❗️Yetişkin okurlar içindir. Korku ve yetişkin ögeler içermektedir.❗️
Yıllar önce; evrenler karıştı, yaşamlar birbirine savaş açtı. Beyaz ve siyah artık dengede değilken kanla bir antlaşma imzalandı, bir kehanet doğdu. Işık karanlığa bulanıp dengeyi...
Yarın instagram hesabımdan bir soru cevap yapacağım katılmak isteyenlere duyurulur 🫠🩶 Instagram: selinnera
Hayalet okuyucular 😝 lütfen en azından oy verin 🫠 bana kurgu ile ilgili düşüncelerinizi, eleştirilerinizi ya da herhangi başka bir şey de olur, yazmak isterdeniz buradan ya da instagramdan mesaj atabilirsiniz 😘
Sizinle tanışmayı, okuyucularım kimmiş öğrenmeyi ve ŞM ile ilgili konuşmayı çook isterim lütfen yazın bana 🥹
Oy vermeden ve yorum yapmadan geçmeyin lütfen! 🤝
Keyifli okumalar dilerim 🩶
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
11. BÖLÜM: "GEÇMİŞ VE GELECEĞİN UFUK ÇİZGİSİ"
1. KISIM
#Valerie Broussard - trouble
Karanlık ve taşlı toprak yolda ilerleyen at arabası bir kere daha sarsıldığında oturduğum kadife koltuktan düşmekten korkarak koltuğun kolçağına daha sıkı tutundum. Soğuğun iyice çöktüğü Valen sokaklarında, Valen Krallığına ait bir askeri konvoyla Valen sarayına doğru gidiyorduk.
Bakışlarını arabaya bindiğimden beri üzerimden çekmeyen Valen kralı Alas'ın karşısında titrememek için kendimi kastım. Dildem Hanım'ın evinden alelacele çıkarıldığım için buraya gelirken giydiğim kalın pelerinim de orada kalmıştı.
"Lütfen inat etme ve pelerinimi üzerine geçir," dedi Alas sanki daha önceki tekliflerini reddetmemişim gibi.
"Bırak şimdi pelerini," dedim öfkeyle. "Yaptığının ne kadar akılsızca olduğunu göremiyor musun? Resmen beni zorla alıkoydun! Bu defa Kieran'ın hiddetine mani olamam!"
"Sırtını döndüğü bir krallığın topraklarına adım atacağını hiç sanmıyorum. Ayrıca sadece konuşmak istiyorum, kraliçem. Amacım zarar vermek değil. Felaket senaryoları türetmene gerek yok."
"Bana bir daha öyle seslenme!" dedim sertçe. Sırtımı yasladığım yerden ayırıp öne doğru tehditkârca eğilmiştim. "Senin karşında efendin duruyor!"
