9.BEKLENMEDİK

70 18 118
                                    

Rana'nın ağzından...

İnsan hasta olmadan da çökebiliyormuş. Şuanda tam karşımda onun cansız bedeni duruyordu. Gözlerini kapatmıştı.

Kalbim çok acıyordu. Onun bedeni yerde yatarken donmuş hiç bir şey yapamıyordum. Tuana bir şeyler diyordu bana ama hiç bir şey anlamıyordum.

Sonunda Birsen içeri geçip telefonu alıp ambulansı aradı. Kendime bir türlü gelemiyorum. Bir süre geçmişti. Ben hala yerde aynı konumdaydım. Ambulans sesleri geliyordu.

"Hastanın böbreğine yakın bir kurşun isabet etmiş."

Sedyeye alıp ambulansa bindirmişlerdi. Sonunda kendime gelip ambulansa doğru ilerledim. Her yer kandı. Onun kanı ile doluydu.

Hayatımın içindeki herkes kayboluyordu. Ben hiç bir şey yapmıyordum. Ben hayatlarında olduğum için miydi bunlar? Yoksa benim kaderim miydi bu? Kendimden nefret dahi etmiyorum artık.

Tuana onunla beraber ambulansa bindiğinde bende Birsen ile beraber taksiye binip takip ettik. Hastaneye gelmiştik. Sedyeden indirip hastaneye götürüyorlardı. Doktorlar onu alıp ameliyathaneye götürmeye başladılar. Ben sadece ona odaklanmış idim.

Sonunda gözden kayboldu. Gözlerini bir orada yaralandığında bir de şimdi kendisini burada göremiyorum. Kafayı yemek üzere idim. Bir el omzuma dokundu.

"O, iyi olacak."

Elin sahibine baktığımda Birsen olduğunu gördüm. Gülmeye çalıştım ama olmadı. O, bu haldeyken mutlu olmak gelmiyordu içimden.

Birsen daha yeni hayatıma girmişti. Tuana onu ilk eve getirdiğinde biraz tedirgin olmuştum. Ama şuan görüyorum ki öyle bir tedirginliğe gerek yokmuş. Elini omzumdan yavaşça çekti. Halimi anlamıştı. Zaten şuanda anlaşılmaya ihtiyacım vardı.

Tuana koltukta oturmuş öylece bir yere odaklanmış bir şekilde duruyordu. O da çok kötü gözüküyordu. Yusuf onu korumak için vurulmuştu. Kendinde suç buluyordu. Bir kaç adımda yanına gelmiştim. Yanına oturdum. En çok ihtiyacı olan şeyi yaptım. Sarıldım...

O da kollarını bana sardı. İkimizde ihtiyacımız olan şeyi kendimiz karşılaşmıştık. Her zaman olduğu gibi...

"Korkuyorum."

Ona bugüne kadar her şeyimi anlatmıştım. Şimdi de anlatmak istiyorum. Korkuyorum. Birini daha kaybetmeye ölesiye korkuyorum.

12 yıl önce...

Yazarın anlatımıyla...

Rana daha o zaman 12 yaşında bir kızdı. Hayatının en güzel günlerini geçiriyordu. Babası vardı çünkü...

"Baba bugün lunaparka gidelim mi?"

Babası eğilip onun o güzel saçlarını okşayıp öptü. Onun boyuna gelmek için eğildi. Ellerini tuttu.

"Tabi ki de gideriz kızım. Hadi güzelce giyin gel."

Heyecandan ellerini birbirine vurup alkış çaldı. Babasının yanağını öpüp odasına gidip üzerini giyinmeye başladı. Hızla babasının yanına geldi. Annesinin yanındaydı.

"Baba ben hazırım."

Babası onu baştan aşağı süzdü. Beyaz giyinmişti. En sevdiği renkti Rana'nın. Babası onun yanına geldi.

"Çok güzel olmuşsun prenses."

"Teşekkür ederim."

Yanağından bir makas alıp annesine döndü.

SerzenişHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin