2.3. BÖLÜM: "KARANLIK DOKUNUŞ"

2.1K 171 143
                                    


Selamm nasılsınız?? 💃💃

Yeni bölüm geldi buyurunn 🫠👌

Bölüm planladığımdan biraz daha uzun olduğu için gecikti 🫢 iki bölüm uzunluğunda neredeyse bool bool yorum yapın olur muu???

Keyifli okumalar 💃🥂

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın ✨

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın ✨

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

2. BÖLÜM: "KARANLIK DOKUNUŞ"

3. KISIM

Meyra adamın neyden bahsettiğini anlamayarak sessiz kalmış bu hareketiyle adamın sahte olduğuna artık emin olduğu sevecen maskesinde ufak bir çatlağa neden olmuştu. Adam hiç beklemediği bir çeviklikle Meyra'ya doğru atıldı ve daha biraz önce gitmek istediği yönü işaret ettiği elini Meyra'nın sırtına yerleştirip üstünlük kuran bir baskı uyguladı.

Meyra ani gelişen bu atak karşısında olduğu yerde zıplamaktan ve hemen sonrasında bu teklifsiz temas karşısında kaskatı kesilmekten başka bir tepki veremedi. Adam karşı konulmaz havası vardı ama Meyra normalde bu tür yaklaşımlara karşılık eren biri olduğu halde adama karşı sesini çıkaramıyordu. Sanki ne olduğunu bilmediği bir güç savunma mekanizmasına ket vurmuştu.

"Bu taraftan," diyen adamın sesi bile kulaklarına çok sonra ulaştı. Ne ara adamın yönlendirmesine izin vermiş de yürümeye başlamıştı farkında bile değildi. Çenesinde baş gösteren ağrını sımsıkı birbirine bastırdığı dişlerinden kaynaklanıyordu. Neyin sebep olduğunu bilmediği tepkisizliği ve kontrolsüzlüğün ona hissettirdiği zayıflığı sevmemişti.

"İşte burada."

Adamın Meyra'yla birlikte önünde durduğu büyük tabloya olan bakışları ışıl ışıldı. Sanki Dünyanın en mükemmel manzarasına bakıyor ya da mucizevi bir şeyi izliyormuş gibiydi bakışları. Meyra bu garip adamın neyi bu denli hayranlıkla seyrettiğini merak edip bakışlarını sağında kalan duvardaki büyük tabloya çevirdi.

Gördüğü şeyin ona hissettirdiklerini tarih etmesi imkânsızdı. Çünkü daha önce hayatının hiçbir anında hem dehşeti hem de müthiş bir hayranlık hissini aynı anda yaşamamıştı. Dehşet içindeydi çünkü resmedilen bir vahşetti. Hayranlıktan soluğu kesilmişti çünkü resmedilen kadın kanlı canlı karşısında gibi, gözleri kamaştıran ilahi bir güzelliğe sahipti. Öyle resmedildiği için değil kadın harikulade bir güzelliğe sahip olduğu için resim güzeldi.

Alevler içinde işkence gören bir kadın resmiydi bu tablo. Ama öyle fazla duyguyu bir arada hissettiriyordu ki böyle basit bir cümleyle özetlemek hakaret sayılabilirdi. Sadece tek bir bakışla tablodaki hikâye kendini anlatmakla kalmayıp yaşatıyordu. Ellerinden, tabloda görünmeyen tepede bir yere yavaştan erimeye başlamış kalın zincirlerle bağlıydı kadın. Bedeninin çıplaklığı ise vücudundaki desin kesiklerden taşan koyu kanla öyle bir örtülüydü ki dikkatli bakan biri bile çıplak olduğunu çok sonra fark ederdi. Karanlık, taştan bir yerdeydi kadın. Zaten tabloda sadece etrafını saran rengi kızıldan maviye uzanan alevlerden başka bir şey de resmedilmemişti. Kadının narin ama yıkılmaz duran uzun ince bedenini saran alevler kadını kuşatmıştı ama kadın yüzündeki nefret dolu boyun eğmez ifadesiyle bu alevlerin ona zarar vermediğini göstermek ister gibiydi. Keza alevler kadının bedenine parlayan kana karışıp sanki kadınla bir oluyor gibiydi.

ŞAFAĞIN MİRASI (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin