Chapter 30

9.8K 883 740
                                        

Hoş geldiniz.

Sınır yine geçilmedi. Bu sizin için bir şey ifade etmiyor ama benim açımdan aktiflik için önemli. Ben yazdığım her satırda sizin tepkilerinizi ne düşündüğünüzü merak ediyorum. Bu bir yolculuk ve yalnız yürümek biraz sıkıcı.

Satır arası yorumlarda buluşursak mutlu olurum. Yıldızı parlatmayı unutmayın. Öpüldünüz <3

Sınır: 800 oy 800 yorum

Keyifli okumalar.

🦋

Babacığım, cennet nasıl bir yer?

Seni çok özledim babacığım ama yaşamak istiyorum çünkü deniz gözlü bir çocuğa aşık oldum.

Bir karanlığın içindeydim.

Güm. Güm. Güm.

Kalbim atmaya devam ediyordu.

Göz kapaklarımı usulca araladığımda gördüğüm gözümün içine tutulan beyaz bir ışıktı. Kulaklarım derinden gelen bir erkek sesiyle durmadan çınlıyordu. Birbirine yapışan kirpiklerimi açık tutmakta zorlanırken kuruyan dudaklarımı konuşmak için oynarmıştım fakat ağzımdaki oksijen maskesi yüzünden başarılı olamamıştım.

Zihnim bir süre o karanlıktan çıkmadı. Nerede olduğumun hatta kim olduğumun farkında bile değildim.

Kulaklığımın dibinde gürültülü sesler vardı bir de makinenin ötüşü. Zaman aktıkça zihnimdeki sis yavaş yavaş dağılmaya başladı. Bir odadaydım. Yatakta kıpırdamadan uzanıyordum. Elimin üzerinde sıcaklığını hissettiğim dokunuşlar çok tanıdıktı. Başımı hafifçe sağıma döndürdüğümde Feza'nın endişeyle bakan harelerine saplanıp kaldım. Makinenin ötüşü kulaklarımı tırmaladı ve dudaklarımdan mecalsiz bir soluk döküldü. "Feza."

Rahat bir soluk verdiği sırada gözlerini yumdu Feza. Kan damarlarının dikkat çektiği gözlerini yüzümün her ayrıntısında endişeyle dolaştırdı. Titreyen parmakları alnıma düşen saçlarımı okşarken "Güzelim sevgilim," dedi kulağıma tatlı bir ninni gibi gelen yumuşak sesi. Yüzünü yüzüme doğru eğdiğinde dudaklarını alnıma bastırıp bir süre geri çekilmedi. "Güneş çiçeğim. Dünyamı yeniden aydınlattığın için teşekkür ederim."

Rüya mı görüyordum acaba? Sanki aylar süren bir uykundan uyanmış gibi hissediyordum. Zihnimde parçalarını birleştirmeme izin vermeyen boşluklar vardı. Neden hastanedeydim mesela? Annem neredeydi?

Ağzımdaki maskeyi çıkarmak için elimi kaldırdığımda başımda dikilen hemşire benden önce davranmıştı. Boğazımı acıtan sert bir yutkunuştan sonra "Feza," dedim tarazlı sesimle. 

Gözlerimin içine ilgiyle bakarken saçımı okşamaya devam ediyordu. "Söyle bebeğim. Ağrın mı var? Doktorun gelecekmiş birazdan."

Aceleci kelimelerinde derin bir endişe gizliydi. Sanki bakışlarını bir an yüzümden çekse kaybolacağımdan korkuyormuş gibi davranıyordu. Kan çanağına dönen gözlerine bakınca günlerce uykusuz ve yorgun olduğunu fark etmemek imkansızdı. Benim yüzümden mi bu kadar perişan olmuştu? Tedirgin bakışlarının göğsüme bağlanan kablolara kaydığını gördüğümde pişman bir ifadeyle gözlerimi yumdum. Demek hastalığımı öğrenmişti.

LAST DATE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin