GEÇMİŞİN ŞU ANI

113 102 0
                                    

Her şey sırayla olurdu ve bazı şeylerin nihayet sırası gelmişti bugün.

Üzerime beyaz bir pantolon ve mavi bir bluz giyip bahçeye çıkmıştım. Bugün bizim için büyük gündü çünkü Eylül ile birlikte hastaneye gidip kamera kayıtlarına bakacaktık. Bahçeye çıktığımda teyzemle arkadaşımın oturup kahkahalar atarak sohbet ettiklerini gördüm. ‟Ne konuşuyorsunuz böyle kahkahalarla gülecek kadar merak ettim doğrusu."

‟Gel gel Simay, teyzen lise aşkını anlatıyor, daha doğrusu lisede ona aşık olan bir çocuğu." Gülümseyerek teyzemin karşısındaki sandalyeye kuruldum. ‟İnan bana defalarca dinledim bu hikayeleri bir daha aynı şeyleri dinlemeyi bünyemin kaldıracağını hiç sanmıyorum." Teyzem masanın altından ayağıma vurunca dudaklarımdan minik bir inilti döküldü ve ardından kıkırdadım. Eylül bu halime gülerken ben de yanıma gelen dostumu kucağıma aldım ve her gün yaptığım gibi yine tüylerini okşadım. ‟Aslan'la nasıl gidiyor Eylül, o çocuğu karargahta görünce çok şaşırmıştım?" Demir'den bahsediyordu teyzem ama keşke her ikisini aynı cümlede geçirmeseydi. ‟Benim için ailesiyle kavga etti Derya Teyze. O beni çok seviyor ama..." Yine aklı karışmış arkadaşımın anlaşılan. ‟Ama?"

Sesli bir nefes verip saçlarını arkaya attı. ‟Bilmiyorum, yani o beni çok seviyor çok aşık bana ama ben ne hissettiğimi bir türlü anlayamıyorum. Bir gün kalkıyorum ve tamam ben de ona aşığım diyorum ama başka bir gün onu sevmediğimi düşünüyorum. O pislik gelene kadar hiç böyle değildim ben, sevgilimle belki çok yakın değildik ama aklım karışmıyordu hiç." Teyzem bir anne edasıyla öne doğru eğilip arkadaşımın elini tutunca duygulanmıştım çünkü hep bu tür anlarda teyzemin çocuğu yaşasaydı ne olurdu diye düşünmeden edemiyordum.

‟Bak tatlım, bu hayatta birçok önemli şey vardır ama asıl önemli olan aklının karışıp karışmaması değil, kalbinin karışıp karışmamasıdır, yani senin odaklanman gereken şey aklın değil kalbin." Eylül daha da düşünceli bir tavırla masayı izlerken, ben boşluğu izlediğine emindim, yüzünde bir gülümseme yer edindi ama bu mutlu olduğunu belli eden değil de daha çok kafası daha fazla karıştığı için kendine güldüğünü belli eden bir gülüştü.

‟Tahmini sizi ne zaman böyle aşık ve bazen de aşktan dolayı kafası karışmış bir şekilde görürüz acaba Dora Hanım?" Kahve kucağımdan inip bahçede koştururken teyzeme göz devirdim ama o bir kez daha ayağıma vurdu, daha sert bir şekilde. ‟Muhtemelen hiçbir zaman teyzoşum."

‟Valla ben o çocuğu çok beğendim. Neydi adı...ha, Doktor Yağız. Bence çok yakışıyorsunuz bir düşün bence derim, hem bende ölmeden senin mürvetini görmüş olurum."

‟Teyze!"

...

Sürücü koltuğunda oldukça gergin bir şekilde araba kullanıyordum. Eylül ise yine dalgın bakışlarla camdan dışarıyı seyrediyordu ama içten içe onun da gergin olduğunu hissedebiliyordum. ‟İyi misin?" Kafasını yavaş bir hareketle bana doğru çevirmişti. ‟Bilmiyorum ki Simay, onu gördüğümden beri iyi değil gibiyim. Zamanında giderken de hayatımı alt üst etmişti şimdi geri gelince de hayatım alt üst oldu. Ne yapacağımı hiç bilmiyorum, Aslan'la ondan daha fazla güzel anım oldu ve ona çok alıştım. Şimdi hayatımdan çıkıp giderse boşluğa düşerim ama o akşam onunla aynı ortamda bulunmak veya göz göze gelmek de kalp atışlarımı hızlandırdı ve...ve...sanırım geçmişi çok özledim ben Simay. En azından onunla olan geçmişimi."

‟Ben hiç senin yaşadığın gibi bir aşk yaşamadım Eylül ama özlediğin Demir mi, geçmişte ki sevgilin mi, anılar mı yoksa geçmişte o kadar zor bir hayatın varken seni mutlu etmesi mi, yani mutluluğun mu?" Göz ucuyla ona baktığımda kafasının daha da karıştığını ve bir cevap verebilecek durumda olmadığını fark ettim. Sanırım tek cümleyle kızın kafasına sıçmıştım. Saat gecenin üçüne gelirken biz hastaneye varmış ve arabayı biraz uzakta park edip içeriye girmiştik. Asansörle yukarıya çıkarken bir kez daha planımızdan bahsediyorduk. ‟Olur da adamla konuşman biterse işte o zaman bekleme ve hemen uzaklaş oradan tamam mı? Benim yakalanmam iyi olmaz belki ama yakalansam bile bir şekilde kurtulurum bu durumdan ama aynısı senin için geçerli değil. Bir de konuşmanız bitince öksürmeyi unutma ters bir şeyler olursa geldiğinizi anlayabileyim."

Geçmişin Yara İzleri(Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin