0.3 - 10 YILLIK TUTSAKLIK

334 40 16
                                    

GÜNÜMÜZ

Coşkun, Haldun'u ararken gösterdiği sabrın daha fazlasını şimdi onu mahzeninde tutsak ederken gösteriyordu. Çünkü onu kızının önünde acı içinde öldürme isteği öfkesinin de ötesinde bir arzuydu.

10 yıl geçmişti ama Coşkun Beril'den en uzak bir iz bile bulamamıştı. Ne kadar bulmak isterse istesin Metin onu geçen yıllar içinde öyle bir yetiştirmişti ki bulunmak istemiyorsa, kimse onun yaşadığı şehre ayak dahi basamazdı.

Babası Ahmet'in 20. ölüm yıl dönümünde, Coşkun 37 yaşına basmak üzereydi. Haldun'u yıllardır tutsak edip eziyet etse de içindeki 18 yaşından beri onunla yaşayan öfkesi dinmemiş, öldürse de dinmeyecekti. Çünkü Coşkun, o acının esiriydi.

C: Kolay konuşmayacağını biliyordum ama 10 yıl oldu Haldun. Bugün babamın öldüğü gün. Senin de kızının doğduğu...

Yüzü tanınmaz hale gelen, saçları ağırmış ölüden farkı olmayan Haldun, kapatıldığı mahzene gelen Coşkun'a güçlükle baktı.

İçeride tahta bir yatak ve battaniyeden başka hiçbir şey olmayan bu karanlık odada Haldun 10 yılını geçirmişti. İlk yıllarında sayısız eziyet gören adam sonralardan Coşkun'un bunların bir işe yaramadığını anlamasıyla son bulmuştu.

Bu karanlık ve soğuk mahzende mahkûmdan tek farkı 10 yıldır hiç gün ışığı görmemiş olmasıydı. Küçük bir penceresi bile yoktu. Akıl sağlığını bozduğu noktada vücudu da zayıf düşmüştü.

İki günde bir yediği yemekle bitap olsada her gün hareketini yapıyor, konuşuyor, mekik çekiyor hala kızını bulamamalarının verdiği enerjiyle nefes almak için kendine bir neden yaratıyordu. Beril. Kızı bu nedenlerin en güzeliydi.

Coşkun her karşısına geldiğinde daha çok umutlanıyordu. Çünkü onu asla bulamayacaklardı.

H: Yine umutsuz vakasın Coşkun.

C: Eninde sonunda kızını bulacağım ve...

H: Kızımı karıştırmayı bırak. Sık kafama gitsin. Yoksa eski Haldun'u mumla aratırım sana!!

Öfkesi gözlerinden okunan Haldun tükürürcesine konuşuyordu. Kızıyla geçirmiş olduğu kaçak ama güzel yıllar onu yumuşatsada bir tarafı hep tetikte kalmıştı.

C: Peki karın Haldun. Onu bulursam?

H: Ne anlatıyorsun?!!

Coşkun'un sinsi gülüşü Haldun'un ilgisini çekmişti. Çünkü bu gülüş benim bildiğim ama senin bilmediğin çok şey var küçümseyişiydi.

C: Ölmeden önce bunu bilmek istersin bence.

Elindeki bıçakla elmasını yavaşça soyarken Haldun'un gözleri Coşkun'daydı. Ağzından çıkacakları merak etsede sakin görünerek konuşmasını beklemişti.

C: Ne oldu ilgini çekmedi mi? Öldüğünden bu kadar eminsin yani.

H: Evet!

C: Onu kurtardım Haldun. Uzun bir süre benle yaşadı. Seni bulmamı iple çekti çünkü sen onu yaşarken gömmüş ve bebeği alıp gitmiştin.

Haldun kafasını hayır diyerek sağa sola çevirken o günkü çaresizliği ve acısını hatırlamıştı. Akıl sağlığının bozukluğu gerçekten böyle bir şeyi yapabileceğini söylüyordu ona.

C: Meltem Yurter'in 1 ay sonra gözlerini açmasıyla duyduğu ilk hikaye bu oldu Haldun. İkimizin de senden alacakları vardı ama bir süre sonra ortadan kayboldu. Belki şu an hala seni aramakla meşguldür. Sana aşkından değil. Kızı için. Ah keşke burada olsaydı belki o zaman onu bulması için konuşurdun.

H: Neden şimdi anlatıyorsun bunları?

C: Sana eziyet etmeyi bıraktığım vakit karını aramaya koyuldum. Onu bulup yanına kapattığımda ister istemez konuşacaktın.

H: Buldun mu? Gerçekten yaşıyor mu?

C: Evet, buldum sayılır. Onun olduğunu düşünüyorum ama kesin olmak için ona bir yem attım. Bakalım seni almaya gelecek mi?!

H: Bana bunları anlattıktan sonra kızımdan bahsedeceğimi mi düşünüyorsun!!

C: Hayır. Kızını bulana kadar,ki onu elbet bulacağım Haldun! Şimdilik annesiyle idare edeceğiz. Ölmüş karınla biraz hasret giderirsin sonra senin değil onun kafasına sıkacağım.!

H: Sıkılmadın mı cidden?!

C: Sıkıldım işte!!! Senin o lanet boğazını doyurmaktan sıkıldım. Biraz değsin.!!

Duyulan silah sesleri ile hiç istifini bozmayan Coşkun elindeki bıçağı yere bırakarak "Belki karın seni öldürmek ister lazım olur kendini koru. Ölmeni istemem" dedi ve yakın koruması eşliğinde mahzenden ayrıldı.

Haldun duyulan silah seslerinin arasında ne olduğunu anlamaya çalışırken uzun süren çatışma sonucu Coşkun'un Meltem'le içeri girmeyeceğini ve blöf yaptığını düşünerek Coşkun'un yere bıraktığı bıçağı alarak elleri arkasında beklemeye başladı.

Adamın kestiremediği 1 saatlik süre sonunda mavi gözlü bir genç Haldun'un bulunduğu bölmeye gelerek karşında durdu. Keskin gözleriyle ona bakarken genç adam onu kapana kısılmış ama hala tehlikeli olan bir aslana benzetmişti.


Medya: Fabrio Sala

BABA VE KIZI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin