Tuana'nın ağzından...
Hayat acımasız derlerdi de bu kadar olduğunu düşünmezdim. Silahlar bize doğrulmuştu. Barlas beni arkasına almıştı. Adamları şuanda göremiyordum.
"Zorluk çıkarmadan arabaya binin!"
Barlas'ın vücudu kasılmıştı. Adamlara bir adım attı ve önünde duran adamın elinde silahı büyük bir ustalıkla almıştı. O diğer adamlar Barlas'a yürüyecek iken elime aldığım vazo ile adamın birine vurdum.
Barlas adamı hallettikten sonra yanıma geliyordu. Ama o yetişemeden bir adam bei kolumdan tutup kendine yasladı. Şakağıma bir silah doğrulttu.
"Sakın! Aklından dahi geçirme. Ona bir şey olursa delik deşik ederim seni."
Barlas'ın alnındaki bütün damarlar belli oluyordu. Dibimde olan adımın da nefesi yüzüme vurunca iyice midem bulanmaya başlamıştı. Onun pis sesi yankılandı kulaklarımda.
"Sakin ol komutan. Dediğimiz yap kız sağ bir şekilde hayatta kalsın değil mi?"
Barlas'ın gözleri adamdan bana düştü. Şuanda ne kadar cesur davranmaya çalışsam da çok korkuyordum. Bunu gözlerimden okumuştu.
"Tamam. Arabaya binicez bırak onu."
Silahı şakağımdan çekmeden öylece durdu. Sonra Barlas elindeki silahı yere atıp ona yolladı.
"Şimdi arabaya geç komutan. Kızı getiricem."
Barlas arabaya doğru ilerlerken beni de serbest bırakmışlardı. Adamlardan bir tanesi Barlas'ın arkasına doğru ilerledi. Elinde tabancayı görünce bağırmak istedim ama o adam pis elleri ile ağzımı kapattı.
"Sakin ol avukat hanım. Sakin!"
Adam ilerleyip Barlas'ın kafasına tabancanın arkası ile vurmuştu. Barlas aldığı darbe ile yere serildi. Adamın ellerinden kurtulmak istedim ama nafileydi.
"Barlas! Barlas beni duyuyor musun?"
Gözümden yaşlar akıyordu. İki adam kollarından tutup arabaya bindirdiler. Yanımdaki adam ise beni kolumdan tutup başka bir arabaya götürüyordu.
"Bırak! Nereye götürüyorsun beni. Barlas'a ne yapacaksınız. Bırak beni dedim şerefsiz herif."
Son söylediğim şey yüzünden kolumu daha sert sıkmıştı. Yüzümü yüzüne yaklaştırdı.
"Bana bak avukat. Haddini aşma. Sana da o kendini bir şey sanan sevgilinin cezasını zenyo vericek biz değil."
Zenyo. Her şeyin başlatan kişi. Onu bulduğum yerde öldürmek istiyorum. Daha fazla bekletmeden beni de arabaya bindirdiler. Barlas'ın olduğu arabada arkamızdaydı.
Birden telefon sesi duyuldu. Karşımdaki adamın telefonuydu. Telefon açıp konuşmaya başladı.
"Evet efendim şuanda ikisi de elimizde yanınıza geliyoruz."
"..."
"Peki efendim."
Telefonu kapatıp derin bir gülümseme belirdi suratında.
"Bize bu yolculukta maalesef ayık devam edemiyeceksiniz avukat hanım."
Ben daha ne olduğunu kavrayamadan boynumda bir şırınga hissettim. Ondan sonrası benim için karanlıktı...
Yusuf'un ağzından...
Her şey durmuştu sanki. Gökmen'in vuruluşu şuanda bizim için duraksamaydı. Adamlar da durmuş öylece bakıyorlardı.
"Gökmen!"
Birsen'in acı dolu bağrışı bizi bu etkiden uyandırmıştı. Gökmen kanlar içinde yerdeydi şuan. Birsen yanına çökmüş elleriyle yüzünü okşuyor bir şeyler söylüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Serzeniş
Teen FictionÇocukluktan beri adama aşık olan kızın büyüdüğünde adam düşmanları tarafından hapse atıldığında onu kurtarmaya çalışırsa ne olur? Kız sevdiği adamı kurtarabilecek mi? Yoksa karanlığa mı gömülecek bu aşk? Tuana&Barlas