VEDA- FİNAL

31 17 4
                                    

BU BÖLÜM İKİ BÖLÜMDEN OLUŞMAKTADIR.

PART- 1

Yarın Simay taburcu olacaktı ve ben bugün kendi meselelerime son vermek istiyordum. Bugün başrol bendim ve bazı vedalar gerekecekti, limazaları olan. Üzerimde mor bir kazak vardı dizlerimin biraz üstünde biten. Altına ise siyah deri bir pantolon giyinmiş saçlarımı ise açık bırakmıştım. Uzayacaktı o saçlar, çocukluğuma verdiğim bir söz vardı çünkü. Saçımın uzun olduğu o an, çocukluğum iyileşmiş sayılacaktı çünkü herkes tarafından. Saçlarım uzun kalacaktı artık. Çünkü büyümüş çocukların saçları uzun olmak zorundaydı.

Bir kez daha evden çıkmış ve arabaya binip yola koyulmuştum. Yarın arkadaşım geldiğinde yanımda seçtiğim kişi olsun istiyordum çünkü. Fulya ile konuşmuş ve ona kararımı söylemiştim. Simay'dan sonra ilk öğrenen kişi de o olmuştu. Annemle de konuşmuştum ama ona söylememiştim seçimimi. O ise ben yanlarına gittiğimde öğrenecekti her şeyi.

Fulya ile konuşmamızın üzerinden üç koca gece geçmişti ve ben pek de iyi bir uyku çekememiştim bu süre zarfında fakat bu uykusuz kalınan geceler de son bulacaktı bugün. Bakışlarım yoldan ayrılıp yan koltuğa kaydığında yaptığım kurabiyeleri gördüm. Yeniden yola döndüğümde ise biraz daha gaza basmıştım. İlk görüşeceğim kişi Aslan olacaktı ve ben önce ona anlatacaktım her şeyi. Araç son sürat ilerledikten kırk üç dakika elli beş saniye sonra onun evinin önünde durdu ve ben ilk kez erken gelmeme sevinmeden indim araçtan. Yollarda geçireceğim zamanlar daha değerli olmuştu şimdi bana çünkü inkar edemezdim, canım çok yanıyordu.

Arabayı kilitleyip kurabiyeleri de araçta bıraktıktan sonra bahçe kapısından geçip kapının önüne geldim. İçime derin bir nefes çektikten sonra da zile bastım ve kapıyı açacağı o anı bekledim.

Ve beklenen o an gelmiş, Aslan kapıyı açmıştı bana.

Aslan zaten kapılarını hep bana açıyordu.

...

Bayağı bir yol gitmem gerekmişti onunla buluşacağım parka ulaşmak için ve Aslan'ın evinden çıkmamın üzerinden de iki saat geçmişti. Araçtan inip parkın içine doğru, daha doğrusu sevgili olduğumuz lise zamanlarımızda hep oturduğumuz o banka doğru adım adım ilerledim ama bedenim titriyordu sanki.

Dik durmalıydım ama.

Bugün en güçlü olduğum an olmalıydı.

Çünkü başroller kim olursa olsun hep en güçlü karakterler olurdu. Değil mi? Görüş hizama girdiğinde ve bakışlarımız buluştuğunda heyecanla ayağa kalktı. Gözleri gözlerimden ayrıldığında ise gördüğü ilk şey elimde tuttuğum kurabiyeler olmuştu. Yüzünde bir gülümseme oluşurken ona doğru ilerledim ve tam karşısında durdum. ‟Hoş geldin Sonbaharım." Yanağıma bir öpücük kondurup geri çekildi. ‟Hoş buldum." Ona kurabiyeleri uzatıp banka oturduktan sonra o da yanıma oturdu, eski günlerdeki gibi. Kurabiyeleri yemeye başlarken de benim konuşmamı bekliyordu ama hayır, önce kurabiyeler bitecekti. ‟Yer misin?" diye sorduğunda kafamı hayır anlamında iki yana salladım. En sonunda kurabiyeler bittiğinde ise bana ‟Kurabiyeler varsa seçtiğin kişi benim demektir," dedi.

‟Üç gün sonra seçtiğim kişiyi açıklayacağım."

‟Peki benden ne istiyorsun?"

‟Onun yanında olmanı."

‟Onun yanında olmamı mı?"

‟Evet. Sana atacağım saatte konumunu göndereceğim parkta ol Fulya, lütfen. O çok yıkılacak ve ağlarken başını yaslayacağı omuz arayacak. O omuz benim omzum olamaz."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 31 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Geçmişin Yara İzleri(Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin