Uzun bir aradan sonra hoş geldiniz.
Bölüm etiketimiz #lastdate
Çoğu kişinin giremeyeceğini biliyorum wattpad açıkken bile etkileşim çok çok düşüktü dolayısıyla şimdi de ne olacağını tahmin ediyorum ama devam etmem için size yorumlarınıza ve kitabın etkileşime girmesine ihtiyacım var umarım beğenirsiniz.
Keyifli okumalar...
🫀
Ocak ayının ilk günlerini geride bırakmıştık. Takvimlerin yaprakları birer birer dökülüyor zaman tutamayacağım bir hızla akıp gidiyordu.
Bugün hastaneden çıkalı koca bi' iki hafta olmuştu. Yavaş yavaş her şey eski normaline dönerken benim içimde yolunda gitmeyen bir şeyler vardı. Geçen her gün ömrümden biraz daha çalsa da sanki hasta bir kalbe sahip değilmişcesine hayaller kurmaya başlamıştım. Bu benim için pek alışılageldik değildi çünkü ben hayal kurmayı hastalığımı idrak etmeye başladığım gün bırakan biriydim. Fakat şimdi Feza bana yeniden hayal kurmayı öğretmemiş gibi bir de kanserli bir hücre gibi hepsine sızmıştı.
Ona da kendime de umut vererek yanlış yaptığımı biliyordum ama ilk defa hayat karanlık bir çukur gibi değilde yaşanabilir bir yer gibi geliyordu ve benim bu kısacık mutluluğumuzu bozmaya cesaretim yoktu.
Geçen zamanda Feza'da bizim evde misafir olmuş ve her ne kadar kendi evinde daha rahat olacağını söylesede annemin ısrarını kıramamıştı. Kısa zamanda annemin Feza'ya karşı oluşan bu olumlu yaklaşımı her ne kadar beni şaşırtmış olursa olsun bu durumdan oldukça mutluydum çünkü Feza ile geçirdiğim bu iki hafta hayatımın en güzel zamanları olmuştu.
Sevdiğim iki insanın birbiriyle iyi anlaştıklarına şahit olmak ise kalbimden büyük bir yükü kaldırmıştı. Çünkü ben ölünce ikisininde asla birbirini bırakmayacağına emin olmuştum. Annem Feza'yı evladı gibi severdi. Feza ise benim emanetime gözü gibi bakardı bunu biliyordum.
Bugün ise günler sonra nihayet okula gidebilmiştim. Doktorum her ne kadar kalabalık bir ortamın sağlığım açısından riskli olduğunun altını çizse de ne annem ne de Feza beni kararımdan döndürememişlerdi.
Ares'in kim olduğuysa hâlâ daha koca bir soru işaretiydi. O günden sonra bizimle hiç iletişime geçmese de Feza'nın da benim de peşimizden ayrılmayan bir polis koruması vardı.
İlk dersin başlamasına az bir zaman kalmışken Feza ile el ele sınıftan içeri girip, en arkadaki sıramıza doğru ilerlemiştik. Yerime oturur oturmaz başımı sıraya koyduğumda Feza'da kolundaki çantalarımızı masaya bırakmış ve yanıma oturarak saçlarımla oynamaya başlamıştı.
"Sevgilim."
Feza'nın ruhuma dinginlik veren sesini duyduğumda başımı hafifçe kaldırıp yüzüne baktım. Deniz gözlerinde kendimi görmek bu hayatın bana bahşettiği en güzel hediyeydi.
"Efendim sevgilim," dediğimde gözlerinde keyifli bir parıltı geçti. Masanın üzerindeki elimi tutup dudaklarını avucuma bastırdığında gözlerim telaşla etrafta gezinmişti. Hâlâ burun deliklerimde bir hortumla gezdiğimden üzerimde hissettiğim gözler her zamankinden daha fazlaydı.
"Okul çıkışı beraber bir şeyler yapalım mı hemen eve gitme," dediğinde başımı uysalca salladım. Zaten ona hayır diyemezdim son zamanlarımı onunla dolu dolu yaşamak istiyordum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
LAST DATE
ChickLitPera, 17 yaşında bir lise öğrencisidir. Feza adında motorcu bir çocuğun hayatına girmesiyle kalbinin ilk defa attığını hissetse de bu onun için son derece tehlikeli olacaktır. Yarı texting ✨