❗️Yetişkin okurlar içindir. Korku ve yetişkin ögeler içermektedir.❗️
Yıllar önce; evrenler karıştı, yaşamlar birbirine savaş açtı. Beyaz ve siyah artık dengede değilken kanla bir antlaşma imzalandı, bir kehanet doğdu. Işık karanlığa bulanıp dengeyi...
Sonunda rutin bölüm atma süreme döndüm hfjfkd Diğer bölüm haftaya gelecek bir aksilik olmazsa 👌
Oy vermeden ve yorum yapmadan geçmeyin lütfen. Bol bool yorum istiyorum 🫠🙏
Keyifli okumalar 🤍
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
14. BÖLÜM: "TENE İŞLENEN MÜHÜR"
# A Great Big World, Christina Aguilera - Say Something
Kristal Saray, İzan kadar olmasa da büyük ve hemen hemen her defasında gideceğim yeri birkaç seferde, birilerine sorarak anca bulabileceğim kadar da karmaşıktı. Şimdi ise durum biraz daha farklıydı çünkü Kieran'ı arıyor ve nerede olduğunu bilmediğim için dakikalardır sarayın içinde dolanıyordum. Hatta biraz önce önünden geçtiğim taş duvara asılı tabloyu ikinci kez gördüğüme neredeyse emindim.
"Meyra."
Birinin adımı söylemesiyle adımlarım sekteye uğradı ve sesin geldiği yöne doğru döndüm. Kade, artık üzerinde görmeye alışık olduğum zırhlı savaş kıyafetleri gerçek bir komutan edasıyla koridorun başından bana doğru yürümeye başladı.
"Bir yere mi gidiyordun?"
"Aslında Kieran'ı arıyordum," dedim yanıma gelip durduğunda. "Nerede olduğunu biliyor musun?"
Kaşlarını çattı ama bu hareketi daha çok aklına gelmiş sevimsiz bir düşünce için gibiydi. "Savaş için toplantı yapıyorlar, oradadır."
Anlamayarak kaşlarımı kaldırdım. "Sen neden katılmadın?"
Dişlerini sıkıp bakışlarını başka yöne çevirdi. "Sevgili kraliçemiz öyle uygun gördü."
Bunu söylerken ki o sıkıntılı ama yenilgiyi kabullenemeyen hali o kadar komikti ki son anda gülmemi kapatmak için parmaklarımı dudaklarıma kapadım. Ancak bir ok gibi üzerime yağan öfke dolu bakışları bana kilitlenince sahte bir öksürükle gülmemi durdurmaya çalıştım. Boğazımı temizleyip elimi dudaklarımdan çektim.
"Çok anlaşamıyor gibisiniz. Kraliçe Diora ve sen?"
Diora'nın adını duyunca burnunda sesli bir nefes vererek öfkeyle güldü. "Bazı yanlış anlaşılmalar," deyip geçiştirse de işin aslının öyle olmadığını, aralarında uzun uzadıya başka başka mevzular olduğunu, onlarla sadece birazcık bile zaman geçiren herkes anlardı. Ben de anlamıştım.
"Yanlış anlaşılmadan fazlası gibi sanki?" dedim imayla. Sadece birkaç sefer de olsa Diora'nın Kade'e olan hırçın tutumu arka tarafta daha başka büyük bir şeylerin olduğunu zaten gösteriyordu.
Kade dudaklarını birbirine bastırdı ve "Öyle," dedi, kafasını hırsla onaylarcasına sallayarak. "Benden nefret ediyor ve bunda haklı da. Geri alamayacağım şerler yaşandı."
