18.UYANIŞ

34 7 25
                                    

Barlas'ın ağzından...

Gözlerimi zar zor açıp etrafa baktım. Hareket etmeye çalıştığımda ise sadece çabalamıştım. Bir sandalyenin üstüne bağlanmış öylece bekliyordum.

Karşıya dalmış bir şekilde beklerken adım sesleri duydum. Kafamı kaldırıp kimin geldiğine baktığımda Tuana olduğunu gördüm. Onun ardından yaşı fazla büyük olmayan bir kadın girdi.

"Zenyo işte sana bahsettiğim arkadaş."

Zenyo mu? En baş düşmanımız olan kişi. Bu kadın çok tanıdık geliyor ama bir yandan da hiç tanımıyorum gibiydi. Adımlarını bana doğru atıp önümde durdu.

"Yasemin. Bu arkadaş seni vuran kişi. O gün aklımdan çıkmıyor. Seni vurup hiç bir şey olmamış gibi gitmişti."

Söyledikleri karşısında bütün sinirim artmıştı. Ben asla ona kıyamazdım. Bu kadın vurmaktan bahsediyordu. Bizi her zaman parçalamaya çalışıyor ama başaramayacak.

"Ne kadar iyi yalan söylüyorsun."

"Yalan? Gerçekler ne zamandır yalan diye anılmaya başlandı? Barlas..."

Tuana'nın kaşları çatık bir şekilde hemen bana döndü.

"Barlas mı? Bana Hakan dedin? Bu da mı yalandı?"

Ne kadar kızgın olsa da hayal kırıklığı daha çok ağır basıyordu. Gözlerini uzun uzun bende tuttu. Zenyo elini omzuna koyunca kendine gelip zenyo'ya kulak verdi.

"Görevini yerine getir Yasemin. İntikamını al."

Tuana hızla kafasını sallayarak belinden bir silah çıkardı. Bu an bana çok tanıdık geliyordu. İkinci ayrılış anımız birinciyle aynı olucak gibiydi.

"Bu silahla vurmuşsun beni. Kısasa kısa olması lazım değil mi?"

Karşıma geçip silahı tam anlıma dayadı. Gözlerimi kapatıp onu vurmasını beklerken dışarıdan büyük bir ses yankılandı. Herkesin dikkati dağılmıştı.

Ellerinde silah herkes oraya koşmaya başladı. Tuana da onlara katılmadan önce son kez bana baktı ve gitti. Dışarıya baktıklarında hiç bir şey yoktu. Birden içeriyi sis hakim oldu.

Ben ne olduğunu anlamadan iplerim çözüldü. Kolumdan tutulup kaldırıldım. Kim olduğuna bakmak istesem de göremiyordum. Ama o kişi kendini belli etti.

"Benim Barlas. Gökmen."

Duyduğum isim ile içim rahatlamıştı. Yardım edeceğini biliyordum ama geç olacağını da düşünmüştüm. Ama o tam zamanında buradaydı.

"Gökmen. Tuana'yı da almalıyım. Burada kalamaz."

Gökmen ilk başta tereddüt etse de sırtıma vurup bana destek oldu bende aldığım destek ile Tuana'ya bakmaya başladım. Bir kişi elini burnuna koymuş öylece bakıyordu.

Biraz daha dikkatli bakmaya çalıştığımda Tuana olduğunu anladım. Yavaş adımlarla arkasına geçtim. Elimi ağzına koyarak onu Gökmen'in yanına çekmeye başladım.

Çok fazla çırpınsada bir işe yaramamıştı. Sonunda Gökmen'in yanına geldiğimde elimi çektim. Kendime çevirip kollarından sıkı sıkıya tuttum.

"Bizimle gel. Sorgulama hiç bir şeyi. Her şeyi anlatıcam."

Kendini hala kurtarmaya çalışıyordu.

"Yerinde dur. Beni dinle artık."

"Senin neyini dinliyicem. Beni nasıl vurduğunu falan mı?"

Derin bir nefes çekip sakinleşmeye çalıştım. Aklını tamamen yıkamışlardı resmen. Bunun böyle olmayacağını anlayıp onu sırtıma almıştım.

SerzenişHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin