0.5 - BAL PORSUĞU

317 37 22
                                    

İntikam peşindeyseniz iki mezar kazmanız gerekir.


"Porsuk, hadi gel. Yeter bu kadar spor biraz yemek yemelisin."

"Bana öyle seslenmemeni söylemiştim Metin amca!"

Beril Avcı, Yurter ailenin son üyesi artık 20 yaşına gelmiştir. Babasından kopalı 10 yıl olmasına rağmen o lunapark gününü düşünmediği tek bir gün bile olmamıştı.

Bir çocuğun babasını özlediği her an gittiği yer lunapark mı olmalı diye düşünürdü hep.

Hala yaşadığına olan inancı onu güçlü biri yapmıştı. Babası kızım Fransa'da bir yerlerde güzel bir hayat sürüyor diye hayal ederken o İtalya'da büyümüş, bir çok tehlikeli yollara sapmış ama babası gibi korkusuzdu. Haldun onun böyle büyümesini istememişti ama o artık tüm gerçekleri biliyordu ve bir gün mutlaka Coşkun için Türkiye'ye geri dönecekti.

"Dediğimi yapmadığın her an sana porsuk dediğimin farkındasındır o zaman" dedi Metin.

Sevgili dostu Haldun'un emanetine bakarken mahçup hissediyordu Metin. Beril artık ondan bağımsız tek başına yaşayabilecek kadar güçlü ve tehlikeli bir kız olmuştu çünkü ona gösterdiği sevgi, asıl göstermesi gereken kişilerin yerini doldurmuyordu. Haldun ise sadece kızının normal bir hayat yaşamasını istemişti ama babasının kaderi onun çıkmazıydı.

'Köyü tarafından sevilmeyen çocuk, sonunda o sevgi sıcaklığını hissetmek için köyünü yakar' diyen bir Afrika atasözü gibi o da bir gün o köyü yakacak potansiyelde bir kızdı.

"Tamam geldim! Oldu mu?" dedi Beril, Metin'in hazırladığı sofraya otururken.

"Oldu küçük hanım."

"Senin şu hitap işlerini ne yapacağız Metin amca. Sadece Beril diyemiyor musun?"

Metin küçük bir kahkaha atarken elindeki makarna sosundan zamanla kızı gibi gördüğü Beril'in tabağına koydu.

"Beceremiyorum sanırım" diyerek göz kırparken telefonuna bir bildirim düştü.

Okuduktan sonra kaşları çatılan Metin'in paniklediğini anlayan Beril, hiçbir şey olmamış gibi yemeğini yemeye başladı.

"Benim telefon etmem gerek. Sen de bu yemeği bitirmeden kalkmıyorsun!" dedi Metin ayaklanırken.

"Anlaşıldı emirhazretleri."

Beril dalgaya vursada bir şeyler olduğunu anlamıştı. Metin'e gelen haber her ne ise eninde sonunda öğrenirdi.

Metin Haldun hakkındaki yayılan haberi Coşkun'un Beril'i bulmak için etrafa salmış olabileceğini düşünürken dostu Haldun'un hala hayatta olması onu mutlu etmişti ama bu buruk bir mutluluktu. 10 yıl boyunca eziyet görmüş olabileceğini düşmesi canını yakmıştı. Hele ki bunu Beril öğrenirse işte o zaman ortalığı ateşe verebileceğini biliyordu. Eğer dostuna yardım edebilecekse bunu kendisi yapmalıydı.

Yemeğini yiyen Beril'e aynı haber geldiğinde yerinden sıçramıştı. Onun da kendine göre haber ağları olduğundan habersiz Metin arkasına dönüp baktığında onun gözlerindeki ateşi görmesiyle anlamıştı.

"Babam bunca zaman Coşkun denen o adamın elindeymiş. Bu haberi bana söylemeyi düşündün mü?!!!"

Beril öfkesine hakim olmazken Metin "Bunu nereden bildiğini sorgulamayacağım! Otur! Bu işi ben halledeceğim merak etme ama sen burada vukuatsız bir şekilde bekliyorsun. Nerede olduğunu öğrenip mesaj atacaklar ve bir kaç yardımla kontrol etmeye gideceğim. Anlaşıldı mı Beril?"

Beril onu dinlemiyordu. Beynindeki senaryolardan en çok tekrarlananı o herifi nasıl geberteceğiydi.

"Anlaşıldı mı dedim Beril!"

Metin'in telefonuna gelen ikinci mesaj sesiyle kendine gelen Beril çok iyi bildiği anatomi bilgisi ile iki hamlede Metin'i bayıltıp onu yaşadıkları dağdaki evlerine kilitledi. Bunu yaparken tek bir hareketini bile düşünmeyen Beril öfkesinin esiriydi.

"Üzgünüm amca!"

Üzgün olduğu kısık sesiyle ağzından dökülürken kendine ufak bir valiz hazırlayarak havaalanının yolunu tuttu. Tam 10 yıl sonra Türkiye'ye dönme vakti gelmişti...

🪢

Uçaktan indikten sonra aceleci davranan Beril çarptığı adamı umursamamıştı. Kontrol kendinde olsaydı bu kabalığı yapmayacak olsa da İtalyan olmasına şaşırdığı mavi gözlerden kurtulunca yoluna devam etti.

Metin'e gelen mekanı bulması elindeki teknolojiye rağmen uzun sürmüştü. Çünkü İstanbul'un yabancısıydı. Kısa ya da uzun hiçbir yolu bilmiyordu ama eninde sonunda varmak istediği noktadaydı.

Coşkun olduğunu fotoğraflardan bildiği kaçan adama bakarken kaşları çatılmıştı. Ondan önce buraya gelip Coşkun'un adamlarıyla çatışmaya giren bir grup vardı. Babasının başka bir düşmanı mı vardı diye düşünen Beril, evet sayısız düşmanı olabileceğini biliyordu. Ne kadar çok Coşkun'un peşinden gidip onu yakalamak istese de bunu yapmadı.

Çatışmadan faydalanıp mahsenin başka bi kapısı var mı diye etrafı kolaçan eden Beril aradığını bulmuştu ama yanında da izbandut gibi bir adam belirmişti.

Yediği darbe ile sendeleyen Beril mavi gözlerindeki ateşi adama göstermekten çekinmedi.

Fabrio'nun adamı Dani karşısındaki kızı görünce afallamıştı. Bundan yararlanan Beril, bacağına çatlatacak sertlikte kaval kemiği ile vurup yüzüne de yumruğu indirmişti.

Dani acı ile bacağını tutarken bıçağına davrandı. Beril ikinci hamlesini yapacakken son anda farkettiği bıçak kolunda ufak bir çizik açmıştı. Yüzüne yediği yumrukla ise kendini yerde buldu.

Dani onu yerden kaldırıp yakalamak isterken karşında küçümsememesi gereken bir kız olduğunu fark edecek tekmeyi yüzünde yiyince çenesine gelen darbe ile bilincini kaybetmişti.

Çatışma sesleri zayıflarken acele etmesi gerektiğinin farkında olan Beril usulca içeri girdi. Mahsenin dar koridorunda yürürken babasının uzun süre burada kalmış olması içini daha fazla sızlatırken öfkesi daha çok artmıştı.

Duyduğu konuşma sesleri ile adımlarını hızlandıran Beril yüzündeki kanı silerken onu fark eden ve ona bakmakta olan tanıdık bir yüz görmüştü.

Adını bilmediği adam Fabrio'ydu..

"Sen!!" dedi Fabrio.

"Siktir!"

Beril önündeki duvarın arkasına geçip Dani'den aldığı silahla ateş etmeye başladığında Fabrio'nun kafası karışmıştı. 'Bu kız kimdi ve neden Haldun'un peşindeydi' diye düşündüğünde aklına sadece tek bir seçenek gelmişti. O da bu kızın Meltem'in kızı olma olasılığının çok yüksek olduğuydu...

Dışarıdaki adamların içerde sorun olduğunu anlamasıyla Beril şansının azaldığını düşünmüştü.
Babasını alamayacağını anlayan Beril, lanet okuyarak oradan ayrıldı ama artık kime gideceğini biliyordu. Havaalanından babasını kaçıran bu adamın kim olduğunu öğrenip babası için mutlaka geri dönecekti...

Fabrio ise Beril kaçarken adamlarına durmalarını işaret etti. İçinde bir kıpırtı olmuştu. Bu haberi emin olmadan Meltem'e söylemenin doğru olup olmadığını düşünürken adını bilmediği kızın arkasından baka kalmıştı.

Selammm.

Tahminen 2023'ün son bölümü bu olacak. Çünkü Kuzgunlar'a yeni bölüm hazırlıyorum. Onu da okuyup beğenmeyi unutmayın lütfen.

Umarım keyifle okumuşsunuzdur🤍

Medya: Beril Avcı - namıdiğer Bal Porsuğu Yurter

BABA VE KIZI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin