0.7 - AV MI, AVCI MI?

271 33 37
                                    

"Av mı, Avcı mı?"

Haldun, Meltem'in hazırladığı çökertme kebabından yerken yaşadıklarını sorguluyordu. Onun sofrasında, onun çocukları ile oturmuş yemek yiyor ve karanlık bir tutsaklıktan aydınlık bir diğer tutsaklığa geçiş yaptığını düşünüyordu.

Buraya geleli 1 hafta olmuştu ama hala o karanlıktaki Haldun olarak kalmıştı. Bugünü ve geçmişi değil hayatının 10 yıllık bir dönemindeydi. Bundan kurtulması kolay olmayacaktı. Kızı için nefes alırken yine aynı duyguyla buradan kurtulup onu Türkiye'den, Coşkun'dan uzak tutup hayatını yaşamasını istiyordu.

Onu bir daha hiç göremeyeceğini düşündüğü için özlemek, hasret gibi duyguları yok sayarak sadece ölümü beklediği yılların aksine şimdi tekrar görme umuduyla onu deliler gibi özlediği gerçeği tsunami gibi kıyısına büyük bir yıkımla çarparken boğulmaktan korktuğu diğer limanına bakıyordu.
Yıllarca yasını tuttuğu karısı Meltem...

Bakışlarını üzerinde hisseden kadın "Eski beni arıyorsan o ben değilim Haldun. Yemeğini ye ve odana git!! Kızım bana gelene kadar buradasın o kadar" dedi.

"Ölmüştün Meltem. Nabzın yoktu. Beril'i bile kurtaramadığımı düşündüğüm anda ağlamaya başlamıştı. Minnetle ona bakmıştım. Yeni doğmasına rağmen çok güzel bir kızdı. Yaşadığını bilseydim her şey farklı olabilirdi. Kızımızı..."

Dinlemeye daha fazla dayanamayan Meltem konuşmasını bıçak gibi kesti. "Geçmişle ilgilenmiyorum Haldun!!! Bunları Beril'e anlatırsın."

Masadan kalkıp giderken Fabrio ve Lily yemeklerinden başını kaldırıp ona baktılar.

Haldun geldiğinden beri hiç sesini çıkarmayan, onunla muhatap olmayan Lily sessizliğini bozdu. "Sen neden savaşmak yerine kendi kızını kaçırıp kayıplara karıştın? Üstelik bunu annemi kızından ayırarak yaptın!" dedi Lily.

Kızgındı.

Ailesinin işlerinden çok uzak onlarla hiç ilgilenmeyen genç kız şimdi annesi olarak kabul ettiği Meltem yerine geçmişin hesabını soruyordu.

"Kızımı bu hayattan uzak tutmak istedim. Meltem'in yaşadığını bilsem onu neden Beril'den ayırayım. Savaşmak mı eğer annesi yanında olsaydı bunu yapabilirdim ama onun bir aileye ihtiyacı vardı" dedi samimiyetle cevap veren Haldun.

Üvey çocuklar dinlediği iki farklı hikayenin içinde bulunmak istemiyordu. Fabrio'nun hiç sesi çıkmazken Lily böyle bir hata olmasaydı annem olmazdı diye de düşünmeden edememişti. Bu bencilliği onu daha fazla sinirlendirerek bahçeye hava almaya çıkmıştı. Ve masada Haldun ve Fabrio kaldılar.

Haldun o da içini dökecek bir şeyler söyler mi diye bakarken Fabrio "Benim yüzleşecek bir şeyim yok. Neye bakıyorsun?" diyerek yemeğini yemeye devam etti.

Bu rahatlığı Haldun'un hoşuna gitmişti. En azından biraz da olsa gerginliği son bulmuştu.

"Meltem'i anneniz olarak mı görüyorsunuz?"

Sorduğu soruya şaşıran Fabrio "Sınırını koruman gerek yaşlı kurt" dedi.

"Nasıl sizi bulduğunu ve hayatta kaldığını merak ediyorum. Coşkun'dan nasıl kaçtı? Neredeydi?"

"Babam Ivan. Onu kötü durumda iken buldu ve o zamandan beri İtalya'da birlikteyiz. Ben pek olmasam bile Lily tam anlamıyla onun annesi. Senin kızınla aynı yaşta. Onu Beril olarak görüp büyüttü. Ben henüz 9 yaşındaydım. Annemizi doğumda kaybettik."

Bu kadar bilgi yeter daha fazla da konuşmam diyen Fabrio bunu yemeğini bitirip masadan kalktığında belli etmişti. Daha çok dışarı çıkmak isteyen duygularından kaçmak gibiydi. Çünkü yüzünü hayal meyal hatırladığı annesine özlem duyuyordu.

BABA VE KIZI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin