OYUNUN SONU

108 95 0
                                    

‟Kimi arayacaksın?" Telefonu elime alır almaz birini arayacağımı bilecek kadar çok tanıyordu beni. Zaten telefonu elime alıp başka ne yapacaktım ki şu durumda? ‟Polisi."

‟Polisi mi? Ne diyeceksin ki onlara?"

‟Aklımdan geçen her şeyi. Bize oynanan bu oyunun bir sonu gelmeli artık Eylül. Zaman daralıyor."

...

Saat gecenin 00.00 idi. 5 Ekim Perşembe saat 00.00'da bende birinden kurtuldum. Tıpkı yıllar önce Lefu'nun birden fazla masum insandan kurtulduğu gibi. Fakat bir fark vardı aramızda, ben onun gibi masum bir insandan değil bir şeytandan kurtulmuştum.

...

Eve gelip yemeğimizi yedikten sonra pijamalarımı giyindim ve salona indim. Bugün de benim için yoğun bir gündü fakat eskisi kadar yorulmuyordum artık. Tabi Mustafa Beyin, her ne kadar ona bey demek içimden gelmese de, tacizlerinin sonucu psikolojik yorulmalarımı görmezden gelirsek. İnsan bunu nasıl göz ardı edebilirse ve de. Simay da dostumuzla birlikte yanıma gelip otururken bir şeyler düşündüğü bariz belliydi suratından. Zaten yemekte de pek konuşmamıştık, çok iştahlı bir şekilde yemek yememesine rağmen. Neydi aklını bu kadar kurcalayan şey? ‟Sen iyi misin?" Soruma cevap vermemişti. Çünkü soru sorduğumu farkında bile değildi. ‟Simay?"

‟Ha?" Yok yok, arkadaşım gerçekten iyi değildi. ‟Sana sesleniyorum ama duymuyorsun." Sağ eliyle saçlarını karıştırıp ‟Duymamışım kusura bakma. Ne demiştin?" diye sordu. ‟İyi misin diye sormuştum, pek iyi görünmüyorsun da. Yani dalgın gibisin." Gibisi az kalırdı, gerçekten dalgındı. ‟İyiyim bir sorun yok, sadece yarın aşı yapılacak da onu düşünüyordum." Yalan söylüyordu. Bana ne zaman yalan söylese yüz ifadesi hemen değişirdi çünkü. ‟Doğruyu söyle Simay. Yalanlarını her zaman fark ettiğimi biliyorsun." Bu seferde sesli bir nefes verip arkasına daha da yaslandı ve dizlerini kendine doğru çekti.

‟Hastane odama bir kamera yerleştirmiş ve oradan odama kimin girip kimin girmediğini görüyordum fakat dünün kamera kayıtları yoktu bugün baktığımda. Biri kamerayı bulmuş olmalı."

...

Yine sabah erken kalkıp karargaha gelmiş ve işlerimi halletmiştim. Bugün Eslem ile sürekli bir şeyler yaptığımızdan dolayı maillerimi kontrol edememiştim bu yüzden hastane bir şey gönderdi mi göndermedi mi bilmiyordum ve aklım biraz orada kalmıştı fakat hâlâ zamanım yoktu. ‟Yeni gelen ilaçları yarın yerleştirelim mi Simay Hanım?"

‟Olur Eslem." Önümdeki kutudaki ilaçları raflara yerleştirdikten sonra nihayet öğle yemeği için karargahtan ayrılabilmiştim. Her ne kadar tek başıma yemek yemek istemesem de hastane odamdaki kamera kaydını izlemem için iyi bir fırsat yakalamıştım. Garsona siparişimi verdikten sonra yemeğim gelene kadar telefonumu çıkardım ve kamera kaydını açtım. Son birkaç günün kamera kayıtlarında bir şey bulamayınca dünün kamera kaydına bakmak için tuşa tıkladım fakat hiçbir şey görünmüyordu. ‟Ne oluyor şimdi ya?" Telefonumu kontrol ettikten sonra bir sorun olmadığını görünce asıl sorunun kamerada olabileceğini düşündüm. Bulmuş olabilirler miydi kamerayı? Ama kim?

...

‟Ne?" Kim bulmuş olabilir ki? ‟Bugüne kadar ne buldun peki? Lütfen bir şey bulduğunu söyle bana." Kafasını evet anlamında sallayarak ‟Buldum sayılır, yani odama biri girdi ama yüzünü göremedim," dedi. Gerçekten şaka gibi ya. Kendimi artık bir korku filminin içinde gibi hissediyordum. ‟Başka da bir şey bulamadın tabi ki?"

‟Hayır." Bu sefer de ben sesli bir nefes verdikten sonra moral bozukluğuyla telefonu elime aldım ve sosyal medyada dolaşmaya başladım. Ne kadar da garip insanların mutsuzken mutluymuş gibi davranması. Niye bu kadar mutluymuş gibi yansıtma peşinde ki hepsi? İnsanların asıl gücü sadece mutluluklarımızla gerçekleştiğine inanması çok saçmaydı. Güç neden bundan ibaretmiş gibi görünüyordu, mutsuzluklarımız da bizi biz yapan şeyler değil miydi? Onlar da bizleri güçlü yapmıyor muydu? Bana göre asıl güç bir insanın o yaşına kadar görüp yaşadığı mutlulukları, mutsuzlukları ve hayal kırıklıkları sonucu kendine çıkardığı derstir. Bu hayatta bir şeylerden ders çıkaramazsak zaten bırakın daha da güçlenmeyi içimizde bulunan gücü bile kaybedebilirdik.

Geçmişin Yara İzleri(Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin