0.2 - AYRILIK

474 43 16
                                        

Bugün yeni ismi ile Beril Avcı'nın doğum günüydü. Haldun kızına çok sevdiği eşinin ölüm yıldönümü diye bakmayıp her yıl onu mutlu ederdi. Henüz 10 yaşında olan Beril bunu bilseydi bugün lunapark diye tutturmazdı. Bu gerçeği hiçbir zaman bilmeyeceğini düşünen Haldun bunun kaçınılmaz olduğunu anlayacaktı.

"Bal porsuğum hazır mı bakalım." Beril ona öyle seslenilmesinden hoşlanmazdı ama babası bu durumu bazen bilerek yapardı. "Bana öyle seslenme baba." diyerek odasından çıkan kız babasının gülüşü ile karşılaşmıştı.

"Bal porsukları zora dayanıklıdır. Kendinden daha büyük ve tehlikeli hayvanlara bile sardırabilecek kadar cesur ve inatçıdırlar." Kızının burnana dokunup devam etti. "Yani tıpkı senin gibi. İnatçılığın ağır basıyor tabi."

Beril neden kendini bir hayvana benzettiğini ilk defa duymuştu. Biraz hoşuna gitse de sonuç olarak bir hayvan diye içinden geçirdi. "Ama yinede hayvan ismi ile seslenilmek hoş değil."

Babası elinden tutup evden çıkarken konuşmasına devam etti. "Seni aslana benzetseydim hoşuna gider miydi?" Beril düşünmeye başladı. Sonuçta Aslan ormanın kralıydı. "Olabilir."

"Haldun, Beril'i koltuğa oturtup ehliyet kemerini takarken "Demekki olay Hayvan değilmiş küçük hanım." dedi.

Beril zamanla Haldun'un mantıklı konuşmalarına karşı yenilğisini babasından öğrendiği yeni bir şey olarak bakmaya başlamıştı. Babasından aldığı zekası ve Haldun'un ona sevgisini göstermek dışında bir yetişkin gibi konuşması, henüz 10 yaşında olsa bile bunu düşünebilme olgunluğu katıyordu. Böyle olsa bile o hala babasına şımarabilecek bir çocuktu ama yakında büyümek zorunda kalacaktı...

Lunaparka giderken Beril'in sevdiği şarkıları açan Haldun arabaya bindiğinden beri takip edildiğini hissetmesi peşindeki siyah BMW'yi göz hapsine almasına neden olmuştu.

Karanlık dünyanın en güçlü iki ailesinden biri olan Yurter ailesinin lideri olan Haldun, namı diğer Siyah Puma, av olamayacak kadar zekiydi ama Uluöz'lerin lideri Ahmet'i öldürdükten sonra bir o kadar zeki olan hayvanların hedefi olduğunu biliyordu.

Coşkun Uluöz babası öldüğünde 18 yaşındaydı ama babasının onu nasıl yetiştirdiğini bilen Haldun, ortada bir ceset yoksa ölümüne inanmayan ve onu 10 yıldır aramaktan vazgeçmeyecek düşmanı olduğunu da biliyordu.

Haldun lunaparka geldiğinde arkasındaki araba onunla birlikte durmuştu. Artık peşinde olduğuna emin olan Haldun, güvendiği arkadaşı Metin'e mesaj atarak attığı konuma gelmesini söylemişti. Çünkü bugün başına bir şey gelmesi halinde kızını emanet edeceği tek kişiydi. Ona bu senaryoyu düşünerek daha önceden talimatlar vermişti bile.

"Cesur kızım korku trenine binmek ister misin?" Beril'in aklından geçen ilk durağın orası olduğunu biliyordu babası. "Cesur derken beni cesaretlindirmeye çalışmana gerek yok baba. Cesarete ihtiyacım olduğunu sanmıyorum." O tam anlamıyla Haldun'un kızıydı.

"O zaman tek başına binebilirsin diye düşünüyorum." Babası kızını tanıdığı için itiraz etse bile başta cesur kızım diye başladığı için Beril babası olmadan bincekti.

"Tamam olur. Sen de dondurma alır mısın?" Haldun'un beklediği fırsat ayağına gelmişti. Gidip adamları aklamak için artık bir bahanesi vardı. "Olur kızım."

Kızına bilet ayarlayan Haldun onu trene bindirdikten sonra hemen dışarı çıkmıştı. Meydanda büfelerin yanında etrafına arayan gözlerle bakan adamları görünce aradığı kişinin onlar olduğunu anlamıştı.

Telaşlı gözükmeseler bile Haldun onların karanlık dünyaya ait olduğunu anlardı. Adamların gözleri Haldun'u bulunca hızlı adımlarla ona yaklaştı. Sakallarına aklar düşse bile onu tanımışlardı.

"Burada olmaz." diyen Haldun yüzüne yediği yumrukla sendeledi. Karşı tarafın konuşarak anlaşacağı biri olmadığını bilmesi gerekiyordu.
"Coşkun abiye anlatırsın derdini. Seni ve kızını ona götüreceğiz."

Gözü dönen Haldun'un kızına asla ulaşmamaları için onları ortadan kaldırması gerekiyordu ama burada herkesin önünde birini öldüremezdi.

Yumruk atan adamı iki hamlede etkisis hale getirildiğini gören diğer adam belindeki silahı çekmekten çekinmedi. Silahı ona doğrulttuğunda yükselen çığlık seslerine aldırış etmeden Haldun'un bacağına sıktı çünkü emir sağ şekilde ele geçirilmesiydi.

Babasını arayan Belis, Haldun'u görünce "Baba!" diye bağırmıştı. Kızının böyle bir manzarayla karşı karşıya kalmasını hiç istemeyen Haldun'un korktuğu başına gelmişti.

Belis ona doğru koşacakken onu yakalayan Metin oldu. Aldığı talimat ile arkadaşı Harun'a yardım etmeden Belis'i uzaklaştıracaktı. Son kez arkadaşına baktığında ise gözünde doğru olanı yaptığını gösteren bir minnet vardı.

Silahlı adamın hedefinde bu sefer Metin olunca kızına kurşun gelmesi ihtimalini bile düşünmek istemeyen Haldun dikkati başka yerde olan adamın elindeki silahı savurdu. Kendine gelmiş yerdeki Coşkun'un adamı kafasına silah dayadığında en azından kızının güvende olduğunu biliyordu...

Veto ve yorumlarınızı bekliyorum✳️

İlk bu hikayeyi görenler Kuzgunlar hikayeme de bir şans verin🩵

BABA VE KIZI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin