Rana'nın ağzından...
Şuanda karşımda bir anda beni yok sayan o kadın vardı. Her gün onun için yanan ağlayan ben şimdi onu karşımda gördüğümde sadece nefret duyuyordum.
Gökmen abi yana kaydı. Şuanda tam karşımda bana bakıyordu. Herkeste bize bakıyordu. Ona bakmak istemiyordum. Sadece gitmek istiyordum.
Ben onu görmeye tahammül edemezken o bana sesini duyurmuştu.
"Rana... Kızım..."
Bir annenin çocuğuna kızım demek için ona annelik yapması lazımdı. Ama o daha bana kendisini tanıtmamıştı. Yutkundum. Gözlerimi kapatıp derincene bir nefes aldım. Gözlerim dolu dolu ona baktım.
"Kızım deme bana! Bana kızım demen için bana anne olman lazımdı. Ama sen bana her hangi bir insan bile olmadın!"
Herkes bize anlamaya çalışan gözlerle bakıyordu. Anlamayan çalışmasınlar ben daha anlamıyordum hayatımı. Onlar hiç anlamazlar. Yanıma yaklaşmak için adım atmıştı ki bir beden önüme geçti.
Kafam kaldırıp kimin olduğuna baktığımda Yusuf olduğunu gördüm. Hafif sesini yükselterek cevap verdi.
"Daha fazla uzatmayın hanımefendi. Eğer onun gözünden bir damla yaş düşerse emin olun sizin için hayat diye bir şey kalmaz!"
Ondan ses çıkmıyordu. Konuşmasını da istemiyordum. Güçlü duramıyorum. Güçlü durmak için önümde duran Yusuf'un eline uzandım. Ben elimi uzanıp tutacakken benden önce davranıp elimi kavradı.
"Ben kızımdan bir kere uzak kaldım. Şimdi onu bulmuşken ayrılmam. Sadece şimdi üzülmesin diye uzatmıyorum. Kendine dikkat et kızım yakında yine gelicem."
O bunları söylerken kendimi çok sıkmıştım ağlamamak için. Yusuf'un elini sıkarak tutmaya çalıştım kendimi. Kapıyı açıp çıkmıştı. O çıktığında Yusuf direk arkasını dönmüştü.
"İyi misin?"
İlk defa bu soruya doğru cevap vermek istedim. Kafamı iki yana sallayarak cevabımı vermiştim. Yusuf beni kendine çekip sarıldı. Saçlarımı okşayıp beni sakinleştirmeye çalışıyordu.
"Sakın ağlama! Ağlarsan bir insanın hayatı kalmıyacak."
Hafif tebessüm ederek ondan ayrıldım. Benim güldüğümü görünce o da bana bakarak tebessüm etti. Bizi bu durumdan uyandıran Gökmen abi olmuştu.
"Gençler aşkınız bol olsun ama daha önemli işlerimiz var gibi."
Yusuf hemen ciddi bir yüz ifadesi alıp benden yavaşça ayrıldı. Atlas ve Sevda kaçırılmıştı. Daha fazla durmayarak kapıyı açıp bizde çıkıcaktık ki Gökmen abi bizi durdu.
"Kardeşim sen gelemezsin. Haline bak bir. Burda kalın bir şey olduğunda haber veririz."
Yusuf hızla öne atılarak konuşmaya başladı.
"Bunu benden bekleme kardeşim. Benim kanımda canımdan kardeşim şuanda bir pisliğin elinde ve ben böyle bekleyemem."
Gökmen abi onu durduramayacağını anlayınca fazla bir şey söylemeden kapıyı gösterdi. Yusuf'ta kafasını sallayıp kapıya ilerledi ve dışarıya çıkıp etrafa bakındık. Nereden başlayacağımızı bilmiyorduk. Birden telefonlarımıza bir bildirim geldi.
Herkes birbirine baktı. Sonra telefonlarımızı açıp mesaja baktık.
Onları istiyorsanız bu konuma gelin!
Attığı konuma baktığımızda çok tekin bir yer değildi. Zaten ne bekliyordum ki? Çok fazla beklemeyerek arabaya binip konuma doğru ilerledik.
Barlas'ın ağzından...
![](https://img.wattpad.com/cover/350259969-288-k431792.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Serzeniş
Fiksi RemajaÇocukluktan beri adama aşık olan kızın büyüdüğünde adam düşmanları tarafından hapse atıldığında onu kurtarmaya çalışırsa ne olur? Kız sevdiği adamı kurtarabilecek mi? Yoksa karanlığa mı gömülecek bu aşk? Tuana&Barlas