Hoş geldiniz.
Geçen bölüm sınırı geçmeseniz de ben yazdığım için yine paylaşıyorum ama bu durum beni biraz üzdü. Ben sınırı rakamlardan öte aktiflik için koymuştum zaten. Kitabı okuyor olmanız beni tabi ki mutlu ediyor fakat keşke burada ve sosyal medyada da aktif olabilseydik :(
Sınır: 800 oy 800 yorum
Keyifli okumalar.
🦋
Hastanenin ilaç kokulu koridorlarında ölüm sessizliği vardı. Beyaz duvarlar, Hale Ahıskalı'nın gözyaşlarına şahitlik ederken yüreği ağzında bekleyen kadın için zaman sanki durmuştu. Derin bir endişeyle ameliyathanenin önünde oturmuş, kızından gelecek güzel bir haberi bekliyordu.
Elleri durmaksızın titriyor zaman zaman üzerindeki buruşmuş kazağın ucuyla yüzünü kuruluyordu acılı kadın. Kızı içerdeydi. Saatlerdir bir haber yoktu. Kalp krizi geçirdiğini söylemişti doktor. Kulakları uğuldamaya başladığında geri kalan konuşmayı anlayamamış ve duvarın dibine çökmüştü.
Hüznün sindiği bakışları ameliyathanenin kapısını delip geçerken ruhunu korkunun emareleri sarmıştı. Pera onun bu dünya da tutunduğu tek dalı, evladıydı. Bir anne için çocuğunun can çekiştiği bilmek hiçbir acıyla kıyaslanamazdı. Fakat şimdi kapılarının ardında soğuk bir sedyede yatan kızı ölüm kalım mücadelesi veriyordu.
Kapının nihayet açıldığında beyazlar içindeki doktor sessiz adımlarla dışarı çıkmıştı. Hale Hanım, yaşlı gözlerini kurulayıp oturduğu sandalyenin kenarına sıkıca tutunarak ayağa kalktığında doktorun ona doğru yürümesini nefesini tutarak bekledi.
"Feza Yalaz'ın annesi misiniz?" diye sordu doktor ellerini üzerindeki beyaz önlüğün ceplerine yerleştirirken. Ses tonu sakin ve temkinliydi.
Başını hayır dercesine salladı kadın. Sağına soluna bakınca başka kimsenin olmadığını gördü. Feza ile Pera beraber ameliyathaneye alınmışlardı. Kendisi ilk andan beri buradaydı fakat Feza'nın bir yakını gelmemişti.
Doktorun yüzüne çaresizlikle bakarken annelik iç güdüleriyle "Annesi sayılırım doktor bey. Kızımın arkadaşı. Kötü nir haber yok değil mi?" diye sordu.
Doktorun yüzünde rahat bir tebessüm edinirken "Kendisinin ameliyatı başarılı geçti. Normal odaya alacağız," diye karşılık verdiğini duyunca elini kalbine yaslayarak rahat bir soluk vermişti Hale Hanım.
O sırada gözü ameliyathanenin açılan sensörlü kapısına yeniden kaydı. Pera'nın ameliyatına giren Doktor Kemal elinde beresi yüzündeki o yorgun ifadeyle kendisine doğru yürüyordu.
"Kemal, kızım nasıl?" diye sordu her an yere yığılacak bir halde. Ayakta duramayacak gibi hissettiğinde arkasındaki sandalyenin ucuna oturup gözlerini ona üzgün bakışlarla bakan adamın yüzüne dikti.
"Ameliyat çok zor geçti," dedi doktor Kemal. "Yoğun bakıma alacağız birazdan ama durumun artık daha ciddi olduğunu üzülerek söylüyorum. Dua edelim gözünü açsın. Fakat bir kalp krizini daha kalbi kaldırmaz. Hatta en ufak stres, üzüntü bile yasak. Her adımını dikkatli atmak zorunda anlıyorsun değil mi Hale?"
Ellerini yüzüne kapatarak ağlamaya başlayan kadın sırtında hissettiği elin sahibine bakışlarını çevirdiğinde ağlayışları arasından zorlukla konuştu. "Hiçbir zaman kabullenemedim Kemal. Daha çok küçüktü sen o hasta dediğinde. Kabul etmemek içinde onunla ilgili daha çok hayal kurdum. İyi bir üniversite kazanacaktı. Evlendiği günü görecektim. Şimdi kızım ellerinden kayıyor ama hiçbir şey yapamıyorum. Ben onu nasıl vereyim kara toprağa? Sana sök al diyorum kalbimi. O yaşasın. Benim ömrüm de onun olsun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LAST DATE
Chick-LitPera, 17 yaşında bir lise öğrencisidir. Feza adında motorcu bir çocuğun hayatına girmesiyle kalbinin ilk defa attığını hissetse de bu onun için son derece tehlikeli olacaktır. Yarı texting ✨