Herkese selaam napıyosunuuzz??
Bu defa bölüm hemmencecik geldii 💃💃 Bölüm biraz uzun yavaş yavaş okuyun 🤝
Size küçük bir serzenişte bulunmak istiyorum 🫣 hiç oy ve yorum gelmiyorum tası tarağı toplayıp başka bir uygulamasa yazmama ya da arka planda kendi kendime yazmama şuu kadarcık 👌 kaldı gerçekten. Lütfen destek olun ✌️
Şimdiye kadar hiç oy ve yorum sınırı koymadım kitaplarımda. Şu saatten sonra da asla koymam. Çünkü bu yola hiiç okunmayacağımız ihtimalini kabul ederek (şu an yaşadığım) çıktık. Ama yine de geri dönüş almaya, kendimi geliştirmek için yapıcı eleştirilere çook açım ksşfşf
Oy verip yorum yapmayı lütfen unutmayın 🙏
Keyifli okumalar 🩶
3.BÖLÜM: "HEYKELİN SAKLADIKLARI"1.Kısım
#ruelle – War of Hearts
Başımın içinde başlayan ve kafatasımın sert bir darbe almışım gibi sızlamasına neden olan bir ağrı vardı. Gözlerimin arkasına doğru uzanıp gözlerimin sızlamasına neden oluyordu başımdaki ağrı. Ağrının nedeninin uykusuz kaldığım dün gece olduğunun bilincindeydim. En uzun gecem değildi ama kafayı üşütmeme ramak kalan diğer gecelerden de farkı yoktu.
Daha aynaya bakmadan sızlayan gözlerimin şiş ve kızarık olduğunu biliyordum. Sabaha karşı sızıp kalana kadar hiç uyuyamamıştım. Gece boyu gördüklerimi dün yaşadığım falcı faciasının tetiklediğine emindim.
Sabahın erken bir saatine sıçrayarak uyanır uyanmaz bakışlarım varlığını hissetmişim gibi hemen başucumda duran komodinin üzerindeki kolyeye ilişmişti. Görür görmez yatakta dikelip elime aldığım, o andan beri elimde olan, kaçar gibi çıkarken falcı kadının masasında bıraktığıma adım kadar emin olduğum kolyeye dakikalardır boş bakışlarımla izliyordum.
Hayatımda gerçekleşen her garip olaya mantık çerçevesinde bir açıklama bulmaya çalışmıştım. Bu açıklamaları akıl sağlığımı korumak için kendime yapmıştım ancak yine yeterli gelmiyordu. Ne zaman kendimi doğaüstü olaylar yaşamadığıma inandırsam açıkta kalan bir şey oluyordu.
Falcını bir dolandırıcı olduğuna kendimi inandırıp elimde tuttuğum kolyenin nasıl burada, yatağımın başucunda olduğuna bir açıklama bulamamam gibi. Bakışlarım çaprazımda kalan, odanın köşesine koyduğum beyaz çerçeveli boy aynasını buldu. Solgun yüzümü es geçip doğrudan askılı pijamamdan belli olan göğsümdeki yara izine baktım. İki yıl önce ölümcül bir saldırıya uğrayıp yaranın doktorların bile açıklanamayacağı bir şekilde iyileşmiş olması gibi.
Küçük bir çizgi halinde buruşmuş derimin oluşturduğu ize baktım dikkatlice. Bıçağın girdiği yerdi. Çiziğin etrafında ise kılcal damarları andıran siyaha çalan küçüklü büyüklü çizgiler vardı. Sanki yaranın olduğu yerden zehirli bir kan çıkıyordu ve oradan da bedenime yayılıyordu. Yaranın etrafından belirgin bir siyahlıkta çıkan eğri büğrü çizgiler uzaklaştıkça soluklaşarak kayboluyordu. Sorduğum hiçbir doktor yaranın bu şekilde bir ize sahip olmasını açıklayamamıştı. İlk başlarda enfeksiyon ihtimali üzerinde dursalar da yıllardır bu görüntünün değişmemesi ve değerlerimin de normal çıkması bu tezi çürütmüştü. Sonrasında ise artık bir neden aramayı bırakmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞAFAĞIN MİRASI (+18)
Fantasi❗️Yetişkin okurlar içindir. Korku ve yetişkin ögeler içermektedir.❗️ Yıllar önce; evrenler karıştı, yaşamlar birbirine savaş açtı. Beyaz ve siyah artık dengede değilken kanla bir antlaşma imzalandı, bir kehanet doğdu. Işık karanlığa bulanıp dengeyi...