yalnızca gezmiştik. Önce hayvanat bahçesine gitmiştik. Ateş, fazlasıyla enerjikti. Sürekli gülüyordu. Ama ben nedense gülemiyordum. Gülmeyi unutmuş gibiydim. Daha sonra birlikte kütüphaneye gitmiştik. Kitapların arasında birlikte kaybolmuştuk. Kitaplardan birini eline alırken “Bunun sonu kesin mutsuz bitiyor,” dedi kapağına bakarak. “Nereden bildin?” dedim merakla kaşlarımı çatarak.

“Baksana,” dedi dikkatle kapağa bakarken. “Adamla kadın el ele şatoya ilerliyor. Mutlular. Mutluluğu bulmuş gibiler.” Anlamayarak onu dinlemeye devam ediyordum. “Sevgili olmuşlar. Aşk, gözlerini toz pembeye boyamış.”

“Güzel bir aşk kitabına benziyor bence. Bu kadar karamsar olmamalısın,” dedim bakışlarımı ona çevirirken. “Evet. Başta her şey çok güzel gidiyor,” dedi Ateş ciddi çıkan ses tonuyla. “Şimdi kapağın üst kısmına bak.” Bakışlarımı tekrardan kitaba çevirdim. “Kadın bir tarafa bakıyor, adam bir tarafa. Birbirlerine değil, başka başka taraflara bakıyorlar. Özellikle baktıkları tarafa bak.” Yüzüm düşmüştü. “Çocuk toprağa bakarken, kız gökyüzüne bakıyor,” dedi bakışlarını bana çevirirken. “Yani çocuk toprak olup gökyüzüne karışmış, kadın gökyüzünde kalmış,” diyerek tebessüm etmişti.

Gözlerim dolunca hızla kitabın son sayfasını açmıştı. Kitabın son sayfasında “Ve kadının bakışları, artık sadece gökyüzüne bakıyordu...” yazmıştı. “Çocuk ölmüş,” dedi Ateş tebessüm ederek. Daha fazla dayanamayıp hızla kütüphaneden çıkmıştım. Ağlıyordum artık. Ateş de koşarak peşimden gelmişti. “Derin,” diyerek kolumdan tutup beni durdurdu.

Ağlıyordum. Ama ne demem gerek bilmiyordum.

“Derin, ağlama, ne olur,” dedi eliyle göz yaşlarımı silerken. “Mutsuz sonla bitmek zorunda mı?” dedim ağlayarak. “Yazar öyle istemiş demek ki,” dedi Ateş, tebessüm ederek. “Bak, yalvarıyorum sana, ağlama,” dedi çaresiz bir şekilde. “Senin gözlerinden akan her yaşta ben biraz daha nefret ediyorum kendimden.”

Gözleri dolmuştu.

O da ağlasın istemiyordum.

“Derin, sana acı çektirdiğimin farkındayım,” dedi acıyla. “Biraz olsun sana kendini iyi hissettirmek istiyorum ama onu da beceremiyorum. Bu yüzden istemedim sana olanı anlatmayı. Bu yüzden saklamayı seçtim. Seni düşündüğüm için bir türlü söyleyemiyordum gerçeği. Bak, söyledim. Şimdi daha çok yanıyorsun. Yanma ateş böceği. Beni de yakma.”

“Ateş, ben sensiz ne yapacağım?” dedim acıyla. “Beni kalbinde yaşatacaksın sevgilim,” dedi dolu gözleriyle tebessüm ederken. “Beni kendi içinde yaşatacaksın ve ben bundan sonra ölümsüz olacağım. Seninle sonsuzluğu bulacağım.”

“Ya senden sonra başka biri hayatıma girerse?” dedim pürüzlü çıkan ses tonumla. “Girecek zaten,” dedi tebessüm ederek. “Bunu engelleyemezsin.” Keşke engellemenin bir yolu olsa. “İnsanız Derin. Ölüler bir süre sonra gerçekten ölüp gidiyorlar. Ben annemin ölümüne alıştım. İnsan dediğin annesinin ölümüne bile alışıyorken, onsuz bile devam edebiliyorken, neden başkası öldüğünde devam edemesin ki?”

“Ben senin kadar güçlü değilim,” dedim kafamı iki yana sallarken. “Sen benden de güçlüsün,” dedi kesin bir dille. “Beni teselli etmene ihtiyacım yok!” dedim bir anda bağırarak. “Yaşamana ihtiyacım var!” Acıdan bağırıyordum bu kez. “Anlıyor musun?! Yaşamana ihtiyacım var!”

Kafasını önüne eğerken ağladığını fark ettim. Elinin tersiyle göz yaşını silmişti. Titrek bir nefes verirken “Görüşürüz,” dedi kısık ses tonuyla ve yürümeye koyuldu. Kalbim hızlanırken hızla yanına gitmiş ve önünde durmuştum “Gitme,” diyerek. Ağlıyordum. “Şimdi gitme.” O da ağlarken beni kendisine çekip sarılmıştı. Çocuk gibi ağlıyordu. “Keşke kalabilsem...” dedi çaresiz bir şekilde. “Keşke Derin...Keşke gitmesem...”

Ateş Böceği // Yarı texting (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin