Giriş

309 112 108
                                    

Öncelikle yaşadığım psikolojik zorbalıkların beni yıldırmadığını ve asla da yıldıramayacağını bilin lütfen. Ne demiştik, her zaman Anka Kuşu olmak dileğiyle❤️‍🩹 Sizi madur etmek istememiştim, ben sadece yayından kaldırıp sonra yeniden dönersem şayet paylaşacaktım ve okunmalar da o güzel mesajlarınızda geri gelecekti dönmek istemesem de her şey bitecekti. Ancak o psikolojiyle farkında olmadan silmişim kitabı. Neyse ki dosya elimde vardı ve ben yeniden atıyorum. Yine 2k olur muyuz?🥹 Sizi çok oy konusunda yormamak adına iki bölümü çok uzun olmayacak şekilde bazen birleştireceğim.

Bu kitap fantastik bir tür olup hiçbir gerçek kurum ve kuruluşla bir bağlantısı yoktur

                                                                                Kanatları kırılırken ruhu kana bulanmışlara...

Korku dolu bakışlarımı sevdiğim adama çevirdiğimde ise o da korku dolu bakışlarını önce bana sonra da Demir'e çevirmişti. Oysa tek korkuları bizdik aslında. "Demir?"
"Bırak silahını Yağız." Demir'in sesi ilk defa umutsuzca çıkıyordu. Silahlarını yere bırakıp o adamlara doğru attıktan sonra bizi sürükleyerek dışarıya çıkardılar ve yolun ortasında yere çöktürdüler benle arkadaşımı, etraftaki insanları umursamayarak. Yağız ve Demir ise arkamızda ayakta duruyordu. Artık daha da emindim, dertleri bizzat bizdik, başka kimse değildi. Ya da ben. "Kadını çağırabilirsin," dedi az önceki önde duran adam ve arkalarda duran biri hemen dış kapıya doğru koştu. Buradan sağ bir şekilde dönemezlerdi, polisler de gelmek üzeredir zaten.

Bir dakika biri mi geliyordu? Kimdi ki gelecek olan kadın? Adamlardan biri hemen yanıma gelmiş ve sevdiğim adamın bağırışlarını, teyzemin çırpınışlarını görmezden gelerek beni kolumdan tutup sertçe en öne getirip yeniden dizlerimin üzerine çökmeme neden olmuştu. "Geldi abi," dedi az önce bir arabaya doğru giden adam. Duyduğum topuklunun sesleri kulağıma dolarken önümde duran adam yavaşça kenara çekildi ve gözlerim onun delici, can yakan gözleriyle buluştu. "Sen?" dedim ama devam edemedim. Adım adım bana doğru yaklaştı ve elindeki silaha göz ucuyla bakıp yeniden bana döndü ve tam önümde durdu. "Özledin mi beni Dora?"

15 YIL ÖNCE

Güne siren sesleriyle uyanmanın nasıl bir şey olduğunu çoğumuz bilemeyiz. Peki ya bilenler? Günün hangi saatinde veya neresinde kimler ölüyor ya da katlediliyor kim bilebilir ki? Üniversiteye başlayalı henüz beş ay olmuştu.

Finallerden sonraki tatilden döneli ise sadece bir hafta oluyordu ki birden bire her şey yerle bir oldu. Okula adımımı atar atmaz tiz çığlıklar kulağımı tırmalamıştı. Henüz ne zaman öldüğü belli olmayan bir kızın başında yaklaşık otuz kişi vardı. Kulağımı dolduran ikinci ses, siren sesleri, bakışlarımı cesetten ayırmama sebep olmuştu.

Yeniden cesete baktığımda ise artık daha net görebiliyordum. Okulumuzun egoist ve bir o kadar da tanınan kızlarından biriydi o. İsmi Sedef. Uzun boylu ,sarışın, çok güzel bir kızdı ve şimdi her yeri kan içindeydi. Yüzünün yarısı parçalanmıştı ve bacağında da çok derin olmayan bir delik vardı. O güzel ve uzun saçları ise biçimsizce kesilmişti.

Bahse varım ki bu bir intihar vakası değil. Zaten kimse kendini bu hale getirip intihar edemez. Çok tanınan insanların daha fazla düşmanı olur genelde ve kimse bencil insanları sevmez. Bir insanın ölmesine üzüldüm ama onun ölmesine pek de üzüldüğüm söylenemezdi. Neticede bir defa bile konuşmadığım diğer kızlar gibiydi o da. Cesetin başında ki kalabalık dağıtıldıktan sonra tek tek ifadelerimiz alındı.

Geçmişin Yara İzleri(Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin