Chapter 18

21.5K 1.2K 1K
                                        

Hoş geldiniz.

Medya: Kalp Damar Cerrahı Feza Yalaz (gelecekten)

Twitter da #Lastdate etiketiyle yorumlarınızı ve düşüncelerinizi benimle paylaşırsanız sevinirim.

Beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın.

Beni buradan da takip edebilirsiniz bazen bölüm bildirimi gelmiyor linki paylaşıyorum.

Keyifli okumalar...

Ertesi gün...

Sadece üç adım attığı için yorulan bir bedene sahip olmak acı vericiydi. Bozuk bir ritme sahip olan kalbinin her an göğsünü yaracağından korkmak ya da.

Korkuyorum.

Yaşım henüz on yedi.

Ölüyorum.

Alacaklısı olduğum bu hayattan gün be gün koparken, hiçbir şey olmamış gibi davranmak yüzümde yıllanan bir maskeydi. Kalbimin, yıllardır savaştığı hayata karşı gücü kalmamıştı.

Yaşım henüz on yedi.

On sekizimi görememekten korkuyorum.

Sınıftan içeri girerken, kulağımdaki kulaklıkları çıkartarak gözlerimi tanıdık simaların üzerinde gezdirdim. Kafasını test kitabında kaldırmayan bir kaç kişi, akıllı tahtanın önünde dedikodu yapan bir kız grubu her zaman görmeye alışık olduğum bir görüntüydü. Bu kolejdeki dördüncü yılım olsa da ilk başta burada okumayı hiç istemediğimden pek sevdiğim de söylenemezdi. Kendimi parasıyla insanları ezmeye çalışan bir güruhun içine ait hissedemiyordum. Herkes aynı değildi fakat kimin size nasıl baktığını irite edici bakışlardan anlayabiliyordunuz.

Annemin ısrarları üzerine girdiğim bursluluk sınavında birinci olarak yüksek başarı sağladığımda şehrin en iyi kolejlerinden birinde okumaya da hak kazanmıştım. Benim için bir önemi olmasa da annemin gözlerindeki sevinç ve gurur dolu bakış her şeye değerdi. Benim yüzümden ağladığı günlerin bir kefareti olur muydu bilmiyordum ama en azından onu bu şekilde mutlu edebiliyordum.

Sıramın önünde durduğumda gözlerim en arka sıraya kaydı. Feza henüz gelmemişti. Omzuma astığım çantayı masanın üzerine koyacaktım ki ani bir kararla Feza'nın sırasına doğru yürümeye başladım. Birkaç gözün üzerimde olduğunu hissetsem de dönüp, arkama bakmamıştım. Bugün içimden Feza'nın yanında oturmak geliyordu ve bunu ertelemeyecektim. Belki de yarın bunu yapmaya şansım olmazdı.

Çantamdan kalemliğimi çıkardığımda gözlerim duvardaki saate kaymıştı. Dersin başlamasına henüz beş dakika vardı. Sınıf yavaş yavaş kalabalıklaşıyordu. Yerimden heyecanla beklerken, resmen içimden saniyeleri sayıyordum. Çantamın ön gözünden el aynasını çıkardığımda yanakları al al olan yüzüme baktım. Evden çıkmadan güzel görüneyim diye hafif bir parlatıcı sürmüştüm ama çoktan dudaklarımdan uçup, gitmişti.

Kollarımı sıranın üzerine koyarak, bileğimin içini başıma yasladığımda, "Gelsene artık ya," diye mırıldandım kendi kendime. Saniyeler sonra kapıdan giren bedenini görerek, yerimde dikleştiğimde, kalbime sakin kalması için telkinler veriyordum. Şekillendirdiği saçları, önden iki düğmesi aşık beyaz okul gömleği ve elinde tuttuğu ceketiyle o kadar havalı gelmişti ki gözüme hayranlıkla iç çektim. Kapıdan içeri girer girmez benim her zaman ki oturduğum sıraya kısa bir bakış atarak kaşları hafif çattığını görünce gülümsedim. Sağa sola bakmadığı için beni hâlâ fark edememişti ki başını kaldırdığı an nihayet göz göze geldik. Sanırım onu şaşırmıştım.

LAST DATE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin