7. BÖLÜM

3.1K 122 78
                                    

Dicle ve Seyran şık kıyafetleriyle SunaHan'ın önünde dikilmiş Ferit'i bekliyorlardı. Ferit'in daveti üzerine Seyran restorana gelmeyi kabul etmiş ve peşinden Dicle'yi de sürüklemişti. Aslında sürüklememişti. Öyle bir şeye gerek kalmamıştı çünkü Dicle dünden razıydı gelmeye. Büyük bir hevesle Seyran'ın peşine takılmıştı.

Onlar restorana vardıklarında Ferit evden henüz çıkmıştı ve kendisi gelmeden içeri girmemelerini tembihlemişti. Nedenini bilmiyorlardı ama sorgulamamışlardı. Sonuçta Ferit'in davetlileriydi ve onunla girmeleri daha doğru olurdu.

"Sence Pelin şimdi içeride midir?"

Seyran Pelin'in ismini duyunca gözlerini devirdi. Tüyleri diken diken olmuştu.

"Evet. Mesai biter bitmez fırladı çıktı. Sanki erken gelince Ferit'i daha erken görecek."

"Sence bizi görünce ne yapar?"

"Hiçbir şey yapmaz. İş dışında bizi tanımıyormuş gibi davranıyor bilmiyor musun? Görmemiş gibi yapar."

"Peki sence sizi görünce ne yapar?"

Seyran uzun süredir yolda olan odağını Dicle'ye çevirdi. Haklı bir soruydu. Pelin, Ferit ve kendisinin tanıştığını bile bilmiyordu. Ve bu akşam Ferit ile birlikte vakit geçirecekleri düşünüldüğünde... Biraz sinir bozucu davranabilirdi.

"Ne yaparsa yapsın! Ona hesap mı vereceğim bir de?"

"Yok tabi de ne bileyim. Çirkef biri ya-

Ferit'in arabasının belirmesi üzerine ikisi de susmuş ve Ferit'i beklemeye başlamışlardı. Ferit lüks arabasından inip valeye anahtarı teslim etti. Smokini üstündeydi ve saçları taranmıştı. Piyanonun başına geçmeye tamamen hazırdı. Seyran'ı görür görmez o yöne doğru ilerledi. Önce Seyran'ı öptü ve Seyran da onu öpene kadar bekledi. Sonra Dicle ile tokalaştı. Seyran Dicle'nin geleceğinden bahsetmişti.

"Hoş geldiniz hanımlar. Umarım çok bekletmedim."

"Bekletmedin canım. Yeni gelmiştik."

Gayri ihtiyari çıkan canım sözcüğü Ferit'in yüzüne ufak bir tebessüm yerleştirdi. Seyran oldukça utanmıştı. Ferit'le yalnız olsalar hadi neyse ama Dicle bunun dalgasını bin yıl geçerdi. Şimdiden kıs kıs gülmeye başlamıştı bile.

"Eee ben sizi tanıştırayım. Ferit bu Dicle. En yakın arkadaşım. Hem de aynı şirkette çalışıyoruz."

"Memnun oldum."

"Dicle bu da Ferit..." Seyran cümlesini tamamlayamamış ve garip bir sessizliğe neden olmuştu. Ferit'i nasıl tanıtacaktı ki? Arkadaş değillerdi sevgili hiç değillerdi. Flört dese çok ciddiyetsiz olurdu. Üstündeki gözlerin beklentiyle ona baktığını fark ediyor ama konuşamıyordu. Dili kilitlenmişti adeta. Ferit Seyran'ı daha fazla zorlamamak için Dicle'yle tekrar tokalaştı.

"Memnun oldum Dicle. Hoş geldin tekrar."

Tanışma faslının ardından restorana doğru adımlamaya başladılar. Dicle önden gidip çifte kumruları yalnız bırakmıştı. Ferit de ilk fırsatta Seyran'ın kolunu alıp koluna taktı. Seyran rahatsız olmadığı sürece onunla temas etmeyi seviyordu. Seyran da pek şikayetçi gibi değildi.
"Bu akşam yine çok güzel görünüyorsun."
Seyran gülümseyip başını eğdi. Acilen Ferit'in her sözünde utanmaya son vermeliydi.
"Teşekkür ederim. Sen de her zamanki gibi çok şıksın."

"Yemek yemeyiz dediğiniz için size bardan yer ayarladım. Oturur muhabbet eder bir şeyler içersiniz. Hem piyanoya da çok yakın. Dinleti bitince ben de size katılırım. Olur mu?"

PİYANİST (SeyFer)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin