Chapter 27

12.5K 881 755
                                    

Hoş geldiniz.

Medya: Feza Yalaz (Bölümde Pera'nın bahsettiği zinciri de görebilirsiniz)

Bölüm duyurularını ve alıntıları Instagram'da paylaşıyorum beni oradan takip edebilirsiniz.

Beni buradan da takip edebilirsiniz bazen bölüm bildirimi gelmiyor size linki paylaşıyorum.

Satır arası yorumları da unutmayın olur mu?

Keyifli okumalar...

Sınır: 800 oy 1000 yorum
(Lütfen emoji ve random olmasın)

IV numaranın ölüm günü...

Telefonun ekranından gözlerini kaldıran Cenk kulağına gelen adım sesleriyle elindeki telefonu havuza düşürdüğünde korku siyah bir katran gibi kalbine damlamıştı. Zihninin içinde az önce okuduğu mesaj dönüp dururken "Kimsin lan sen?" diye bağırdı gözlerini okulun yüzme salonu içerisinde dolandırdığı sırada.

Kulakları bir ıslık sesi duyduğunda sertçe yutkundu. Ölümü ensesinde bir namlunun soğukluğuyla hissediyordu.

O an elleri ceplerinde kapıdan içeri giren yüzü maskeli birinin dudağının arasından çaldığı ıslığa bir son verip "Ölümün noktalarını işitiyor mu kulaklarınız?" diye bağırışı tüm salonda yankılandı. Adımları duraksadığında ona dönen kurbanına bakarak başını omzuna doğru eğmişti.

"Selam dört numara," dediğinde yüzündeki maskeyi çıkararak ellerini karşısındaki seyirciyi selamlayan oyuncu edasıyla kaldırdı. "Oyunun sonuna geldik ha?"

Kurbanına gösterdiği yüzünde belli belirsiz bir gülümseme vardı.

"Sen," dedi Cenk şaşkınlık içinde. Gözleri irice açılmıştı. Hayretle kalkan kaşları sinirle çatılır gibi olurken "Sen benimle taşak mı geçiyorsun?" demesine kalmadan dudaklarının üzerine kapanan elle boynunda keskin bir acı hissetti.

"Sizi özgür kılmaya geldim," diye fısıldadı Ares'in karanlık sesi. Dizleri üzerine çöken Cenk'in kafasını havuza bastırırken kahkahalar eşliğinde marşını söylüyordu.

"Kalbinizden acıyı alırım ramparampara... Sizi özgür kılarım pararampara... Ares'dir benim adım... Sevdiklerinize kavuşun diye ben varım ramparampara..."

🫀

Günümüz...

"Oğlum."

Beni dakikalardır üzerimde Feza'ya ait bir tişört ve eşofman altıyla yalın ayak bir halde merdivenlerin ortasından öylece donuk bırakan tek kelime olmuştu.

Asıl şaşkınlığımın sebebi tabi ki Arda'nın babası diye bildiğim Hakan Bey'in Feza'ya oğlum diye seslenişiydi. Düşünsem aklıma gelmeyecek bir ihtimalin yüzleşmesini şahit olurken ne hissedeceğimi bilmiyordum. Feza'ya bana daha önce söylemediği için kızgın değildim zaten buna da hakkım yoktu. Hele ondan hastalığımı saklarken ona benzer bir durum için ona gönül koyamazdım.

Üzerimde ağırlığını hissettiğim iki çift bakışa yakalandığımda kelimesin tam anlamıyla utanç duyuyordum. Onları gizli gizli dinliyormuşum gibi anlaşılmak istemezdim.

Feza' nın hızlı adımlarla merdivenleri tırmandığını fark ettiğimde bakışlarımı ona çevirerek "Üzgünüm istemeden duydum," dedim neredeyse ağlayacakmışım gibi çıkan cılız sesimle.

LAST DATE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin