Hoş geldiniz.
Medya: Pera Ahıskalı
Twitter da #Lastdate etiketiyle yorumlarınızı ve düşüncelerinizi benimle paylaşırsanız sevinirim.
Beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın.
Beni buradan da takip edebilirsiniz bazen bölüm bildirimi gelmiyor linki paylaşıyorum.
Keyifli okumalar...
✨
Ertesi gün...
Aşk.
Gece boyunca sen ağlamayasın diye seninle konuşan birine duyulan o yoğun his miydi aşk?
Ya da sırf sen seviyorsun diye sana çikolata alan o kişinin kalbinde var ettiği sıcaklık mı?
Belki de gecenin bir yarısı seni görmek için kapına gelmesi ve nefesini kesmesiydi aşk dedikleri o duygu.
Bir hastalık değildi aşk.
Ben hasta bir kızdım neyin acı verdiğini bilirdim. Aşk bana acı vermemişti. Feza'ya olan hislerim benim canımı yakmıyordu. Böyle düşünmek için erken miydi bilmiyordum. Tek bildiğim ona aşık olduğum ve bunun kalbime iyi geldiğiydi.
Ya da yanılıyordum. Ne fark ederdi ki? Kalbim zaten yeterince hasarlı değil miydi? Feza en fazla ne kadar zarar verebilirdi ona?
Önümdeki defteri yavaşça açtım ve ölmeden önce yapılacaklar listesinin ilk maddesinin üzerini çizdim. Aşık olmuştum. Hem de manifestlediğim o çocuğa...
🎡
Perdenin arasından sızan güneş ışıkları kapalı gözlerimi aralamaya zorlarken, dudaklarımdan dökülen huysuz bir mırıltıyla yorganı kafama kadar çektim.
Zihnimin ortasına birden düşen düşünceyle yataktan fırladığımda hızlıca banyoya girerek yüzüme su çarpmıştım. Bugün okula Feza ile beraber gitmek için sözleşmiştik ve benim hızlı olmam lazımdı. Dün geceki görüntülü konuşmamızın arasında 'yarın okula beraber gidelim mi?' diye sorunca bir an da ona tamam demiş bir halde bulmuştum kendimi. Nasıl yapıyordu bilmiyordum ama kafasına koyduğu her şeye beni de ikna etmeyi başarıyordu.
Üzerimdeki okul üniformasının sağını solunu aynadaki aksime bakarak düzeltirken, gözlerim ısınması için prize taktığım maşaya kaymıştı. Feza'ya güzel görüneyim diye uykumdan fedakarlık yapıp aynanın karşısında süslendiğime inanamıyordum. Tatlı bir heyecanın beni yönlendirmesine engel olamadığım gibi akışına da çoktan teslim olmuştum.
Saçlarımın uçlarını doğal dalgalar haline getirip bıraktığımda, parfümümden bir kaç fıs sıkarak aynada son bir kez kendime baktım. Masamın üzerindeki çantamı da omzuma asınca kapıyı arkamdan kapattım. Parmaklarımın üzerinde mutfağa yürüdüğümde evden çıt çıkmıyordu. Annem henüz uyanmamış olmalıydı. Hemen buzdolabını açarak dün gece yatmadan önce hazırladığım sandviçleri çantama atıp, arkama dönmüştüm ki mutfağın kapısında gördüğüm annem yüzünden korkarak, yerimde zıpladım. Panikle yanıma gelen annem, "Kızım neden korkuyorsun?" diye sorduğunda elimi kalbime yaslayarak derin nefesler alıp veriyordum.
"Aklımı aldın anne ya!" dedim sitemle.
"Kızım ne bileyim ben korkacağını kahvaltı hazırlamak için kalkmıştım," derken baştan aşağı beni süzerek duraksadı. "Niye erkenden hazırlandın?" diye devam ederek, gözlerimin içine baktığında yutkundum ve kafamı kaşıyarak hızlı bir şekilde düşündüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LAST DATE
ChickLitPera, 17 yaşında bir lise öğrencisidir. Feza adında motorcu bir çocuğun hayatına girmesiyle kalbinin ilk defa attığını hissetse de bu onun için son derece tehlikeli olacaktır. Yarı texting ✨