4.2. BÖLÜM: "KADERE DOLANAN AĞLAR"

1.6K 156 92
                                    


Keyifli okumalar dilerim.

Keyifli okumalar dilerim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



4.2. BÖLÜM: KADERE DOLANAN AĞLAR

2. KISIM

#ruelle – Up In Flames

İsminin dudaklarımda bıraktığı karıncalanmanın benim uydurmam olduğuna inanmak istiyordum. Keza aynı şekilde ismini benim sesimden duyduğumda gözlerinde parlayan o duygunun özlem olduğunu da benim sanmam gibi.

Keza yüzündeki ifade kendini gizlemeye ant içmiş gibiydi. Kinin ve öfkenin anında yerini geri aldığı bakışlarını üzerimden çekmemişti. Gözlerini hiç kırmıyor, gözlerimin içine bakıyordu. Hâlâ tutmakta olduğu kollarımdan beni biraz daha kendine çekti. Ona daha fazla yaklaştığım için mi soğuğunu daha fazla hissettiğim için mi bilmiyordum ama titremem arttı.

"Peki, sen kimsin?" diye sordu tıpkı benim gibi fısıldayarak. Nefesi yüzümü yalayıp geçince gözlerim kapaklarım titredi ve yarısına kadar kapandı.

O hikâye yine, sanki hiç gitmiyormuş gibi zihnime düştü. Biliyordum. İstediği cevabı da, o cevabı duymak istediğini de biliyordum. Dudaklarımı birbirine bastırdım sertçe ve çenemi dikleştirip gözlerimi büyüterek ona bakmayı sürdürdüm. Ona istediği o cevabı vermeyecektim. Dillendirdiğim an kabullenmiş olurdum.

O kadar saçma sapan bir andı ki gerçekliğinden hâlâ şüphe ettiğim bir şeyi biliyordum ama söyleyemiyordum. Çünkü artık gerçek olmamasını dilediğimi, bunun da bir nevi gerçekliğini artık kabul ettiğim anlamına geldiğini fark etmiştim.

Dalga geçen muzip bir gülüş peyda oldu dudaklarında ve bakışlarımın oraya kaymaması için büyük bir savaş verdim içimde. Yavaş yavaş kulağıma doğru eğildi ve dudakları kulağıma değene kadar bunu sürdürdü.

"İstediğin kadar gerçeklerden kaç, benim küçük gelinim," son iki kelimeyi vurgulamış, mümkünmüş gibi dudaklarını kulağıma daha da bastırmıştı. "Benden kaçamazsın."

Kulağıma değen dudakları ve nefesi tenimin karıncalanmasına, tüylerim dikleşmesine neden oldu. Karnımın alt kısmında baş gösteren ince bir sızı vardı ve mümkünmüş gibi daha titremeye başlamıştım. Kulağımın dibinde duyduğum kıkırtı ile tüm bunlardan onun da farkında olduğunu gösteriyordu.

Kollarımı iter gibi bırakmasına hazırlıksızdım. Öyle ki geriye doğru sendeledim. Serzenişim için dudaklarımı aralamama fırsat kalmadan elini uzattı; sabah giydiğim ve hâlâ üzerimde olan ekru elbisenin kare yasından görünen, etrafında siyah damarları andıran uzantılar olan yara izimin üzerine parmaklarının ucunu sürttü.

Parmaklarından çıkan karanlık duman bedeninden de yayılıyordu ve karanlık yara izime temas ettiği an müthiş bir acı hissettim. Hissettiğim acı karşısında çığlık çığlığa feryat etmeyi istedim ama sanki dudaklarım bilinmeyen bir güç tarafından mühürlenmişti. Soluk alamıyor, yüzüm acıdan yanıyor, kanım kulaklarımda uğulduyordu. Kalbim bu beklemediği atak karşısında düzensizce yalpalıyor, boynumdaki damarlar ve yüzüm basınçtan acıyordu.

ŞAFAĞIN MİRASI (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin